SETA > Haber |
Türkiye Neden Karışık

Türkiye Neden Karışık?

Nebi Miş ve Yusuf Özkır terör örgütü PKK'nın artan saldırılarının arka planını, terörün iç ve dış dinamiklerini, şiddet-siyaset ilişkisini ve sosyal medya üzerinden yapılan manipülasyonları değerlendirdi.

ŞİDDET İLE SİYASET ARASINDA HDP * NEBİ MİŞ

Selahattin Demirtaş'ın son günlerde PKK'nın terör eylemlerine karşı yapılan gösterilerde çıkan olaylarla ilgili, itidal yerine "analarından doğduklarına pişman edin" çağrısı, HDP'nin, şiddeti bir enstrüman olarak kullanmaya devam edeceğini göstermiştir. 6-8 Ekim olaylarındaki çağrısının ortaya çıkardığı sonuçlar taze iken, tekrar benzer bir çağrıyı yapması, partinin 80 milletvekili ile Meclis'te olmasını anlamsızlaştırmaktadır.

HDP, 7 Haziran'dan sonraki ilk ciddi sınavında, yaşanan terör olaylarında siyasetin alanını açacağı yerde PKK'ya tabi olarak, beklentileri boşa çıkarmıştır. Doğuda 'devrimci halk savaşı' adı altında, sokakları işgal edenlere, mayın döşeyenlere, roketatarla güvenlik güçlerine saldıranlara tek söz etmeden, batıda sürekli 'barış' söylemini kullanmasının taktiksel bir duruş olduğu artık yeterince nettir.

Bugünden geriye bakınca HDP'nin çözüm sürecindeki siyasetinin nihai bir barıştan çok, bölgede kendi hegemonyasını kurmaya dönük bir siyaseti hedeflediği net bir biçimde ortaya çıkmıştır. Bu durumun bariz göstergelerinden bazıları şunlardır:

a) Türkiye'nin batısında siyasal iktidarın çözüm sürecine yönelik politikasını sürekli sorunsallaştırırken, bölgede YDG-H gibi gençlik yapılanmalarının silahlanması başta olmak üzere, PKK'nın yol kesme, vergi toplama vb. kamu düzenini bozucu enstrümanları devreye sokmasının üzerini örtmüştür.

b) Türkiye'nin batısında 'Türkiyelileşme' söylemini devreye sokup, siyasetin çoğullaşmasını savunurken, bölgede siyasetin tek tipleşmesine yönelik tüm baskı politikalarının gündem olmasını engellemiştir.

c) Siyasal iktidarı çözüm sürecini zamana yaymakla suçlarken, aslında bizatihi kendisinin bölgede var olan diğer yapıları ya kendisine benzemeye ya da göç etmeye zorlamak başta olma üzere çeşitli yöntemlerle tasfiye edince kadar, süreci zamana yaymak istediği netleşmiştir. Bu noktada Kürtlüğü PKK ideolojisi ile özdeş hale getirerek, farklı fikirde olan aktörleri itibarsızlaştırmak, marjinalleştirmek ve farklı eğilimleri de gayrimeşru göstermek için etkin bir siyaset yürütmüştür.

d) HDP, Türkiye'de AK Parti ve Erdoğan'a yönelik düşmanlaştırma kampanyasının öncülüğünü yürüterek tüm muhalefet kesimlerinin enerjisinin tek odağa toplanmasını sağlamış ve PKK'nın bölgede faaliyetlerinin eleştirilmesinin önüne geçmiştir.

TERÖRÜN SOSYAL MEDYA MANİPÜLASYONLARI * YUSUF ÖZKIR

Taksim Gezi Parkı olaylarının Türkiye'ye bıraktığı acı miraslardan birisi sosyal medyanın manipülasyona açık olduğunu ifşa etmesidir. Sosyal medyanın manipülasyona açık olduğunu keşfeden kesimler 17-25 Aralık darbe girişiminde, 6-8 Ekim Kobane olaylarında ve farklı olaylarda aynı yöntemi denediler.

Aynı yöntem Türkiye'nin terörizmle mücadelesini etkisizleştirmek için kullanılıyor.

Operasyonlar başladığından bu yana örgüt yandaşları tarafından hazırlanan görseller ve klişe sloganlar yine aynı kesimler tarafından sosyal medya mecralarında dolaşıma sokuldu. Fakat gerçek olduğu iddia edilerek paylaşılan içeriklerin genellikle Mısır, Filistin, Irak ve Suriye'de gerçekleşmiş acı olaylara ait olduğu kısa süre içinde ortaya çıktı.

Mesela, 27 Ağustos'ta Hüseyin Aygün tarafından "Türkiye Yüksekova'da çocukları öldürüyor" cümlesiyle paylaşılan Twitter'daki fotoğraf daha önce Suriye'de yaşanmış bir olaydan alınarak kullanılmış.

HDP Milletvekili Ferhat Encü tarafından "olayın vahametini kavrayın diye paylaşıyorum. Silopi, İpek yolu" cümlesine iliştirilen harabeye dönmüş Silopi görüntüsü ise aslında tam aksine 6-8 Ekim olayları esnasında PKK'lılar tarafından yapılan yağmalamanın bir görüntüsü olarak biliniyor. Bu paylaşım aynı zamanda sosyal medyanın ana akım medya üzerindeki etkisini göstermesi açısından da önemlidir. Mesela Cumhuriyet gazetesi, bu fotoğrafın doğru olup olmadığını kontrol etmeden; yani belirli süzgeçlerden geçirmeden, anında 'Silopi yanıyor, 3 ölü, 10 yaralı' başlığıyla internet ortamında yayınlamıştı. Bu haberiyle Cumhuriyet büyük ölçüde teröre nefes aldırmak için bilinçli şekilde yapılan propagandaya ortak olmuştu.

Türkiye'nin terörizmle mücadeleye başlamasından sonra bu şekildeki içeriklerin artmasının nedeni PKK'ya operasyon yapılmasını istemeyenlerin sosyal medyayı kullanarak 'yalan haber' üzerinden Türk ve dünya kamuoyunu harekete geçirmek ve operasyonları değersizleştirmek çabasıdır.

Yalan haberlerin gerçekleri kısa sürede ortaya çıkmasına rağmen aynı kesim tarafından benzer paylaşımların ısrarla yapılmaya devam etmesi, bu yöntemin, bilinçli şekilde tercih edildiğini göstermektedir. İlke, doğruluk, sorumluluk gibi gazeteciliğe ait temel prensipler göz ardı edilerek çamur at izi kalsın mantığı işletilmektedir. Dolayısıyla gelinen noktada sosyal medya gazeteciliği kredisini tüketmiş, sosyal medya dezenformasyonun ve manipülasyonun geniş yer edindiği bir mecraya dönüşmüştür.

[Sabah, 12 Eylül 2015]