SETA > Yorum |
Biden Hangi Niyetle Geliyor

Biden Hangi Niyetle Geliyor?

Amerikan Başkan Yardımcısının ziyaretinde konuşulacak çok sorun var. FETÖ lideri Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi bunların başında geliyor.

Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden bu sabah Türkiye’ye geliyor.

Geçen Ocak ayındaki Türkiye ziyareti hatırlandığında, Biden bozulan Türk-Amerikan ilişkilerinin tamiri için gönderilmesi gereken doğru kişi olarak görünmüyor. Çünkü bu isim, ABD’nin müdahaleci ve içişlerine saygı göstermeyen tarafını temsil ediyor. 21-22 Ocak’taki ziyareti sırasında Türkiye’de hükümete muhalif ne kadar kişi varsa görüşüp PKK’yı destekleyenlere cesaret veren ve PYD’yi desteklemeye devam edeceklerini söyleyen Biden’ın bu ziyaretinde de aynı tavır içerisinde olup olmayacağı merak konusu…

Bu defa Türkiye’nin bu tür sorumsuz tavırları kaldırabilecek durumda olmadığını biliyordur inşallah…

FETÖ’nün, PKK’nın ve DAEŞ’in yoğun saldırıları altında bunalan Türkiye’ye insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti “dersleri” vermeye kalkışıp terör örgütlerinin savunuculuğunu yapmaya çalışırsa Türk-Amerikan ilişkilerinde iyice yaklaşılan dip noktaya daha hızlı gidilmesine yol açabilir. Ankara’nın bu terörist örgütlere karşı mücadelesinde destek beklediği bir dönemde Türkiye’ye yönelik uyarı ve üstü kapalı tehditler, ülkemizdeki Amerikan algısını, tamir edilmesi çok zor olacak düzeyde bozacaktır.

***

Amerikan Başkan Yardımcısının ziyaretinde konuşulacak çok sorun var. FETÖ lideri Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi bunların başında geliyor. Ankara, Türkiye’de hakkında tutuklama kararı çıkarılan Gülen’in ABD’de hâlâ tutuklanmamasından rahatsız. Çünkü 1981 tarihli suçluların iadesi anlaşmasına göre Amerikan tarafının dosyası hakkında karar verilene kadar Gülen’i tutuklaması gerekiyor. FETÖ terör örgütü konusundaki sorun Fetullah Gülen’in tutuklanması ve iadesi meselesinden ibaret değil şüphesiz. Bu örgütün ABD’deki bütün diğer önemli isimlerinin de aynı şekilde Türkiye’ye iadesi ve örgütün Amerika’daki faaliyetlerinin yasaklanması da Ankara’nın Washington’dan beklentileri arasında yer alıyor. Amerikan yönetiminin bu örgütü bundan sonra da Türkiye’ye karşı bir araç olarak kullanmaya devam etme yönünde bir tercih yapması iki ülke ilişkileri önünde en büyük engeli oluşturacaktır. Washington’un bunun aksi şekilde bir tercihte bulunarak Orta Doğu’nun önemli bir ülkesi olan Türkiye ile ilişkileri daha fazla riske atmaktan kaçınarak FETÖ’yü gözden çıkarması ve Türkiye’nin bu konudaki isteklerini yerine getirmesi ise Türk-Amerikan ilişkilerinin tamiri açısından önemli bir ilk adım olacaktır.

Biden’ın bugünkü görüşmelerinde önemli gündem maddeleri arasında yer alacak bir başka konu Washington yönetiminin PKK/PYD konusundaki tutumudur. PKK’nın Türkiye’ye yönelik saldırılarını artırdığı ve tıpkı darbeye karşı olduğu gibi, bu örgüte karşı da toplumun neredeyse bütün kesimlerinde büyük bir tepki ve öfkenin oluştuğu bir dönemde ABD’nin PYD’ye destek veren politikalarında ısrar etmesi iki ülke arasında gerginliği artırıyor. Washington yönetimi PKK’yı Türkiye’ye karşı bir araç olarak her zaman kullandı. Bunu “havuç ve sopa politikası” çerçevesinde, kimi zaman PKK’ya destek verip Türkiye’nin canını yakarak, kimi zaman ise bu örgüte karşı mücadelesinde Türkiye ile iş birliği yaparak uyguladı. Her iki tutumda da amacı Türk dış politikasını kendi çıkarları doğrultusunda ve istediği yönde etkilemek olmuştur.

***

Ancak daha darbe girişiminin açtığı yaraları sarmadan ve FETÖ/PDY örgütünden kaynaklanan tehlike devam ederken PKK ve DAEŞ’in saldırılarını yoğunlaştırdığı bir dönemde Türkiye’ye karşı PKK/PYD kartının bir baskı aracı olarak kullanılmaya çalışılması kesinlikle ters tepecek bir politikadır. Bu şekilde yoğun bir saldırı altında kalan Türkiye’nin, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan PYD’nin desteklenmesi suretiyle baskı altına alınmak istenmesi açıkça düşmanca bir tutumdur. Amerikan yönetiminin parçası olan herkesin, PYD’yi desteklemenin Elazığ’da ve Van’da bombaları patlatarak onlarca masum insanın hayatını kaybetmesine yol açan PKK’yı desteklemek anlamına geldiğini bilmesi gerekiyor.

Peki, Amerikalılar bunu bilmiyor mu?

Hepsi farkında olmayabilir, ama Biden’ın bunu bilmemesi mümkün değil…

Peki, Biden bu şekilde her yönden yapılan saldırıların Türkiye’yi daha çok birbirine kenetlediğini biliyor mu? Bu saldırıların Türkiye’ye diz çöktürmek yerine daha dik durmasını sağladığını görünce yaptıkları yanlışı anlayacak mı acaba?

Amerikan yönetiminin, kendisini yanlış yönlendiren iflah olmaz Erdoğan karşıtlarını bir an önce tasfiye etmesi, Türkiye konusunda son dönemde izlenen yıkıcı politikanın aktörlerini hesaba çekmesi ve Ankara ile ilişkilerini yeniden rasyonel bir düzleme oturtması gerekiyor.

Biden’ın Ankara’da görüşeceği muhatapları bu mesajı net bir şekilde kendisine vereceklerdir.

[Türkiye, 24 Ağustos 2016].