SETA > Güvenlik |
Türkiye nin DEAŞ la Mücadelesinin Kritik Dönemeci Fırat Kalkanı Harekatı

Türkiye’nin DEAŞ’la Mücadelesinin Kritik Dönemeci: Fırat Kalkanı Harekatı

Türk Dış Politikası Yıllığı 2016 için kaleme alınan bu makaleyi, Fırat Kalkanı Harekatı’nın yıldönümünde, tam metniyle istifadenize sunuyoruz.

Paylaş
Dosyayı İndir

Türkiye, Mart 2011’de Dera’da başlayan barışçıl gösterilerden itibaren değişen metot ve kapasitelerle Suriye’de etkin aktörler arasında yer almaktadır. Gösterilerin başlamasından sonraki yaklaşık ilk altı ay boyunca Suriye rejimini Beşar Esed aracılığıyla halkın birtakım reform taleplerini karşılamaya ikna etme çabası ortaya koyan Türkiye, bu çabaların sonuçsuz kalmasıyla muhalefete desteğini açıklamıştır. Ağustos 2011’den bugüne kadar da muhalefetin yanında durup Suriye rejiminin meşruiyetini kaybettiği iddiasını sürdürmüştür. Geçtiğimiz altı sene zarfında Suriye’de çatışmaların seyri, tabiatı, sıklığı ve boyutları değişkenlik göstermiştir. DEAŞ’ın hızla Irak’tan Suriye’ye yayılarak geniş bir alanı kontrol altına alması, DEAŞ karşıtı koalisyonun kurulması, Rusya’nın Esed rejimine destek için Suriye’deki varlığını artırması, YPG’nin kantonlarını genişletmesi ve Fırat Kalkanı Harekatı çatışmanın seyrini değiştiren gelişmeler olmuştur. Türkiye de bu gelişmelere paralel olarak Suriye politikasında değişikliklere gitmiştir. Halkına katliam uygulayan Esed’in gitmesi önemli bir öncelik olarak korunsa da Rusya gibi bir büyük gücün etkin şekilde denkleme dahil olmasıyla ağırlık noktası DEAŞ ve YPG ile mücadeleye kaymıştır.

Kısa süre içerisinde bir vekalet savaşına dönüşen Suriye’deki çatışan blokların ülkeye müdahaleleri hem keyfiyet hem de kemiyet açısından büyük farklılıklar göstermiştir. Bir tarafta Suriye rejimini iktidarda tutmak ve ülke üzerinden stratejik hesaplarını gerçekleştirmek için sahaya doğrudan askeri müdahalelerde bulunan Rusya ve İran; diğer tarafta ise muhalefete sınırlı askeri ve siyasi destek veren fakat doğrudan sahaya inmeyen, Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu ülkeler çatışmanın iki ana bloğunu oluşturmuştur. İran önce askeri danışmanlarla, ardından nizami ordusundan subaylarla ve nihayetinde Kudüs Tugayları’nın organize ettiği ve Şii dünyasından mobilize edilen milislerle Suriye’de sıcak çatışmanın içerisine girerken; Rusya rejime uluslararası kalkan sağlamış, hava kuvvetleri ile destek vermiş ve en sonunda Eylül 2015’te sahada rejim aleyhine evrilen dengeleri değiştirmek için Suriye’ye askeri müdahalesini başlatmıştır.

Devamı için tıklayınız….