SETA > Yorum |
İsrail İntikam İstiyor

İsrail İntikam İstiyor!

İsrail tarafından yükselen intikam çığlıkları, Filistin'de kan ve gözyaşını katlayacak; İsrail uluslararası kamuoyunu da bu olayla arkasına almışken geniş çaplı bir saldırıdan kaçınmayacaktır.

İntikam kelimesi, Arapça ve İbranice’de aynı kökten gelir (nun-kaf-mim). Malum, bizim Türkçe’de de kullandığımız intikam kelimesi Arapça’dır, İbranicesi ise “nekama”dır. İki dil arasındaki bu benzerlik sadece bu kelimelerle sınırlı değil; iki halk da semitik kökenli olduğundan benzerlik dilleri aşan bir boyuttadır. Örneğin ilginçtir, Araplar’ın sıklıkla suçlandığı Anti-semitizm bile kökeninden hareket edersek Arapları da içermektedir. Etimolojiyi bir kenara bırakırsak, intikam -aynı kökten gelse de- Filistin Mandası döneminden beri İsrailliler ve Araplar arasında birbirlerine karşı beslenen en güçlü duygulardan birisi olagelmiştir.

12 Haziran’da İsrail’in Filistin’in kalbinde kurduğu yasadışı yerleşimlerden birisi olan Guş Etsionbloğunda üç İsrailli gencin kaçırılmasıyla başlayan gergin bekleyiş, 30 Haziran’da gençlerin cesetlerinin El-Halil’in kuzeybatısında bulunmasıyla yerini intikam çığlıklarına bıraktı. Nof Ayalon, Talmon ve Elad gibi yasadışı yerleşimlerde yaşayan, Naftali Frenkel (16), Gilad Şaar (16) ve Eyal Yifrah’ın (19) ölü bulunması üzerine İsrail hükümeti deneyimli olduğu “intikam operasyonlarına” başladı.

Meseledeki en büyük garabet, kaçırma olayı duyulur duyulmaz Netanyahu hükümetinin vakit kaybetmeden Hamas’ı suçlayıp ardından Hamas ve Fetih arasında geçtiğimiz haftalarda kurulan milli uzlaşı hükümetini hedef alması oldu. Hamas kaçırma olayının sorumluluğunu üstlenmezken,İsrail tarafından birbirinden mantıksız açıklamalarla günah keçisi ilan edilmekten kurtulamadı. En basitinden hala adam kaçırma ile rehine değiş tokuşu yapmak isteyen Hamas çapında bir grubun neden istediğini almadan rehineleri öldürdüğüne -yakalanmaktan korktular dışında- bir açıklama getiremedi.

KABİLE İLKELLİĞİ

Mervan Kavasmi ve Ammar Ebu İsa ismindeki iki Filistinli’den şüphelenen İsrail güvenlik güçleri, daha önce de sıklıkla başvurduğu bir intikam ve doğrulama metoduna tekrar başvurdu. Kavasmi’nin El-Halil’deki evi havaya uçuruldu. İsrail’in bu metodu, Ortaçağ’da yapılan cadılık testlerinden farksızdı: Cadı olduğundan şüphelendiğinizi ateşe atın. Ateşten kurtulursa cadıdır; kurtulamaz ve can verirse cadı değildir. Kavasmi de havaya uçurulan evde ölmediği için “suçludur”. Metodun saçmalığı bir yana, modern dünyada hiçbir hukukun kabul etmeyeceği bu uygulama sadece Ortadoğu’nun tek“kolonyal demokrasisi” olan İsrail tarafından sistematik olarak kullanılıyordur. İsrail daha önce de birçok defa hedef tahtasındaki bazı Filistinliler’in evini havaya uçurmuş veya dozerlerle yıkmıştı.

Son gelişmelerin en endişe verici tarafı İsrail hükümetiyle halkın önemli bir kesiminin bu intikam söylemlerinde buluşması oldu. İsrailli yerleşimciler hukuk tanımazlıkları, vandallıkları ve şiddet eğilimleri ile bilinir. Irkçı gündemlerinin İsrail hükümetleri nezdinde kabul görmesi ve siyasaya dönüşmesi için büyük lobi faaliyetleri yürütür. Yerleşimci lobisi, bu olaydan sonra maalesef sadece hükümeti değil aynı zamanda İsrail ana akımını da bir girdap gibi kendi söylemlerine çekmiş durumda. Mevcut İsrail kabinesinin sağcı-aşırı sağcı yapısı ve Uri Ariel gibi yerleşimci lobinin önde gelen Amana ve Yeşa gibi kuruluşlarında yöneticilik yapmış birisinin Barınma ve İnşaat Bakanı olması, lobinin sesinin hükümet nezdinde yüksek çıkmasına sebep oldu.

İNTİKAM ÇIĞLIKLARI CAN YAKACAK

Netanyahu, İsrail’in milli şairi Haim Nahman Bialik’in “küçük bir çocuğun kanının intikamı…” satırlarıyla sosyal medyadan intikam furyasına katılırken, hedefe Hamas’ı koydu veHamas’a bedel ödeteceğini ilan etti. Netanyahu hükümeti, Batı Şeria genelinde “cadı avına”başlayıp Gazze’yi havadan vururken; yerleşimci zihniyeti sosyal medyada “İsrail halkı intikam istiyor” kampanyaları başlattı, Filistinliler’e yönelik taciz ve linç faaliyetlerine girişti ve son olarak Kudüs’te kaçırdıkları Filistinli Muhammed Ebu Hıdır’ı (16) “bilmukabele” öldürdü.

Üç İsrailli’yi kimin neden kaçırdığı sorusu cevabını arayadursun an itibariyle Filistin’de şiddetin kapıları intifadaları andırır bir şekilde aralanmış durumda. En azından İsrail tarafından yükselen intikam çığlıkları, Filistin’de kan ve gözyaşını katlayacak; İsrail uluslararası kamuoyunu da bu olayla arkasına almışken geniş çaplı bir saldırıdan kaçınmayacaktır.

[Akşam, 4 Temmuz 2014]