Tarihin önemli bir dönemecindeyiz. Korkunç bir darbe teşebbüsü atlattık. Ordunun içine çöreklenmiş bir terör cuntası sırf kendi grup menfaatlerini korumak adına tüm ülkeyi ateşe vermeye kalktı. Uzun yıllardır devletin tüm hatlarına sızdılar. En kilit noktalarını ele geçirmek istediler. Sızdıkça daha da açgözlü oldular. Durmak bilmez bir hırsla MİT'i, Emniyeti, orduyu, mahkemeleri hedeflediler. Cumhurbaşkanı'na, devlete ve milletin ta kendisine saldırdılar. Yıllardır bu devletin ana mekanizmalarını çökertmeye çalışıyorlardı. Bu üçüncü darbe teşebbüsleri oldu. Devlet ve hükümet bu örgütle zaten yıllardır mücadele halindeydi. Temizleneceklerini anladıklarında son kez şanslarını denemek istediler. Bir kumar oynadılar. Cumhurbaşkanı ve hükümeti devirerek ülke yönetimine el koyacaklardı. Olmadı iç savaş çıkaracak ve böylece kendilerine güvenli bir alan yaratacaklardı. Olmadı kendileri batıyorsa ülkeyi de batıracaklardı. Fakat ne Cumhurbaşkanı ne hükümet ne de millet buna pabuç bıraktı.
Bugün darbe teşebbüsünün ardından baktığımızda görüyoruz ki oldukça büyük bir tehlike atlattık. Konuyla ilgili birçok değerlendirme yapılacaktır. Zaman içinde bu saldırının ayrıntıları da ortaya çıkacaktır. Fakat şimdilik bildiğimiz kadarıyla hükmedecek olursak önümüzdeki dönem için iki temel ders çıkarmak mümkün. Birincisi, millet iradesine yönelik bir cuntacı teşebbüs her zaman ve her yerde mevcut. İkincisi, bu cunta teşebbüsünü engellemek de mümkün. Görüldüğü gibi Türkiye'de herhangi bir siyasal istikrarsızlık bulunmadığı veya herhangi bir toplumsal zemin olmadığı halde bir grup cuntacı böyle bir darbeye yeltenme çılgınlığına girebilir. Çılgınca ama maalesef bu tür çılgınlar her zaman bulunabilir. Bu nedenle bu ihtimali hiç akıldan çıkarmamak gerek. Fakat yine görüldüğü gibi devleti yönetenler sağlam durduğu müddetçe halk ve darbe karşıtı güvenlik güçleri bir şekilde bu darbeyi engelleyebiliyor. Özellikle Cumhurbaşkanı'nın yaptığı açıklamaların ardından millet darbe karşıtı güvenlik güçleriyle beraber iradesine sahip çıktı.
ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Eğer bu ülkeyi böylesi bir felaketten korumak istiyorsak kısa ve uzun vadede acilen almak zorunda olduğumuz tedbirler var. Hem Fetullahçı Terör Örgütü tehdidini ortadan kaldırmak hem de ordu ve devlete yönelik böylesi bir tehdidin bir daha baş göstermesini engellemek, bir çılgınlık sonucu ortaya çıkarsa dahi onu ortadan kaldırmak için yapılması gerekenler var.Kısa vadede devlet derhal bu terör örgütüne yönelik operasyonları hem kapsamlı hem de hızlı bir biçimde gerçekleştirmeli. Devletin tüm kurumlarına sızmış üyeleri açığa alınmalı, sempatizanlar kontrol altında tutulmalı, suça karışanlar ise güvenlik güçlerince ele geçirilmelidir.
Devlet zaten bu anlamda çok güçlü bir şekilde harekete geçti. Ayıklamalar devam ediyor. Bu alanda atılması gereken bir başka adım ise bu terör örgütünün ABD'deki liderliğinin bir şekilde etkisiz hale getirilmesidir. Bu tür örgütler için liderlik kültü en önemli motivasyon kaynağıdır. Bu motivasyonun çökertilmesi terörle mücadelede büyük önem arz edecektir.
Uzun vadede ise siyasal, stratejik, operasyonel, taktik ve teknik önlemler alınmalıdır. Siyasal önlem gereği cuntacılığa açık hale gelen ordunun üzerindeki hükümet kontrolünün artırılması şarttır. Özellikle atama yükseltmelerdeki teamül denilen mantığın yerini doğrudan siyasal kontrol almalıdır. Aksi takdirde halk desteği bulunmayan azınlık gruplar orduda çöreklenmeyi deneyecektir. Stratejik düzlemde alınacak tedbirler de var. Cumhurbaşkanı ve Başbakan gibi siyasal liderliğin en az ellişer kişilik ve ağır silahlı gruplarca korunması sağlanmalıdır. Polis ve istihbarat merkezleri gibi stratejik hedeflerin sayısını artırmak gerekir. Böylece cuntacılar az olan sayılarını farklı hedefler arasında bölüştürmek zorunda kalır. Özellikle belli merkezlere tanksavar ve hava savunma sistemleri yerleştirilmelidir. Bu şekilde tank ve helikopter operasyonları caydırılabilir.
Savunma yapabilecek kuvvetlerin ateş gücü artırılmalıdır. Cuntacıların siyasal hedeflerden uzaklaşmasını sağlayacak çok sayıda alternatif plan yapılmalıdır. Kısaca söylemek gerekirse darbecilerin cuntacı olacağı düşünülürse az sayıda olduklarından hızlı hareket edeceklerdir. Dolayısıyla devlet ve hükümetin bu hızı kesmeye, hedeflerin sayısını artırmaya ve ateş gücünü yükseltmeye yönelik tedbirler alması gerekecektir.
[Sabah Perspektif, 23 Temmuz 2016].