SETA > Haber |
Mehmet Şimşek Insight Turkey Yıllık Konferansı'nda Konuştu

Mehmet Şimşek Insight Turkey Yıllık Konferansı'nda Konuştu

SETA’nın Washington ofisinin düzenlediği, "Insight Turkey: 5. Yıllık Konferansı – Türkiye’nin Dış Politikası” başlıklı programa katılan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin son yıllarda ekonomik alandaki başarısına ilişkin bir sunum gerçekleştirdi.

ÅžimÅŸek, SETA’nın Washington ofisinin düzenlediÄŸi, "Insight Turkey: 5. Yıllık Konferansı – Türkiye’nin Dış Politikası” baÅŸlıklı programda konuÅŸtu. Türkiye’nin son yıllarda ekonomik alandaki baÅŸarısına iliÅŸkin bir sunum gerçekleÅŸtiren ÅžimÅŸek, daha sonra katılımcıların sorularını yanıtladı.

Ä°ran’ın küresel sisteme entegrasyonuna iliÅŸkin soruya yanıt veren ÅžimÅŸek, Ä°ran’ın uluslararası sisteme dahil olmasının Türkiye için de yararlı olacağını kaydetti. ÅžimÅŸek, “Bu en çok bizim yararımıza olacaktır. Çünkü bizler komÅŸuyuz” ifadesini kullandı.

TÜRKÄ°YE-Ä°SRAÄ°L Ä°LÄ°ÅžKÄ°LERÄ°

Soru üzerine, Türkiye ile Ä°srail arasındaki iliÅŸkilerin normalleÅŸtirme çabalarından söz eden ÅžimÅŸek, “Ä°liÅŸkilerin düzeltilmesi doÄŸrultusunda önemli bir ilerleme var. Nihayetinde bir anlaÅŸmaya ulaÅŸacağımızı ümit ediyoruz. Bunu baÅŸarmak Türkiye’nin çıkarlarına olduÄŸu gibi uluslararası toplumun da çıkarlarına olacaktır” diye konuÅŸtu.

ÅžimÅŸek, Türkiye-Ä°srail iliÅŸkilerini düzeltme gayretlerinin Ankara ile Moskova arasında son dönemde ortaya çıkan sorunlar nedeniyle yürütüldüÄŸü ifadesinin doÄŸru olmayacağını, aslında bu çabaların daha öncesinde de sürdürüldüÄŸünü söyledi.

Şimşek, meselenin sadece doğalgaz konusuna indirgenmesinin ise yanlış olacağını kaydetti.

Türkiye’nin enerji temini konusunda sadece bir ülkeye baÄŸlı olamayacağına iÅŸaret ederek, enerjide tek ülkeye baÄŸlılığın büyük bir risk yaratacağının altını çizen ÅžimÅŸek, ne olursa olsun “çeÅŸitliliÄŸin” her zaman mantıklı olacağını vurguladı. Türkiye’nin Irak, Azerbaycan ve Türkmenistan gazıyla ilgili projelerini de hatırlatan ÅžimÅŸek, “Açıkçası enerji, bölgesel stratejinin veya politikaların büyük bir bölümünü oluÅŸturuyor. Biz enerji tedarik koridoru olduÄŸumuz gibi büyük bir enerji tüketicisiyiz de” ifadesini kullandı.

"RUSYA’NIN YAPTIRIMLARININ EKONOMÄ°YE ETKÄ°SÄ° AZ OLACAK"

Bakan ÅžimÅŸek, Rusya’nın yaptırımlarının Türkiye ekonomisinde çok fazla olumsuz etkiye sahip olmayacağını dile getirdi.

Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret hacminin iki ülke arasındaki son dönemdeki gerilimden önce zaten düÅŸmeye baÅŸladığı bilgisini veren ÅžimÅŸek, iki ülkenin ticaret hacminin Rusya’nın kendi ekonomik sorunlarından ötürü yılda yüzde 30-40 azalma gösterdiÄŸini anlattı. ÅžimÅŸek, Rusya para birimin deÄŸer kaybetmesinin, Rusya’dan tatil için Türkiye’ye gelenlerin sayısında azalma yaÅŸanmasının bundaki etkisine iÅŸaret ederek, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

"EÄŸer 2016 yılına bakarsanız, Rusya’nın önceden aldığı kararları göz önünde bulundurduÄŸunuzda Rusya ile yaÅŸanan bu çekiÅŸmenin sonucunda iki ülkenin ticaret hacminde yaklaşık 3,1 milyar dolarlık düÅŸüÅŸ olabilir. Türkiye’nin gayrisafi yurt içi hasılası bu yıl 700-800 milyar dolara yakın. Dolayısıyla 3,1 milyar dolar, gayrisafi yurt içi hasılaya göre oldukça küçük. Bu nedenle Rusya’nın yaptırımlarının etkisi büyük ihtimalle pek az olacak."

Rusya’ya sattıkları ürünleri diÄŸer ülkelere de rahatlıkla pazarlayabileceklerini hatırlatan ÅžimÅŸek, Rusya’nın talebinin ise baÅŸka bir ülkece kısa sürede karşılamasının imkansız olduÄŸunun altını çizdi.

“SADECE TERÖRÄ°STLERÄ° YOK EDEREK SORUNUN ÇÖZÜLECEĞİNÄ° DÜÅžÜNECEK KADAR SAF DEĞİLÄ°Z”

BaÅŸbakan Yardımcısı Mehmet ÅžimÅŸek, Kürtlerin OrtadoÄŸu'daki geleceÄŸini nasıl gördüÄŸünün sorulması üzerine, Avrupa'da uzun yıllar süren savaÅŸları hatırlattı ve sonuçta Avrupa BirliÄŸi'nin kurularak sınırların ortadan kalktığını, ortak para birimine geçildiÄŸini, ortak meclis oluÅŸturulduÄŸunu söyledi.

Åžu anda OrtadoÄŸu'da birçok karışıklık bulunduÄŸunu, trajediler yaÅŸandığını ve geleceÄŸi kestirmenin imkansız olduÄŸunu kaydeden ÅžimÅŸek, "Türkiye'deki Kürtler için en iyi gelecek, Avrupa ailesinin bir parçası olan daha demokratik, daha hoÅŸgörülü ve daha müreffeh bir Türkiye olacaktır. Bu hem Türkler hem Kürtler hem de diÄŸer herkes için en iyisi olacaktır" dedi.

ÅžimÅŸek, Irak'ta Musul ve Kerkük'ün ötesinde, Suriye'de ise Türkiye sınırı civarı dışında çok fazla Kürt nüfus bulunmadığını belirterek, Türkiye'de ise en fazla Kürt nüfusun yaÅŸadığı ÅŸehrin Diyarbakır deÄŸil Ä°stanbul, Ankara, Ä°zmir gibi yerler olduÄŸunu söyledi.

"Benim eÅŸim de Türk. Türkiye'de Kürtler ve Türkler birbirinden ayrılamaz" diyen ÅžimÅŸek, ulaÅŸmaya çalıştıkları ÅŸeyin daha demokratik ve müreffeh bir Türkiye olduÄŸunu vurguladı. ÅžimÅŸek, ÅŸöyle devam etti:

"Ben Ankara'da, daha sonra Ä°ngiltere'de eÄŸitim almak için, ardından ABD'de ve Ä°ngiltere'de çalışmak için köyümü terk ettiÄŸimde bana biri deseydi ki 'Türkiye eski politikalarından kurtulup Kürtler dahil tüm etnik gruplara temel hak ve özgürlükleri verme konusunda çok deÄŸiÅŸecek' deseydi bundan ÅŸüphe ederdim ve böyle bir bakış açısına katılmazdım. ABD'de Hispanik etnik grubun kültür, inanç, siyasi konularda yararlandığı ne varsa Türkiye'de Kürtler aynı ÅŸeylerden faydalanıyor. Ortak ÅŸekilde daha iyi yaÅŸamanın önündeki tek engel ise ÅŸiddet."

Türkiye'de hükümetin birkaç yıl önce çözüm sürecini baÅŸlattığını hatırlatan ÅžimÅŸek, bunun iÅŸe yarama ÅŸansı olduÄŸunu, GüneydoÄŸu'da ekonominin müthiÅŸ bir büyüme yaÅŸadığını ancak bugün ÅŸiddet olaylarının yeniden baÅŸladığını anlattı.

"Sadece teröristleri yok ederek sorunun çözüleceÄŸini düÅŸünecek kadar saf deÄŸiliz" diyen ÅžimÅŸek, çözümün daha demokratik bir Türkiye elde etmek olduÄŸunu kaydetti.

ÅžimÅŸek, "Suriye'deki geliÅŸmeler bu ÅŸekilde olmasaydı OrtadoÄŸu'da ÅŸimdi baÅŸka ÅŸeylerden bahsediyor olabilirdik. Åžu anda ÅŸiddeti bitirmekten baÅŸka seçeneÄŸimiz yok. Hiçbir demokratik ülke ÅŸiddeti hoÅŸ göremez. Åžiddet varsa temel haklarınızı kullanamazsınız. Åžu anda da durum budur" ifadesini kullandı.

"Sonuç olarak, bir ÅŸeyler elde etmek için ÅŸiddete baÅŸvurmak yerine demokrasi ve hukukun üstünlüÄŸünü model alırlarsa Kürtler için gelecek parlak" diyen ÅžimÅŸek, bölgede Irak ya da baÅŸka bir ülkenin bölünmesini kimsenin konuÅŸmadığını dile getirdi. ÅžimÅŸek, OrtadoÄŸu'nun mezhep çatışmalarından ve etnik temelli ÅŸiddet olaylarından da yeteri kadar çektiÄŸini belirterek, çözümün daha fazla ÅŸiddet yerine daha fazla diyalog ve reform olduÄŸunu vurguladı.

ÅžimÅŸek, "ABD'nin de terör örgütleri listesinde yer alan PKK maalesef sunduÄŸumuz fırsattan yararlanamadı. Bunun yerine daha çok silah yığdılar, daha çok militan edindiler, ÅŸimdi de bazı ÅŸehir merkezlerini iÅŸgal etmeye çalışıyorlar. Åžimdi bu olayla baÅŸa çıkmamız gerekiyor" diye konuÅŸtu.

ÅžimÅŸek, ÅŸöyle devam etti:

"Bir Kürt olarak benim annem babam okuma yazma bilmezdi, tek kelime Türkçe konuÅŸamazlardı. Bugün ben aynı ülkenin BaÅŸbakan Yardımcısıyım. GeçmiÅŸte hatalar oldu. Mükemmel olmayabiliriz ama bunları düzeltmenin yolu ÅŸiddet deÄŸil. Bunun yolu Meclis'te konuÅŸmaktan geçiyor."

“SIÄžINMACILARI MEMNUNÄ°YETLE KARÅžILIYORUZ”

ÅžimÅŸek, bir soru üzerine Suriyeli sığınmacıların Türkiye için bir yük olmadığını anlattı. Türkiye’nin yaklaşık 2,5 milyon Suriyeli ve Iraklı sığınmacıya ev sahipliÄŸi yaptığı bilgisini veren ÅžimÅŸek, "Onları memnuniyetle kabul ediyoruz. BaÅŸka bir deyiÅŸle, doÄŸru olanı yapıyoruz, insanoÄŸlunun, iyi bir komÅŸunun yapması gerekeni yapıyoruz. Açık kapı politikamız devam ediyor. Suriye krizinin bir an önce çözüldüÄŸünü ve insanların eski normal hayatlarına döndüÄŸünü görmek istiyoruz. Bu gerçekleÅŸse bile bu insanların hepsinin o hayatlarına geri döneceÄŸini düÅŸünmüyorum" dedi.

ÅžimÅŸek, ayrıca uluslararası toplumun Suriyeli sığınmacılara yönelik yardımlarının yetersizliÄŸini dile getirdi.

BaÅŸbakan Yardımcısı Mehmet ÅžimÅŸek, Türkiye'nin yapısal reformları ciddiye aldığını belirterek, "Reformlar konusunda sadece konuÅŸmakla kalmayacağız. Yakında parlamentoyu reform paketlerine boÄŸacağımızı göreceksiniz. EÄŸer gerekirse, parlamento yaz döneminde tatile girmeyecek ve bu reformları geçirmek için tüm yaz boyunca çalışmaya devam edeceÄŸiz" dedi.

ÅžimÅŸek, SETA-DC tarafından ABD'nin baÅŸkenti Washington'da düzenlenen "Insight Turkey: 5. Yıllık Konferansı"nda Türkiye ekonomisini deÄŸerlendiren sunum yaptı.

Washington'daki temasları kapsamında, ABD Hazine ve Ticaret bakanlarıyla ikili görüÅŸmeler gerçekleÅŸtirdiÄŸini belirten ÅžimÅŸek, toplantıların verimli geçtiÄŸini dile getirdi.

Türkiye ve ABD arasındaki ticari iliÅŸkilerin potansiyelin oldukça altında olduÄŸuna iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, buna karşın son siyasi iliÅŸkilerin en güçlü dönemlerinden birini yaÅŸadığını kaydetti.

ÅžimÅŸek, sunumunda genel olarak Türk ekonomisi ve reform ajandasına odaklanırken, Türkiye’nin finansal krizler ve jeopolitik risklerin yüksek olduÄŸu son 10 yılda Çin ve Hindistan dışındaki diÄŸer yükselen piyasa ülkelerine kıyasla daha iyi bir performans gösterdiÄŸini vurguladı.

"YÜKSELEN PÄ°YASA EKONOMÄ°LERÄ°NÄ°N PARLAK DÖNEMÄ° SONA ERDÄ°"

Türklerin satın alma gücünün 2002’den bu yana büyük artış gösterdiÄŸine ve Avrupa BirliÄŸi (AB) ve ABD standartlarına yaklaÅŸtığına dikkat çeken ÅžimÅŸek, "Türkiye ile AB arasındaki satın alma gücü farkını son 13 yılda yüzde 25-30 kapattık. 2000 yılında AB ortalamasının yüzde 30’una denk gelen Türk satın alma gücü, geçen yıl itibarıyla bu ortalamanın yüzde 55’ine yükseldi" deÄŸerlendirmesini yaptı.

Bununla birlikte, yükselen piyasa ekonomilerinin öne çıktığı dönemin sona erdiÄŸini belirten ÅžimÅŸek, ÅŸunları kaydetti:

"Geride bıraktığımız 10 yıl, yükselen piyasa ekonomilerinin yatırımcıların gözdesi olduÄŸu bir dönemdi. Çünkü, küresel dolar likiditesi boldu ve emtia fiyatları ciddi bir artış dögüsü yaÅŸadı. Yükselen piyasa ekonomileri bu dönemde yüksek derecede sermaye akışı ve yatırım aldı. Ancak, bu dönem artık geride kaldı. Åžimdi, bu ülkeler artık iyi durumda deÄŸil. Uluslararası Finans'ın tahminlerine göre, geçen yıl yükselen piyasa ekonomilerinden 350-400 milyar dolar civarında sermaye çıkışı yaÅŸandı. Türkiye’den de yaklaşık olarak 10 milyar dolar civarında net sermaye çıkışı oldu."

ÅžimÅŸek, ayrıca, ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz artış sürecine girmesiyle güçlenen dolar ve düÅŸen emtia fiyatlarını, yükselen piyasa ekonomileri için en "kötü kokteyl" olarak deÄŸerlendirerek, ağır baskı altında kalan bu ülkelerdeki yavaÅŸlamanın sürpriz olmadığının altını çizdi.

Bu noktada, bazı istatistikler veren ÅžimÅŸek, yükselen piyasaların geliÅŸmiÅŸ ülkeleri yakalama süresinin 2009’da yaÅŸanan finansal kriz öncesinde 36 yıl iken, bu sürenin 120 yıla çıktığını anlattı.

"YAKINDA PARLAMENTOYU REFORM PAKETLERÄ°NE BOÄžACAÄžIZ"

Sunumunda, Türkiye’ye yönelik piyasa algısının son yıllarda diÄŸer yükselen piyasa ekonomileri gibi kötüleÅŸtiÄŸine de deÄŸinen ÅžimÅŸek, "Türkiye’nin gerçeÄŸinin piyasadaki algıdan daha iyi durumda olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Ancak, bizim için algı da önem taşıyor ve bu kötüleÅŸmeyi durdurmak için çalışmalıyız. Dolayısıyla naif bir yaklaşım takınarak, Türkiye’de her ÅŸeyin mükemmel olduÄŸunu iddia etmiyoruz. Öyle olsaydı reformlardan bahsediyor olmazdık." yorumunda bulundu.

ÅžimÅŸek, yapısal reform programı, AB’ye üyelik süreci ve istikrarlı makroekonomik politikaların, Türkiye’nin geleceÄŸi için sütun taÅŸları niteliÄŸinde olduÄŸunu belirtirek, bunların düÅŸük verimlilik, rekabet gücü ve yatırım iklimini iyileÅŸtirmek açısından büyük rol oynayacağını dile getirdi.

"Son yıllarda kapsamlı bir reform ajandası için çok sıkı çalıştık. Åžimdi önümüzde 4 yıl var ve bu reform ajandasının yüzde 60-65’ini gerçekleÅŸtirmemiz dahi Türkiye’nin yeniden hızlı büyüme sürecine geri dönmesini saÄŸlayacaktır" diyen ÅžimÅŸek, hazırlanan reform paketlerinin gelecek günlerde parlamentoya ulaÅŸacağını bildirdi.

ÅžimÅŸek, reformların yasalaÅŸması noktasında da elinden geleni yapacağını ifade ederek, "Reformlar konusunda sadece konuÅŸmakla kalmayacağız. Yakında parlamentoyu reform paketlerine boÄŸacağımızı göreceksiniz. EÄŸer gerekirse, parlamento yaz döneminde tatile girmeyecek ve bu reformları geçirmek için tüm yaz boyunca çalışmaya devamedeceÄŸiz" diye konuÅŸtu.

“EÄžER EN BÜYÜK 10 EKONOMÄ° ARASINA GÄ°RMEK Ä°STÄ°YORSAK EN Ä°YÄ° KÜRESEL UYGULAMALARI BENÄ°MSEMELÄ°YÄ°Z”

BaÅŸbakan Yardımcısı Mehmet ÅžimÅŸek, Türkiye'nin yapısal reformlara devam etmesi gerektiÄŸini belirterek, “EÄŸer en büyük 10 ekonomi arasına girmek istiyorsak en iyi küresel uygulamaları benimsemeliyiz” dedi.

ÅžimÅŸek, SETA-DC tarafından ABD'nin baÅŸkenti Washington'da düzenlenen "Insight Turkey: 5. Yıllık Konferansı"nda, Türkiye ekonomisini deÄŸerlendiren sunum yaptı.

AK Parti’nin iktidara gelmeden önce Türkiye’nin düÅŸük gelirli ülkelerin arasında yer aldığını hatırlatan ÅžimÅŸek, görevi devraldıklarından itibaren gerçekleÅŸtirdikleri birinci nesil reformların Türkiye'yi yüksek orta gelirli ülkelerin seviyesine taşıdığını anlattı.

ÅžimÅŸek, bununla birlikte, Türkiye’nin on yıllarca “orta gelir tuzağında” kalmaktan kurtulmak için yapması gereken ödevleri olduÄŸunun altını çizerek, ikinci ve üçüncü dönem reformların önemine iÅŸaret etti.

Reform programı kapsamında atılacak adımları sıralayan ÅžimÅŸek, bu noktada önlerinde yapmaları gereken “ev ödevleri” bulunduÄŸunu kaydetti.

ÅžimÅŸek, yeni iÅŸ alanları oluÅŸturmak için bu reformları hayata geçirmeleri gerektiÄŸini bildirerek, son yıllarda Türkiye’de çalışan insan sayısının yılda yüzde 1,7 artış gösterdiÄŸi bilgisini verdi. Buna karşın, AB ve OECD ülkeleri arasında bu rakamın çok düÅŸük sevilerde kaldığına dikkati çeken ÅžimÅŸek, “Açıkçası bu reformları yapmak siyasi bir zorunluluk” ifadesini kullandı.

Seçim dönemindeki kampanyaları arasında iktidar tamamlanmamış iÅŸler bulunduÄŸunu, daha fazlasını yapmak istediklerini aktardıklarını anlatan ÅžimÅŸek, “Åžimdi Türkiye’yi yüksek gelirli ülkeler kategorisine katmak için daha fazla reformlar yapmalıyız” dedi.

“TÜRKÄ°YE, 8 YILDA 7 MÄ°LYON KİŞİYE Ä°STÄ°HDAM SAÄžLADI”

ÅžimÅŸek, bu reformların tamamlanmasının takipçisi olacaklarının altını çizerek, bu doÄŸrultuda ilk kez bir baÅŸbakan yardımcısının reformları izlemekten sorumlu kılındığını, ayrıca Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun reformların uygulanmasının takipçisi olacağını söyledi.

Gelecek 3-6 ay arasında bu reformların parlamentoya gönderileceÄŸini bildiren ÅžimÅŸek, ÅŸeffaflığı zenginleÅŸtirme, yolsuzlukla mücadele, kamu alımları, iÅŸ istihdamı oluÅŸturma gibi birçok noktada yapılacak reformlara iliÅŸkin bilgiler verdi.

Ä°stihdam konusunda AB ülkelerinde 2007 yılından beri 2 milyon kiÅŸinin iÅŸini kaybettiÄŸine vurgu yapan ÅžimÅŸek, aynı dönemde Türkiye’nin ise 7 milyon iÅŸ yarattığına dikkati çekti. ÅžimÅŸek, bu rakamlara raÄŸmen istihdam saÄŸlamak için çabalamaktan yılmayacaklarını kaydetti.

ÅžimÅŸek, istihdamdaki iyileÅŸmelere raÄŸmen, kayıt dışı istihdam ve kadınların iÅŸ gücüne katılım oranının hala sorunlar arasında yer aldığı ifade ederek, yüzde 35’e düÅŸmesine raÄŸmen hala yüksek seyreden kayıt dışı istihdamı kontrol altına almaya çalışacaklarını aktardı.

“2015 YILI BÜTÇE AÇIÄžI SIFIRA YAKINDI”

Türkiye'nin kamu açığı açısından baÅŸarılı bir performans sergilediÄŸine dikkati çeken ÅžimÅŸek, 2015'te bütçenin neredeyse denge seviyesinde gerçekleÅŸtirildiÄŸini anımsattı.

Buna karşın, yükselen piyasa ülkelerinde ortalama bütçe açığının gayri safi hasılaya oranının ortalama yüzde 4 seviyesinde olduÄŸuna iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, Türkiye’nin sıfıra yakın bütçe açığı baÅŸarısını kurumlaÅŸtırmak istediklerini dile getirdi.

ÅžimÅŸek, ayrıca Türkiye’nin dünyada en rekabetçi dokuzuncu vergi sistemine sahip olmasına karşın mükelleflerin mevcut sorunlarını çözecek reformlar planladıklarının bilgisini verdi.

Kamu harcamalarında eÄŸitime öncelik vereceklerini, halihazırda eÄŸitime vergi gelirlerinin yüzde 25’ini ayırdıklarını belirten ÅžimÅŸek, “EÄŸitim gerçekten çok önemli. Daha yüksek eÄŸitim seviyesi, kiÅŸi başına daha yüksek gelir demek” dedi.

ÅžimÅŸek, Türk eÄŸitim sisteminin kalitesini artırmaya çalışacaklarını bildirirken, yabancı diller, yaÅŸam boyu eÄŸitim ve öÄŸretmenlerin eÄŸitimi konularında reformlar planladıklarını ve eÄŸitimde özel sektöre daha fazla alan tanınacağını bildirdi. Bunun rekabeti artıracağına iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, “EÄŸitime yapılan yatırımların meyvesini 20-30 yıl sonra alacağız.” deÄŸerlendirmesini yaptı.

“Ä°LK 10'A GÄ°RMEK Ä°ÇÄ°N EN Ä°YÄ° KÜRESEL UYGULAMALARI BENÄ°MSEMELÄ°YÄ°Z”

ÅžimÅŸek, reform programıyla yargı sistemindeki sorunları da gidermeye çalışacaklarını belirterek, daha fazla yasal anlaÅŸmazlığın mahkemeye gitmeden tarafsız hakem kararıyla çözülmesi için merkezler kurulacağını söyledi.

Yeni temyiz mahkemeleri oluÅŸturacaklarını da açıklayan ÅžimÅŸek, böylece 1 milyonun üstünde davanın beklediÄŸi Yargıtay’ın yükünü azaltmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Mehmet ÅžimÅŸek, Türkiye’nin dünyanın 10 büyük ekonomisi arasında yer alması için daha yapmaları gereken birçok iÅŸin bulunduÄŸunu kaydederek, sözlerini “EÄŸer en büyük 10 ekonomi arasına girmek istiyorsak en iyi küresel uygulamaları benimsemeliyiz” diyerek tamamladı.