Önce mevcut siyasetin ve siyasal sistemin sabitelerini bir sıralayalım.
2019 seçimlerinde AK Parti 17 yıldır iktidarda olacak. Kurulduğu günden bu yana kesintisiz iktidarını sürdürüyor. Tüm seçimlerde en yakın rakibine önemli oranda fark atıyor. Hatta son seçimlerde aldığı oy oranlarına bakıldığında diğer tüm siyasi partilerin toplamına yakın ya da daha fazla oy alıyor. Ayrıca parlamentoda her seçimde sandalye sayısını ezici çoğunlukla kazanmış.
Türkiye siyasetinde 17 yıldır iktidarda kalabilen tek parti olması bağlamında, AK Parti “istisnai” bir yere sahip. Ama diğer taraftan, AK Parti, siyaset bilimi literatüründe uzun dönem iktidarda kalan partileri tanımlamak için kullanılan “hâkim parti” olarak tanımlanacaksa, mevcut iktidarda kalma yılı çok da değildir.
Demokratik bir siyasal sistemde bir partiyi “hâkim parti” olarak tanımlamak gerekirse kesintisiz en az 20 yıl iktidarda kalması gerekiyor. Ama hâkim partilerin hâkimiyetini devam ettirme bağlamında bakıldığında AK Parti “hâkim parti”ler sınıfına girmiş bulunuyor.
Dünyada demokratik ülkelerde hâkim parti örnekleri epeyce çok. Örneğin İsveç’te Sosyal Demokrat Parti 1932’den 1991’e kadar (1976-1982 dönemi hariç) 60 yıl iktidardaki hakimiyetini muhafaza etmiştir. Japonya’da Liberal Demokrat Parti 1955’ten bugüne (1993-1994 ve 2009-2012 dönemleri hariç) 60 yıldır iktidarda. Hindistan’da Kongre Partisi kesintisiz 30 yıl iktidarda kaldı.
AK Parti’nin iktidar yılına hâkim partiler bağlamında bu açıdan bakmak gerekiyor.
Uzun dönemli iktidarda kalan “hâkim parti”lerin hâkimiyetinin devam etmesini sağlayan çeşitli unsurlar siyaset biliminin ilgili literatüründe şu şekilde sıralanıyor:
- Başarılı ekonomik ve sosyal politikaları sürdürmesi lazım.
- Karizmatik liderlere sahip olmak, tekrar tekrar seçimleri kazanmak için gerekli.
- Her zaman ve her durumda muhalefetten daha iyi alternatif politikaları toplumun önüne koyması şart.
- Farklı grup çıkarlarını uzlaştıran bir siyaset izleyerek, diğer partilerin tabanlarından her zaman daha geniş bir toplumsal kitleye hitap etmesi elzem.
- Taban eğilimlerine karşı duyarlılığını yitirmemesi en önemli etkenlerden.
- Medyada azımsanamayacak bir etkiye sahip olmalıdır.
- Partinin yönetsel yapılarında parti içi çekişmeyi tetikleyici mekanizmalar en az düzeyde olmalı.
- Demokrasi ve siyaset dışı müdahalelere karşı “hâkim parti” yeterli güce sahip olmalı.
- Bu ülkelerde, muhalefetin ittifak konusunda uzlaşacağı toplumsal ve siyasal ayrışmalar ve dinamikler yeterince elverişli değildir. Çünkü toplumun en geniş kesimini oluşturan ve kendi içinde bir homojenlik de barındıran kitleyi hâkim parti temsil etmektedir...
Bu kriterlerin dışında hâkim partilerin var olduğu ülkelerin siyasal kültürlerine göre farklılık arz eden dinamikler de bulunmakta.
Burada sıraladığım unsurların hemen hepsi mevcut durumda AK Parti’ye ve uyguladığı siyasete uyan kriterlerdir.
Kuşkusuz “hâkim parti”lerin hâkimiyetini yitirmesinde etkili olan genelleştirilebilecek unsurlar da var. AK Parti’nin yenilenmesini gerektiren dinamiklerin birçoğu “hâkimiyetin yitirilmesinde” öne çıkan kriterlerdir.
Dünyadaki hâkim partilerin iktidarda iken yenilenmeyi sağlayamamaları durumunda bir dönem seçimi kazanamadığı, ama ara vermesinin ardından ilk seçimlerde tekrar iktidar olduğu da bir vakıadır.
Şimdi gelelim esas meseleye...
Yeni kurulan “İyi Parti” ve diğer muhalefetin iktidar alternatifi hâline gelmesi için önce AK Parti’den daha iyi olması şart. Bu anlamda, sadece iktidar eleştirisi üzerinden yeni kurulan partinin programını yazmakla mesele halledilmiyor. Alternatif hâline gelmek için önce mevcut iktidar partisinin siyaset üretme becerisine gelmek, ardından da daha iyilerini toplumun önüne alternatif olarak koymak zorunlu. Değilse zor...
[Türkiye, 28 Ekim 2017]