Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 96. sayısı çıktı.
Yılın son ayına, Suriye’nin kuzeybatısında sürpriz bir saldırı sonrası Suriyeli muhaliflerin eline geçen Halep’in düşüşüyle giriyoruz. Trump görevine başlamadan bölgede dengeler son kez yeniden şekilleniyor gibi. Trump demişken, dört yıl aradan sonra ikinci kez seçilen yeni ABD başkanının vizyonunu, muhtemel icraatlarını ve buna bağlı şekillenecek küresel senaryoları çok geniş bir dosyada ele aldık.
2024 ABD seçimlerini çift taraflı ele alan Tuncay Kardaş, Trump’ın zaferini ve Harris’in yenilgisini sebepleriyle ortaya koydu. Türkiye-ABD ilişkilerinin ikinci Trump dönemini, üç muhtemel senaryo üzerinden Vişne Korkmaz masaya yatırırken, Avrupa-Amerika ilişkilerinde yeni Trump döneminin dinamiklerinin ve bunun Türkiye-Avrupa ilişkilerine nasıl etki edebileceğinin analizini Mehmet Ayfer Kancı yaptı. Avrupa’nın üç önemli ülkesinde, Almanya, Fransa ve Polonya yönetimlerindeki Trump endişesini Kemal İnat bizlere açıkladı.
Hüsna Taş Yetim, yeni dönemdeki olası ABD-Çin ilişkisine, Trump’ın ilk dönemiyle kıyaslayarak projeksiyon tuttu. Trump’ın ikinci döneminde ABD’nin İran ile ilişkilerinin geleceğine Oral Toğa, Trump’ın Filistin-İsrail hattındaki duruşuna M. Hüseyin Mercan, Suriye sahasındaki bakışına ise Samir Seifan yoğunlaştı. Trump kabinesine giren Elon Musk gibi teknolojik zenginlerin kodlarını Alp Cenk Arslan bize anlatırken, küresel ekonomi için Trump’ın yeni döneminin anlamını çok boyutlu bakış açısıyla Bilal Bağış gündeme getirdi.
ABD’nin Ortadoğu siyasetindeki temel dinamiklerini Aylin Ünver Noi ele aldı. İşgal ve katliamlarına devam eden İsrail’in genişleyen tehlikesine dikkat çeken Haydar Oruç, İsrail’in Kürt kartını Türkiye üzerinden oynama ihtimaline ışık tutarken, Orkhan Valiyev, Türk Devletleri Teşkilatı’nın belirsizlik çağında küresel düzende üstlendiği role dair kapsamlı bir çerçeve sundu. Salih Kaya küreselleşme tabusunun nasıl parçalandığına ve bundan sonra nelerin olabileceğine G20 Rio Zirvesi’nin sonuç bildirgesi üzerinden cevap aradı. Soner Tauscher, Rusya-Ukrayna Savaşı ile İsrail saldırılarını ve bunlardaki kendi payını sansür kartıyla gizleyen Avrupa’nın değerler krizine ayna tuttu.
Netanyahu ve Gallant’ın tutuklanma kararının önemini Yücel Acer ortaya koydu. İki yıllık gecikmenin ardından nihayet Ekim’de seçimlere giden Irak’ın kuzeyindeki yeni dönemi Mehmet Alaca ele alırken, Küresel Güney’in geleceğinde kıta Afrika’sının yerini, sorunlarını ve dinamiklerini Tunç Demirtaş yazdı.
Bu sayımızda kapsamlı bir çevre dosyasıyla da karşınızdayız. Mehmet Yüce, Türkiye’nin çevre politikaları açısından Azerbaycan’da düzenlenen COP29’u, Elif Habip ise COP31 yolunda Türkiye’nin çevre atılımlarını değerlendirdi. Menaf Turan, Türkiye’nin daha adil bir dünya için iklim finansmanında adalet arayışına dikkat çekti. Cenay Babaoğlu insanlığın geleceği için önemli bir başlık olan su güvenliğini anlatarak belediyelerin bu doğrultudaki karnesini inceledi. Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkeleri sıkıştırdığı küresel iklim krizi başlığının muhasebesini, Kerem Alkin, doğrular-yanlışlar, fırsatlar-tehditler gibi farklı açılardan yaptı. Çevre dosyamızdaki son yazımız ise Fatih Sinan Esen’in yapay zekânın çevre krizinin çözümü mü yoksa parçası mı sorusuna cevap aradığı analizi.
Gloria Shkurti Özdemir, küçük robot Erbai’nin showroomdan büyük robotları kaçırmasını, yapay zekânın özerkliği başlığı üzerinden masaya yatırdı. Toplumun eğitim algısına değinen İsmail Güleç, üniversiteye gidilme amaçlarındaki değişimlere odaklandı. Son dönemde gündeme gelen belediyelerin yüksek miktarlardaki konser harcamalarını konu alan Hamit Emrah Beriş, belediyelerin kültürel faaliyetlerinin ölçü ve amaçlarını irdeledi. M. Taki Kurtoğlu da futbola, uluslararası diplomaside yumuşak güç perspektifinden bakarak, gözlemlerini aktardı.