12 Kasım 2012’de kabul edilen “Yeni Büyükşehir Yasası” olarak tanınan 6360 sayılı kanun birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Kanunun kabulü ile Büyükşehir yönetim sisteminde öngörülen değişimlerin 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra uygulanacak olması, tartışmaların bir kent yönetim sistematiği odağından daha çok seçim sistemi üzerinde yoğunlaşmasına neden oldu. Bu çalışmada kırsal oyların yerel seçim sonuçlarının belirli partiler lehine değiştireceği ve bu durumun üniter devlet yapısını bozacağı, bölgesel yönetimlere kapı araladığı yönündeki iddialar tartışılmaktadır.
2014 yerel seçimleri sonrasında uygulamaya geçilen yasanın kapsamına bakıldığında büyükşehirlerin Türkiye yüzölçümünün yaklaşık yüzde 51,2 ve nüfusunun yüzde 74,6’sını oluşturduğu görülmektedir. Geniş bir alanda etkili olan yasaya göre köy ve beldelerin en yakın ilçeye bağlanması ve il özel idarelerinin kaldırılması ile bu bölgelerdeki seçmenler ilçe belediyelerinin yanı sıra büyükşehir için de oy kullanmışlardır.
Yerel seçimlere girerken yasa üzerinde gündeme getirilen temel iddialardan bir tanesi, önceki yıllara ait il genel meclisi oylarının değişmeden 2014 seçimlerinde büyükşehirlere kayacağı olmuştur. Oysaki yasanın “kırsal oyları” hedeflemek üzere kurgulandığı yönünde gelişen tartışmaların, seçim sonuçlarına bakıldığında çok da gerçekçi olmadığı görülmektedir.
Çalışmada, 30 büyükşehir üzerinde yerel seçim sonuçları incelenmiş ve yeni yasanın seçim sonuçlarını etkilemediği; sonuçların Türkiye genel oy dağılımı ile uyumlu olduğu görülmüştür. 2014 yerel seçim sonuçları iddia edildiği gibi bölgeselleşme eğilimi getirmemekte ve Türkiye’nin üniter yapısını zedelememektedir.
6360 Sayılı Kanunla yapılan düzenlemeler yerel yönetim reformlarının bir uzantısıdır. Kanun, kent yönetim sistematiği çerçevesinde değerlendirilmelidir. Büyükşehirler ile genişleyen reform çalışmaları, sonuncusu olmayacağı gibi bundan sonra gerçekleştirilecek yeniliklerin önemli bir basamağıdır.