SETA > Yorum |
Zeytin Dalı Harek tı nın Siyasi Başarısı ya da Sorumluluğu

Zeytin Dalı Harekâtı’nın “Siyasi Başarısı” ya da “Sorumluluğu” Tartışması

Zeytin Dalı Harekâtı’nın siyasi kararını kim aldı? Afrin operasyonu başarısız olsaydı, Allah göstermesin, bunun siyasi sorumluluğu kime yüklenecekti?

Zeytin Dalı Harekâtı’nın siyasi kararını kim aldı?

Afrin operasyonu başarısız olsaydı, Allah göstermesin, bunun siyasi sorumluluğu kime yüklenecekti?

Muhalefetin “Afrin merkeze girilmesin”, “ÖSO ile birlikte hareket edilmesin”, “Esad rejimi doğrudan muhatap alınsın” ve “oraya asker sokacaksanız seni kefenle karşılayan arkadaşlarını gönder önce” gibi tavsiyelerine uymayarak, operasyonun mevcut hâliyle icra edilmesinin kararını kim vermiştir?

Afrin operasyonuna hazırlık sürecinde uluslararası diplomasinin yürütülmesi, operasyona karşı çıkan ülkelere yüksek perdeden itiraz edilmesi, toplumun bu harekâta desteğinin sağlanması süreçlerinde siyasi iktidarın rolü ve sorumluluğu nedir?

Soruları çoğaltabiliriz.

***

Afrin’e Zeytin Dalı Harekâtı’nın başlamasından itibaren muhalefet ve iktidar karşıtı bazı çevreler operasyonunla ilgili gereksiz bir tartışma açmaya çalıştılar. Bu çevrelerden bazıları harekâtı “Erdoğan’ın seçim yatırımı” olarak nitelendirdiler.

Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu farklı konuşmalarında, Afrin operasyonu ile ilgili yapılması ve kaçınılması gerekenleri art arda sıraladı. Örneğin “Türk ordusu Afrin merkeze girmesin” dedi. Harekâtın “Esad rejimi muhatap alınarak yapılmasını” tavsiye etti. Operasyonun Özgür Suriye Ordusu ile birlikte yürütülmesini sorun olarak gördü.

Afrin operasyonu öncesinde, hükûmetin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda kararlı olduğunu görünce “Oraya asker sokacaksanız, seni kefenle karşılayan arkadaşlarını gönder önce” tavsiyesinde bulundu.

Operasyonun başlamasının ardından, harekâta toplumsal desteğin çok yüksek olduğunu görünce “Afrin operasyonu siyasetin değil devletin operasyonudur” açıklamasını yaptı.

Yine Zeytin Dalı Harekâtı’nın siyasete alet edildiğini söylerken, Süleyman Şah Türbesi’nin taşınması ile ilgili olarak, o dönemde “ben iktidarda olsam gerekirse 10 bin şehit verirdik çekilmezdik” dedi.

Bu değerlendirmelerin, hepsi de olumlu ya da olumsuz olmasının ötesinde siyasi bir değerlendirmedir. Bir muhalefet partisinin görevi, kendi baktığı yerden ülke siyaseti ile ilgili politika önerisi gerçekleştirmektir. Bu önerilerin bizzat kendisi zaten siyasidir. Meselenin doğası da bunu gerektirir.

Bugün iktidarda AK Parti değil de CHP olsaydı, harekâtın yapılıp yapılmayacağı bir yana, eğer yapılmış olsaydı örneğin, Türk ordusu Afrin merkeze girmeyecekti. En azından bunu kesin olarak biliyoruz. Çünkü bu siyasi bir karardı.

Şunu demek istiyorum.

Bir ülkenin seçilmiş iktidarının aldığı kararların bir yönü siyasidir. O kararların uygulanması ise sorumluluk alanlarına göre devletin farklı organlarına aittir. Yine siyasi iktidar devletin bu organları arasında ahenkli bir koordinasyonun sağlanmasından sorumludur.

Bu açıdan bakınca, Afrin operasyonuna hazırlık süreci, icra ve başarılı sonuç alınmasında iktidarın kararlılığı ve Erdoğan’ın siyasi liderliğinin altı çizilmesi gerekiyor.

Bunu bu şekilde söylediğimizde, ordunun kahramanca mücadelesini, halkın büyük desteğini, ÖSO’nun Türk ordusu ile senkronize bir şekilde hareket etmesini, devletin diğer kurumlarının olağanüstü çabalarını görmezden gelmiyoruz.

Ama daha harekât başlar başlamaz hükûmetin bu konudaki politikasını “seçim yatırımı” olarak nitelendirip, operasyon başarılı olunca “siyasi iktidarın burada bir etkisi yok” derseniz samimi olmazsınız.

Kuşkusuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün parti grup toplantısında altını çizdiği gibi, millî meselelerin “günlük siyasi tartışmaların ötesinde” ele alınması gerekir. Zeytin Dalı Harekâtı’na toplumsal desteğe baktığımızda da siyaset üstü görüldüğü de açıktır.

Ama diğer taraftan, öyle ya da böyle, bu tip millî meselelerde iktidarda olan parti büyük riskler alır. Başarı ya da başarısızlığına göre millet tarafından cezalandırılması ve ödüllendirilmesi de ona göredir.

Zeytin Dalı Harekâtı’nın “siyasi başarısı” ya da “sorumluluğu” tartışmasına bu açılardan bakmak gerekir.

[Türkiye, 22 Mart 2018].