SETA > Yorum |
Muhalefetin Önleyici Seçim Kampanyası

Muhalefetin Önleyici Seçim Kampanyası

AK Parti karşıtı siyasi söylem seçimlerden epey bir zaman önce yoğun bir biçimde neden tedavüle sokuldu?

Yeni bir seçim sürecine daha girmiÅŸ bulunuyoruz. Bunu söylememin nedeni, herhangi bir siyasi partinin baÅŸlattığı yeni bir seçim kampanyası deÄŸil. Bana bugün bunu düÅŸündüren ÅŸey, bir kez daha AK Parti karşıtı siyasi söylemin, seçimlerden epey bir zaman önce yoÄŸun bir biçimde tedavüle sokulmuÅŸ olması.

Kabul etmek gerekir ki, 2002 sonrasında siyasal muhalefet, “önleyici seçim kampanyası” baÅŸlatma noktasında epey bir yol aldı. Son dönem Türkiye siyasetine aÅŸina olanlar burada geçen “siyasal muhalefet” kavramıyla, sadece muhalefette yer alan siyasi partileri kastetmediÄŸimi, bürokratik oligarÅŸiden medya muhalefetine kadar geniÅŸ bir alanı ifade ettiÄŸimi bilir.

2010 referandumuna kadar siyasal muhalefetin örgütlediÄŸi “önleyici seçim kampanyaları” rejim krizi üretme amacına matuf olarak ÅŸekillendirildi. Yürütülen siyasal iletiÅŸim süreçlerinde AK Parti, “rejim düÅŸmanı” olarak gösterildi. Ne var ki bu seçim kampanyaları baÅŸarılı olamadı. 2010 referandumu sonrasında siyasal muhalefet yeni bir strateji geliÅŸtirdi ve daha zengin bir önleyici seçim kampanyası ile çıktı sahneye. 2011 genel seçimlerine, 30 Mart yerel seçimlerine ve 10 AÄŸustos CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerine giderken önce “yolsuzluk” ve ardından “otoriterleÅŸme” söylemleri etrafında bir önleyici iletiÅŸim kampanyası örgütlendi. Ne var ki, bu da bir sonuç vermedi.

Bugün 30 Mart yerel seçimleriyle baÅŸlayıp CumhurbaÅŸkanlığı seçimleriyle devam eden sürecin son aÅŸamasına doÄŸru ilerliyoruz. Ve bu süreçte siyasal muhalefet, önleyici seçim kampanyasına bir baÅŸka unsur daha eklemiÅŸ durumda. Buna göre AK Parti, Türkiye’yi dünyadan izole etmiÅŸ ve verdiÄŸi sözleri yerine getirememiÅŸtir. GörüleceÄŸi gibi siyasal muhalefetin önleyici seçim kampanyalarının birinci döneminden üçüncü dönemine doÄŸru ilerlerken AK Parti’nin aktörlüÄŸüne iliÅŸkin beklentilerin toplumda olduÄŸu gibi muhalefette de arttığı gözlemlenebilir.

* * *

Baktığımızda siyasal muhalefetin AK Parti iktidarını sorunsallaÅŸtırmakla yetindiÄŸini ve AK Parti’nin sorunlarını “AK Parti’yi ortadan kaldırarak” çözeceÄŸini ima eden bir iletiÅŸim kampanyasıyla yol yürüdüÄŸünü görebiliriz. Bu yönüyle karşımızda tam bir totoloji örneÄŸi olduÄŸunu öne sürebiliriz.

Siyasal muhalefet, “AK Parti karşıtlığı” üzerinden geniÅŸ bir sembolik koalisyon alanı inÅŸa etmiÅŸ, her bir parti seçim kampanyasını bu sembolik alandan devÅŸirdiÄŸi kavramlarla yürütmüÅŸtür. Bu nedenle, her seçim öncesinde, henüz AK Parti seçime yönelik kendi iletiÅŸim stratejisini formüle etmeden, “önleyici seçim kampanyaları” gündeme gelmiÅŸtir. Ä°ÅŸin ilginç yanı bu süreçte, demokratik siyasetin kurucu aktörleri olarak devrede olması beklenen siyasal partiler sahneye çıkmamakta, bu partilere söylemsel yığınak oluÅŸturma çabasındaki yazar, çizer, gazeteci, entelektüel grubu devreye girmektedir.

Önce “gizli ajanda”, “mahalle baskısı”, “eksen kayması” vb. süreçle baÅŸlayan, ardından “otoriterleÅŸme”, “diktatörlük”, “yolsuzluk” vb. kavramlarla devam eden önleyici seçim kampanyası bugün “saraylılık”, “devletleÅŸme”, “ertelemecilik”, “dünyada yalnızlaÅŸma” vb. ithamlarıyla sürdürülüyor.

Oysa, toplumsal alanda süregiden sorunları mevcut iktidarın ötekileÅŸtirilmesi sürecinden bağımsız bir biçimde adlandırmak, adı konmamış sorunları çözüm önerisiyle birlikte sahneye taşımak pozitif bir seçim ajandası kurmanın baÅŸlıca unsurudur. Siyasal muhalefet bunu yapmak yerine, “çözüm süreci” gibi toplumun benimsediÄŸi bir süreci “hükümetin seçim yatırımı” olarak yansıtmak suretiyle bir “önleyici seçim stratejisi” yürütmeye çalışıyor. Bu yıkıcı seçim kampanyası ise ancak ve ancak aktörün, kendisini ve aktörlüÄŸünü yıkıyor.

Bunun onlarca örneÄŸi var. Sadece Hasan Cemal’in son yazdığı yazıdan bir misal vereyim: “Genel seçimlere yedi ay kaldı. Ve çözüm süreci yeniden canlandırılıyor. ErdoÄŸan iktidarı düÄŸmeye basmış durumda. Tayyip ErdoÄŸan’ın sözcüleri ve yandaÅŸ kalemler hep birlikte yakın geleceÄŸe dönük iyimser bir hava pompalamaya baÅŸladılar. (...) Her seçim öncesi dönemde olduÄŸu gibi beklenti çıtası yine yükseltiliyor. (...) Çözüm Süreci’nde gelinmiÅŸ olan nokta böyle özetlenebilir.”

Bence burada özetlenecek bir ÅŸey varsa o da siyasal muhalefetin siyasetsizliÄŸi ve çaresizliÄŸi.

[Akşam, 20 Kasım 2014]