ABD’nin önemli düÅŸünce kuruluÅŸlarından Dış Ä°liÅŸkiler Konseyi (CFR), Mayıs ayı içerisinde eÅŸ baÅŸkanlığını ABD eski dış iÅŸleri bakanı Madeleine K. Albright ile eski ulusal güvenlik danışmanı Stephen J. Hadley’ın yaptığı önemli bir Türkiye raporu (U.S.-Turkey Relations: A New Partnership) yayımladı. Bu raporun zamanlaması, hem iç hem de dış politikaya yönelik yaptığı tespit ve öneriler ile raporu hazırlayan komitenin profili bu raporu önemli kılıyor.
Raporun ana hedef kitlesini Amerikalı karar vericiler oluÅŸturuyor. Onlara verilen ana mesaj; Türkiye’de iktidarın asıl sahiplerinin deÄŸiÅŸtiÄŸi: Amerika’nın, Ankara’da daha önce iÅŸ yaptığı asıl kesimi oluÅŸturan askeri ve sivil bürokrasi artık Türkiye’de gücü elinde bulunduran ana kesimi oluÅŸturmuyor. Mevcut siyasal iktidar daha öncekilerinin aksine nominal deÄŸil reel iktidarı temsil ediyor.
Aslında bu rapor bu yönüyle gecikmiÅŸ bir tespitte bulunuyor. Asker bu tespiti 1 yıl önceki YAÅž toplantısıyla, diÄŸer kesimler ise aynı sonuca 12 Eylül referandumu veya 12 Haziran seçimlerinden sonra ulaÅŸtı. Son olarak, rapor her ne kadar Türkiye’de gücün merkezinde kayma yaÅŸandığını belirtip yeni güç sahipleri ile iliÅŸkiye geçmeyi tavsiye etse de eski Türkiye’nin temsilcilerini de tamamıyla gözden çıkarmıyor.
Raporun tek mesajı Türkiye’nin iç siyasetiyle sınırlı deÄŸil. Türkiye ile ABD arasında deÄŸiÅŸen uluslararası realiteye uygun yeni bir ortaklık ÅŸekli de öneriliyor. ABD’nin Türkiye ile olan iliÅŸkileri daha önce soÄŸuk savaÅŸ atmosferinde geliÅŸen güvenlik ve dış politika eksenli bir iliÅŸkiydi. Türkiye, ABD’ye önemli oranda ucuz asker, ABD de Türkiye’ye önemli oranda silah saÄŸlıyordu. Ama soÄŸuk savaÅŸ bitti. Dünya deÄŸiÅŸti. Türkiye’nin küresel ekonomi ile en önemli bağı artık IMF’den aldığı borçlar deÄŸil. Dış politikası da artık sadece Batılı bir kimliÄŸe ulaÅŸma arzusu ile komÅŸularına yönelik uyguladığı güvenlik politikalarına dayanmıyor. Dolayısıyla denklem deÄŸiÅŸti. Çok boyutlu bir hale geldi. Bu nedenle Türkiye ile ABD arasında var olan iliÅŸkinin niteliÄŸinin de deÄŸiÅŸmesi gerekir.
Bu durum özellikle küresel sisteme dair tartışmaların yoÄŸun yaÅŸandığı, sistem dışı yükselen güçlerin sistemi ciddi bir ÅŸekilde eleÅŸtirdiÄŸi bir ortamda daha da önem arz ediyor. Türkiye’nin bir yanıyla sistemin parçası olması ama aynı zamanda sistemin dışında olan bir güç gibi de davranabilme kapasitesi ABD ve Batı dünyası için büyük bir avantaj. CFR’ın, hem farklı bölgelerde Türkiye ile ABD’nin geliÅŸtirebilecekleri yeni iÅŸbirliÄŸi alanlarına iÅŸaret etmesi hemde Türkiye dışında hakkında bu boyutlu rapor hazırladığı diÄŸer ülkenin Brezilya olması bu raporun yeni küresel sistem ile bağı konusunda bize fikir veriyor.
Ä°ç politika, ekonomi, dış politika ve tavsiyeler olmak üzere 4 ana baÅŸlık altında hazırlanan raporda öne çıkan baÅŸlıkları ÅŸöyle sıralayabiliriz:
Türkiye son 10 yılda yaÅŸayıdığı deÄŸiÅŸim sayesinde büyüyen bölgesel ve global bir güç haline geldi. Bunun yanında, Türkiye’nin yüzleÅŸtiÄŸi sorunların bir çoÄŸu- Ä°ran Nükleer Meselesi, OrtadaoÄŸu’daki geçiÅŸ süreci, ve Suriye krizi gibi- aynı zamanda ABD’yi de meÅŸgul eden temel meselelerin başında gelmektedir. DeÄŸiÅŸen realite ve yüzleÅŸilen sorunlar Türkiye ile Amerike arasında yeni bir ortaklığın kurulmasını gerekli kılmaktadır.
RAPORUN TEMEL ÖZELLÄ°KLERÄ°
• Rapor genel olarak ABD toplumuna, liderleri