***
Tüm bu çatışma haberleri ve gerilim ne yazık ki Ortadoğu için sürpriz değil. Malum ABD ve diğer Batılı ülkelerin 7 Ekim sonrasında İsrail'in Gazze'deki katliamlarına verdiği koşulsuz desteğin bölgemizi hareketlendirmesi bekleniyordu. İsrail'in "Hamas'ı yok etme" ve "yedi meydanda savaşma" söyleminin açık-gizli operasyonları getireceği biliniyordu. Dahası, Netanyahu hükümetinin çatışmanın Lübnan'a yayılmasını ve hatta ABD ile İran'ın doğrudan karşı karşıya gelmesini arzu edeceği konuşuluyordu. Peki bölgemizde artan terör saldırıları ve istihbarat operasyonları mevcut vekil çatışmasını aktörlerin açık çatışmasına götürür mü? ABD'nin bunu istemediği açık. İran, vekil çatışmasını Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen'de devam ettirme kararlılığı gösterir ancak çatışmanın "kontrolden çıkarak" doğrudan ABD ve İsrail ile İran'ın savaşına dönmesini tercih etmez. "Caydırıcı darbeler" vurulsa bile İran'ın geçtiğimiz 44 yılda kurduğu "Direniş Ekseni" kapasitesi dolaylı vekil çatışmasını sürdürmek için yeteri kadar güçlü. Suikast ve terör saldırıları İran milisleri için "Kasım Süleymani ruhunu" yaşatacak olaylar. Bunların İran ve vekillerini caydırması beklenmemeli.***
Bölgedeki çatışma ortamının kontrolden çıkması ciddi bir risk. Nitekim Dışişleri Bakanı Fidan bir süredir Batı ülkelerinin İsrail'in saldırganlığına onay vermesinin hem uluslararası sistemde ciddi kırılmalar hem de bölgede çatışmanın yayılması riskini büyüttüğünü vurguluyor: "İsraillilerin, Lübnan'la savaşa girmemek için kendilerini zor tuttuğunu düşünüyorum. Ama hep söylüyorum. Bu yol çıkmaz sokaktır. Öyle bir şey olursa bu savaş tabii ki bitmez. Tam tersine, meselenin çözülmesi isteniyorsa, barış ve iki devletli çözüme odaklanmak lazım." "Kontrollü vekil çatışması" ortamı İran ve İsrail'in işine yarayabilir. Ancak bu durum Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır ve diğer bölgesel güçlerin küresel ve bölgesel değerlendirmelerini yeni bir boyuta taşıyacak etkilerde bulunur. Ukrayna savaşından sonra Gazze krizi de bölge ülkelerinin güvenlik politikalarını yeni değişimlere taşıyabilir. Çin ve Rusya'nın bölgeye daha fazla müdahil olma çabaları gibi. Ya da Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında daha yakın ikili veya bölgesel güvenlik işbirliği anlaşmaları gibi. Kasım seçimlerinin sonucuna bağlı olarak ABD, Ortadoğu politikasını yeniden ele almak zorunda kalabilir. [Sabah, 6 Ocak 2024]