Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Enine Boyuna'da Türk dış politikasının 2010 yılını değerlendirdi.
ENİNE BOYUNA
29.12.2010
Konuk: Ahmet Davutoğlu
Taha Özhan (T.Ö): İyi akşamlar, Enine Boyuna’ya hoş geldiniz. Bu akşam özel bir konuğumuz var. Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu bizlerle. Efendim hoşgeldiniz. Bir yılsonu değerlendirmesi yapalım istedik. 2010 yılı herhalde Türk dış politikası açısından en uzun yıl desem, sizin bu dördüncü restorasyon dediğiniz dönem içerisinde herhalde çok abartmamış olurum. Bu uzun yılı dış politika açısından nasıl görüyorsunuz, hedeflerinize ulaştınız mı isterseniz oradan başlayalım.
Ahmet Davutoğlu (A.D): Aslında Türkiye’nin coğrafyasında olan her ülke için her yıl uzundur. Türkiye için geçmişteki yıllara baktığımızda her bir yılın kendine özgü özellikleri vardı. Eğer iddialı bir dış politika takip ediyorsanız bölgesinde ve küresel alanda etkin, söz sahibi bir konumda olmak istiyorsanız, her yılı uzun yaşamak zorundasınız.
T.Ö: Bu yıl sanki biraz daha uzun oldu efendim.
A.D: Evet bazı krizlerle, bazı önemli gelişmelerle biz geçen seneden itibaren dört önemli alana teksif etmiştik dış politikamızı. Aslında son sekiz yılın devam eden çizgisi içinde bu dört alanı tahkim etmeye yönelik bir dış politika anlayışımız vardı. Ki 2010 yılında bunun çok çarpıcı örneklerini gördük. Birincisi, uluslararası düzenin yeniden yapılandığı bir dönemdi. Türkiye’nin küresel bir aktör olma görünürlüğünü arttırmak açısından 2010 yılı çok verimli geçti. Her şeyden önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi olarak çok hızlı ve tempolu bir yıl yaşadık. 2009 da çok tempoluydu ama 2010’da iki zirveyi, 2009’la birlikte, üç zirveyi BM Güvenlik Konseyi’nde yaptık. İki Dışişleri Bakanları Zirvesi, bir de Cumhurbaşkanları düzeyinde zirve gerçekleştirdik. Barışı koruma ve geliştirme anlamında Dışişleri Bakanları Zirvesi, sonra da Cumhurbaşkanları Zirvesi biri Haziran diğeri Eylül ayında, biri de yine Dışişleri Bakanları düzeyinde terörizm konulu bir zirve yaptık. Yine
BM Güvenlik Konseyi bağlamında çok önemli gelişmelere imza attık. Somali Konferansı’na ev sahipliği yaptık. Sudan konusunda, Darfur konusunda bir ülkeyle birlikte bir Donör Konferansı gerçekleştirdik. BM Güvenlik Konseyi içinde Afganistan, Kongo ve Kore gibi ülkelerle ilgili liderlik konumunda, yöneten, yönlendiren ülke anlamında başkanlıklar üstlendik. Çevreden, iklim değişikliği, terörizm, medeniyetler ittifakı ve G20’ye kadar uluslararası anlamda dünyanın her yanında göründüğümüz etkin bir dış politikası performansı sergilediğimiz bir dönem oldu ve bu durum önümüzdeki dönemde de sürecek. Bu birinci temel hedefimizdi. Nitekim çok sayıda zirveye de ev sahipliği yaptık bu hedef doğrultusunda. Haziran ayında SİKA Asya Güvenlik ve İşbirliği Zirvesi’ne ev sahipliği yaptık, dönem başkanlığını üstlendik. Kasım ayında Avrupa Konseyi dönem başkanlığını üstlendik. Eylül ayında Türk Dünyası Konseyi Zirvesi’ne ev sahipliği yaptık. Aralık ayında Eko Zirvesi’ne ev sahipliği yaptık ve zirveyi üstlendik. Geçen yıldan intikal edecek şekilde yine Haziran ayında Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Zirvesi’ni, yani Balkan Zirvesi’ni yaptık. Dönem başkanlığımızı tamam