Türkiye’ye yönelik her operasyonda, her terör saldırısında alçaldıkça alçalan bir kesim var. Bu kadar da alçalamazlar dediğinizde sizi haksız çıkarmak için aşağının da aşağısına demir atıyorlar. Öte yandan ise maskeleri düşüyor, asıl niyetleri afişe oluyor, milletin vicdanında hak ettikleri çukur mevkiine kazık çakıyorlar. Ahlaki hiçbir referans noktaları yok, yüzsüzlüklerinin, yalanlarının, acımasızlıklarının ve sömürülerinin sonu yok. Bu kesimin vardığı son nokta terör propagandistliği oldu. Hangi ülkenin ceza kanununa baksanız bir suç teşkil eden terör propagandistliğini sadece sosyal medyada değil, ana akım medyada işgal ettikleri köşelerde, manşetlerde, boy boy resimlerle yapmaya devam ediyorlar.
Savcı Mehmet Selim Kiraz’a Allah’tan rahmet diliyorum. Kısıtlı imkânlarla büyüyüp namusuyla yaşayan herkes bir halk kahramanıdır. Mehmet Selim Kiraz profili de bu halkın kendisidir, kahramanıdır, ülküsüdür. Teröristlerce bir halk kahramanının kafasına dayanan silahı bile mazur göstermeye çalışan, teröristleri kutsayan, eleştirileri de güdümlü olarak uzun süredir devam ettirdikleri gibi devlete ve hükümete yönlendiren bir zihniyet maalesef ana akımda kendilerine yer bulmuş.
İNSANLIK ONURU VE MEDYA
Bir tanesi daha sonra yarım ağızla özür dileyeceği terör meşrulaştırmasını savcının hayatını önemsemez bir şekilde yapıp, teröre La Fontaine fablları gibi ders çıkaracak bir olgu olarak yaklaşıyor. Bir diğeri başına silah dayanan masum bir devlet görevlisinin değil, operasyonda öldürülen teröristlerin derdine düşmüş. Bir diğeri Esed sevgisinden kaynaklanan hükümet düşmanlığını, suçu devlete atıp teröristleri mazur göstermek yoluyla kusmak derdinde. Trollerden, isimsiz hakaret makinelerinden bahsetmeye gerek duymuyorum bile.
Ya rehin alma görüntülerini boy boy gazetelerinde kullanan ve ortalıkta hâlâ insanlıktan, etikten bahsedebilenlere ne demeli? Allah’tan Başbakan Ahmet Davutoğlu “Basın özgürlüğünden daha önemli olan insanlık onurudur” diyerek sömürmedik hiçbir kutsalımızı, acımızı, sevincimizi bırakmayan bu kesimin savcının cenaze törenine girmesinin engellenmesi talimatını verdi. Bu ahlaki duruşu düşünen Başbakan Davutoğlu’na, uygulayan ve bundan sonra yasal olarak takipçisi olacak herkese vicdanımıza tercüman oldukları için teşekkür ediyorum.
TERÖRÜN RASYONALİTESİ
Terör çoğu zaman belirli bir amacı veya amaçları vardır. Tetikçi olmasa da planlayıcı o amacı bilir. Çoğu zaman tetikçi ideolojik masallarla cepheye yollanır. DHKP-C denilen terör örgütünün, Türkiye içerisindeki ideolojik-sektaryen dinamiklerden beslenen ve başta Esed rejimi ve Almanya olmak üzere yabancı istihbaratlar tarafından da tepe tepe kullanılan bir örgüt olduğu artık halka mal olmuş bir bilgidir. İki gün üst üste yaşanan terör saldırılarını ve Türkiye’deki malum kesimin terör övgülerini, Türkiye’de yaklaşan seçimlerden, HDP’yi baraj geçirme çabalarından, Suriye’deki muhaliflerin çarpıcı ilerlemesinden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İran açıklamalarından ayrı okumak mümkün değildir.
Reyhanlı saldırısının planlayıcısı Mihraç Ural ismini bir kenara yazın. Ural, DHKP-C ile Suriye muhaberatı arasındaki kilit isim. Lazkiye’deki DHKP-C üssünün kurulmasında önemli rol oynadı; teröristlerin sınırdan sokulmasına da yardım ediyor. Şu günlerde Lazkiye çam ormanlarından Bollywood sahnelerini aratmayan kurgularla Türkiye’ye tehditler yağdırıyor. Esed rejiminin İdlib hezimetini de Türkiye’ye bağlıyor. Son terör saldırılarının adresini arayan, Hatay’dan Suriye’ye Keseb’e doğru inmedikçe kafasındaki sorulara cevap bulamayacaktır. Türkiye’nin güvenliği sınırımızın ötelerinden başlamaktadır.
[Akşam, 3 Nisan 2015]