TSK'nın yaptığı açıklamaya göre Suriye'de rejim güçleri askerimize havadan saldırdı. Şimdilik 3 askerimizin şehit olduğunu 10 askerimizin ise yaralandığını biliyoruz. Bunun dışında pek de fazla açıklama yok. Durum hassas. Bu nedenle hükumet ve güvenlik güçleri de iyi hesaplamadan detaylı açıklamalar yapmayacaktır. Suriye bir savaş ortamı. Ve o ortamın içerisinde olan Türk askerleri de tabi ki birilerinin hedefinde olabilir. Ancak rejimden tam da şu an böyle bir saldırı çok beklendik bir durum değildi. Beş yıl boyunca bu rejimin her türlü vahşete bulaştığını her türlü saçmalığı yapmaktan çekinmediğini biliyoruz. Bu rejim kimyasal silah bile kullandı. Fakat tam da Türkiye ve Rusya arasında sözlü bir mutabakat varken, rejimin böyle bir adım atması çok normal değil. Fırat Kalkanı Harekatı'ndan bu yana Türkiye ve Rusya zaman zaman anlaşmazlık yaşasa da, genel olarak bu anlaşmazlıkları masada çözmesini bildi. Bu sayede Türkiye odaklanması gereken cephelerin sayısını azaltabilmişti. Fırat'ın batısı güvence altına alınıyordu. Bu anlamda El-bab ve Münbiç kalmıştı geriye. Yine hem Amerika ile hem Rusya ile bir mutabakata varıldığı düşünülebilir. Amerika her ne kadar inandırıcı olmasa da PYD'nin Münbiç'ten çekilmesini kabul etmiş durumda. Rusya ise zaten başından beri El-Bab meselesinde sorun çıkartmıyor. İşler olması gerektiği gibi giderken, şimdi tuhaf bir olayla karşı karşıyayız. Ortada iki soru var. Kim yaptı? Neden yaptı? Kim yaptı sorusu anlamsız gelmesin. TSK Esed yaptı demiş ama mesele o kadar basit değil. Esed rejiminin ne kadar gerçek bir aktör olduğu tartışmalı bir konu. Gerçekten böylesi bir hareketi Rusya'dan habersiz gerçekleştirebilir mi? Biraz zor. Esed rejimi aslında Rusya'nın bir kuklası haline dönüşmüş durumda. Fakat yine de bunu tamamen göz ardı etmemekte fayda var. Zira yapılan saldırının boyutlarına bakılacak olursa, çok yüksek kapasite gerektirmeyen bir saldırı gibi duruyor. En nihayetinde Esed'in de uçakları var ve bu uçaklardan birisi böyle bir şey için Rusya'dan habersiz bir emir almış olabilir. Esed için asıl mesele buna cüret etmektedir. Yani masada görüşmeler sürerken Rusya özellikle Halep konusuna odaklanmışken, Esed müzakerelere zarar verecek bir eylemi yapma cesareti gösterebilir mi? Bu oldukça zayıf bir ihtimal. Bu nedenle Rusya'ya odaklanmakta fayda var. Fakat Rusya'nın da işler iyi giderken neden böyle bir tavra müsaade edeceği sorusunu cevaplamak gerek. O zaman akla ancak bir açıklama geliyor. Rusya Türkiye'yi hayati bir alanda sıkıştırmak istemiş olabilir. Yoksa Türkiye'nin El-Bab'a ilerlemesinde bir sorun yoktu. Rusya'nın bu sıralar bir numaralı gündeminin Halep olduğu akıldan çıkarılmamalı. Ruslar Suriye'nin geleceğinde kilit bir rol oynayacak olan Halep'i bir an önce düşürmek istiyor. Amerika'daki geçiş dönemini bir fırsat olarak görüyor. Trump Ocak ayında göreve başlayacak. Trump geldiğinde Halep rejim kontrolünde olsun istiyor Rusya. Türkiye ile anlaşmazlığı da bu noktada. Türkiye'nin de Halep'te bir oyuncu olduğunu unutmamak lazım. Rusya Halep'i düşüremedikçe Türkiye'yi sorumlu görüyor. Türkiye El-Bab'ı ele geçirdiğinde Rusya ile anlaşmak için daha az sebebi olacak. Bunun farkında olan Rusya Türkiye'yi şimdiden sıkıştırmak istemiş olabilir. Öte taraftan bu gelişme en çok Amerika ve PYD'yi keyiflendirir. Türkiye'nin ilerleyişinden en çok ikisi rahatsız olduğu için Türkiye'nin dikkatini dağıtabilecek her türlü gelişmeyi mutlulukla karşılayacaklardır. Bu nedenle Türkiye'nin dikkatli davranmasında fayda var. Cepheyi genişletmek Ankara'nın işine gelmez. Savaşta sizi hedefinizden uzaklaştıracak her şeyden uzak durmak zorundasınız. Gerektiğinde Türkiye kimseyle savaşa girmekten çekinmez. Ama bu savaşın kendi stratejik çıkarlarına hizmet etmesi gerekir. Asıl başarı savaşmadan kazanmaktır.
[Takvim, 25 Kasım 2016].