SETA > Haber |
Yeni Anayasa ve quot Vatandaşlık quot SETA'da Değerlendirildi

Yeni Anayasa ve "Vatandaşlık" SETA'da Değerlendirildi

“Yeni Anayasaya Doğru: Vatandaşlık” adlı SETA analizi Prof. Dr. Fazlı Hüsnü Erdem, Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Levent Korkut’un katıldığı bir panelle duyuruldu.

SETA Vakfı tarafında yayınlanan “Yeni Anayasaya DoÄŸru: VatandaÅŸlık” baÅŸlıklı SETA raporu, Prof. Dr. Fazlı Hüsnü Erdem, Prof. Dr. AyÅŸe KadıoÄŸlu ve Yrd. Doç. Dr. Levent Korkut’un katılımıyla gerçekleÅŸen bir panelle tanıtıldı. SETA Hukuk ve Ä°nsan Hakları Direktörü Yılmaz EnsaroÄŸlu’nun moderatörlüÄŸünü yaptığı panelde, Erdem vatandaÅŸlık kavramını Osmanlı ve Türkiye Anayasalarının tarihsel perspektifinde deÄŸerlendirirken, Korkut vatandaÅŸlık kavramının dünya anayasalarında nasıl yer alıp-almadığını konu edindi. KadıoÄŸlu ise farklı vatandaÅŸlık ÅŸekilleri üzerindeki görüÅŸlerini dile getirdi.

ERDEM: “1982 ANAYASASINDA 54 KEZ 'TÜRK' SÖZCÜÄžÜ KULLANILIYOR”

Prof. Dr. Fazlı Hüsnü Erdem, 1876’da yapılan Kanun-i Esasi’den günümüze kadar geçen süreçte Osmanlı ve Türkiye anayasalarında vatandaÅŸlık kavramının nasıl bir form aldığını irdelediÄŸi konuÅŸmasında bazı önemli tespitlerde bulundu. “Kanun-i Esasi ile 1921 Anayasasının vatandaÅŸlık tanımında etnik ve dini vurgular fazla yapılmıyor. Bunun yerine göreceli olarak daha kapsayıcı vatandaÅŸlık tanımları yapılıyor.” diyen Erdem, 1924’den günümüze kadar gelen süreçte anayasalarda vatandaÅŸlık tanımı yapılırken Türklük vurgusunun her yeni anayasa ile birlikte daha yoÄŸun bir ÅŸekilde yapıldığını belirtti. Erdem, bununla ilgili olarak “'82 Anayasası'nda 54 kez Türk sözcüÄŸü kullanılmaktadır. Metnin etnik vurgusu çok daha belirgindir.” dedi.

80 yıllık sürecin bir sonucu olarak Türklük kavramı ile vatandaÅŸlık kavramının neredeyse aynı manayı kazanmasının vatandaÅŸlık tanımının kapsayıcı olmasını engellediÄŸine vurgu yapan Erdem, yapılacak yeni anayasanın daha kuÅŸatıcı olabilmesinin yolunun bu iki tanım arasındaki bağın koparılması, vatandaÅŸlığın nötr bir temele oturtulmasıyla mümkün olduÄŸunu ifade etti. 

KORKUT: “EN GERÇEKÇÄ° SEÇENEK VATANDAÅžLIK TANIMI YAPMAMAK”

Yrd. Doç. Dr. Levent Korkut ise dünya anayasalarını vatandaÅŸlık maddesi baÄŸlamında deÄŸerlendirdi. Korkut, dünya anayasalarını, Anayasalarında etnisiteye yer verenler ile yer vermeyenlere göre; yer vermiÅŸlerse, bunu tek bir etnisite üzerinde mi yoksa birden çok etnisiteyi mi referans alarak mı yaptıklarına göre; etnisite ile vatandaÅŸlığı özdeÅŸleÅŸtirenler ile özdeÅŸleÅŸtirmeyenler ÅŸeklinde tasnif etti. 

Korkut, dünya anayasalarında bu kategorilerin hepsi için örnekler mevcut olmasına raÄŸmen, son yıllarda özellikle Latin Amerika ile Avrupa’da yaygın trendin anayasada vatandaÅŸ tanımını hiç yapmamak ÅŸeklinde geliÅŸtiÄŸi vurgusunu yaptı. Korkut son olarak, Türkiye için çok kültürlü bir vatandaÅŸlık tanımının yapılması gerektiÄŸini, fakat bugünkü siyasal atmosferde bu mümkün olmadığı için yapılacak yeni anayasada herhangi bir vatandaÅŸlık tanımının yer almaması gerektiÄŸini ifade etti. 

BÄ°R HAK OLARAK VATANDAÅžLIK

Prof. Dr. AyÅŸe KadıoÄŸlu, vatandaÅŸlık meselesinin yeni anayasanın en önemli konularından biri olduÄŸunu belirtti. Bu çerçevede KadıoÄŸlu, “vatandaÅŸ nedir” sorusuna dört farklı cevap verilebileceÄŸini ifade etti: Evrak eksenli tanımlama, haklar eksenli tanımlama, vazifeler eksenli tanımlama, milliyet eksenli tanımlama. Bunların yanında KadıoÄŸlu, yeni anayasa yazılırken çok kültürlülük kavramının kapsamlı bir ÅŸekilde tartışılmasının bu sürece katkı sunacağını ifade etti.