Türkiye bulunduğu bölgede"Enerji Merkezi" olma yolunda hızla ilerliyor. Bunun için de bölgedeki tüm enerji dinamiklerini gözetmek zorunda. Bu enerji dinamiklerinden birisi de Hazar Bölgesi.
Tıpkı Akdeniz ve Ortadoğu'daki enerji kaynaklarının Türkiye'ye ve Türkiye üzerinden de uluslararası pazarlara taşınması gibi, Hazar Bölgesi'nden başlayan ve Türkiye'nin köprü olacağı enerji transferide yakın dönemde enerji ajandasının öncelikli konusu haline gelecektir.
"STATÜ SORUNU İKİLEMİNDE HAZAR'DA ENERJİ DENKLEMİ"
SETA olarak hazırladığımız "Statü Sorunu İkileminde Hazar'da Enerji Denklemi" analizi, hem Türkiye'nin Hazar'daki varlığı hem de Hazar'ın statü tartışmalarının bölgenin geleceğinde ne gibi değişikliklere yol açacağını ortaya koyması bakımından önemli bir çalışma.Öncelikle "Hazar Bölgesi" olarak kabul edilen alan hakkında henüz ortak bir isimlendirme yapılmadığını ifade etmek gerekiyor. Hazar'ın göl mü yoksa deniz mi olduğu tartışmaları devam ediyor. Çünkü verilecek isim, yani Hazar'ın Hazar Denizi mi yoksa Hazar Gölü mü olduğu, bu bölgede hak talep eden ülkelerin enerjideki güç sıralamasını belirleyecek.
Bu ülkeler, yani Hazar'a kıyısı olan ülkeler Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, İran ve Rusya. 3 trilyon metreküp doğalgaz rezerviyle Hazar Bölgesi'ndeki toplam enerji rezervlerinin yaklaşık dörtte biri Rusya'ya ait. Rusya'yı 2.9 trilyon metreküp rezerviyle Kazakistan, 1.4 trilyon metreküp doğalgaz rezerviyle Azerbaycan takip ediyor. Burada Azerbaycan'ın Hazar Bölgesi'ne en kısa kıyı şeridi olmasına rağmen rezervlerde 3. sırada yer alması dikkati çekiyor.
5'li denkleme baktığımızda ise, her ülkenin Hazar'da etkili olmak isteyeceği açık. Küresel enerji piyasalarına açılma isteği, enerji denkleminde sabit değişken olma çabası, Hazar'ın statüsüyle birebir ilgili. Dolayısıyla, Hazar Bölgesi'nde statü belirlemeyle meydana gelecek değişiklik bölgede enerji denklemini önemli ölçüde değiştirecektir.
PEKİ HAZAR BÖLGESİ TÜRKİYE İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?
5 aktörün yanı sıra, Hazar enerjisini taşıyacak olan Türkiye de, Hazar'ın statü belirlenmesinden doğrudan etkilenecek. Hazar enerjisindeki Türkiye varlığı, ilk olarak TANAP'la gerçekleşti. Azerbaycan'ın Hazar Bölgesi'ndeki doğalgazının Türkiye'ye, sonrasında da Türkiye aracılığıyla Avrupa'ya taşınma projesi olan TANAP hızla ilerliyor.TANAP'ın varlığı, bir nevi Türkiye'nin Hazar'daki varlığının temsili. Dolayısıyla, TANAP'ın ardından Hazar'dan çıkarılan enerjinin farklı projelerde Türkiye'nin olması kaçınılmaz. Enerji arz güvenliğinin özellikle AB ülkeleri için alarm verdiği bu dönemde, Hazar Bölgesi'ne verilen önem Türkiye kadar AB ülkeleri nezdinde de artıyor.
Mevcut durumda doğalgazı ağırlıklı olarak Rusya, İran ve Azerbaycan'da aldığımızı göz önünde bulundurursak, şu anda yalnız Azerbaycan'ın doğalgazı Hazar Bölgesi'nden gelmektedir. Yani, Türkiye'nin Hazar Bölgesi ülkeleriyle direkt ilişkisi yalnızca Azerbaycan üzerinden gitmektedir.
Dolayısıyla, Hazar Bölgesi'ne yönelik gerçekleştirilecek projeler, hem Avrupa'nın hem de Türkiye'nin enerji arz güvenliğinde Rusya'ya karşı ciddi bir alternatif oluşturacaktır. Özellikle de Rusya'nın son dönemde uyguladığı politikalar ve enerjideki hamleler göz önünde bulundurulduğunda.
Ayrıca her bir ülke, Hazar'da sahip olduğu doğal gaz potansiyelini de, bu potansiyelin etki gücünü de artırmak istiyor doğal olarak. Hazar'daki enerji sıralamasında dördüncü olan Türkmenistan da aynı şekilde enerji gücünü daha etkin kullanmak isteyen ülkelerden birisi.
Bu yüzden, Türkmenistan'ın enerji hamlesi Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Bu amaçla Türkiye'nin, geçmişte başlatmak istediği ama halen faaliyete geçiremediği, yıllık 30 milyar metreküp Türkmenistan doğalgazının Türkiye ve Türkiye üzerinden AB ülkelerine akışını öngören Trans Hazar Boru Hattı Projesi, bölgenin dengelerini değiştirecek bir başka büyük proje.
Ayrıca, Trans Hazar Boru Hattı Projesi sayesinde Türkmenistan, doğalgazda en büyük alıcısı olan Çin'e yüksek oranda olan bağımlılığını azaltacak ve yıllardır Rusya ve İran arasında gidip gelmekten de kurtulacaktır.
Tam da bu yüzden enerji denkleminin nasıl şekilleneceğini belirleyecek olan başlıca faktörlerden birisi olan Hazar Bölgesi önemli. Enerjinin politik ve ekonomik güç olarak kullanıldığı dikkate alındığında, enerji ülkelerinin Hazar da dâhil olmak üzere, enerji denkleminde nasıl ve hangi aralıkta yer alacağı önem kazanıyor.
[Yeni Åžafak, 18 Nisan 2016].