SETA > Etkinlikler |
Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Anayasal Tasarımı

Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Anayasal Tasarımı

Tarih: 24 Şubat 2017
Bitiş: 24 Şubat 2017
Saat: 11:00 - 13:00
Adres: Nenehatun Cd. No:66 GOP/Çankaya/Ankara

Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ 16 Nisan’da halk oylamasına sunulacak olan kanun teklifini SETA Ankara’da değerlendirdi. SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran’ın moderatörlüğünü gerçekleştirdiği oturumda Bozdağ, katılımcıların Cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin sorularını cevapladı.

Takdim konuşmasını yapan Burhanettin Duran geçmişte hep bürokratların elinde şekillenen Anayasa’da ilk defa sivillerin inisiyatifiyle kapsamlı bir değişiklik yapılmasının demokratikleşme yönünde önemli bir adım olduğunu vurguladı. Partilerin temsil oranlarına bakılmaksızın oluşturulan komisyonun ortak bir metin üzerinde uzlaşamaması ve 1 Kasım seçimlerinden sonra kurulan komisyonun ismi üzerinde bile anlaşmaya varılamaması sürecinin 15 Temmuz’da yerini yeni bir siyasi iklime bıraktığını ifade etti. Parlamenter sistemin bu ülkede sürekli kriz ürettiğini vurgulayan Duran, yeni bir sistemin kavşağında olduğumuz bu günlerde parlamenter zihinle düşünmenin etkisinden kurtulmamız gerektiğinin altını çizdi.

Konuşmasına Türkiye’de hükümet sistemi tartışmalarının bugüne mahsus olmadığını vurgulayarak başlayan Bozdağ, tek başlı ve güçlü bir Türkiye arzusunun Türkiye’nin sürekli gündemlerinden biri olduğu tespitinde bulundu. Demirel ve Özal’ın yürütme tecrübelerinden sonra Türkiye’nin parlamenter sistemle devam edemeyeceğini dile getirdiklerini ancak gerekli sistem değişikliğini yapacak güce sahip olmadıklarını söyledi. AK Parti’nin en güçlü olduğu bir dönemde bu sistem değişikliğini getirmeye çalışmasının bu projenin belli bir şahıs veya grup için değil Türkiye için getirilmek istendiğini ispatladığını vurguladı. Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın şartlarının güçlü bir siyasi iktidarı ve sürekli bir istikrarın varlığını şart koştuğunu ifade eden Bozdağ, Türkiye siyasi tarihinde yasama ve yürütmede istikrarın olmadığı gibi iktidarın da zayıf kaldığını örneklerle ortaya koydu. Medyanın, sermayenin, güç odaklarının ve bazı menfaat çevrelerinin hukuksuz yollarla milli iradenin hilafına karar süreçlerini etkilediği hatta iktidarı değiştirmeye kalktığını ifade eden Bozdağ Türkiye’nin operasyonlara kapalı, milletin iradesinin korunduğu bir yapıya ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanlığı sisteminin yasamanın yanında yürütmenin de halk tarafından seçilmesini öngördüğü için Cumhuriyet rejimini değiştirmediğini aksine güçlendirdiğini anlatan Bozdağ referandumda halkın “Siz hükümeti doğrudan seçme yetkisini istiyor musunuz, istemiyor musunuz?” sorusunu cevaplayacağını söyledi.

Tasarının kuvvetler ayrılığı prensibine aykırı olmaktan öte kuvvetler ayrılığını güçlendirdiğini ifade eden Bozdağ, yeni sistemde yasama ve yürütmenin birbirinden daha kesin çizgilerle ayrıldığını ve yasamanın güçlendirildiğini ayrıntılı bir şekilde anlattı. Bozdağ Cumhurbaşkanlığı sisteminin kutuplaşmaları ortadan kaldıracağını, merkezi güçlendirerek radikallerin iktidara geçişine engel olacağını ifade etti. Mevcut sistemde sadece tanımı bile olmayan vatana ihanet suçundan yargılanabilen Cumhurbaşkanının yeni sistemde tüm suçlardan hesap verebilir hale geleceğini de ekleyen Bozdağ, tasarının tüm bu olumlu yanlarına rağmen “hayırcılar”ın algı operasyonlarına maruz kaldığını ifade etti. “Hayır cephesi”nin topluma korku salmaya çalıştığını ancak milletimizin tarihte hiçbir zaman korkularla yönetilemediğini dile getiren Bozdağ konuşmasını “16 Nisan Türkiye’de yeni bir Türkiye’nin halk tarafından temelinin atıldığı büyük bir gün olacaktır” sözleriyle noktaladı.

[efsflexvideo type="youtube" url="https://www.youtube.com/watch?v=mi6uHErmvEk" allowfullscreen="yes" widescreen="yes" width="420" height="315"/].