Özgürlüğün ve Güvenliğin Sınırları
Moderatör |
Talip Küçükcan |
Konuşmacılar |
|
Moderatör |
Murat Yeşiltaş |
Konuşmacılar |
|
Charlie Hebdo saldırısı sonrası yoğun bir şekilde tartışmaya açılan özgürlük ve güvenlik kavramları SETA İstanbul’un düzenlediği “Özgürlüğün ve Güvenliğin Sınırları” panelinde alanında yetkin isimlerin katılımıyla gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü Insight Turkey Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Talip Küçükcan’ın yaptığı panelin ilk oturumunda, Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Ali Yaşar Sarıbay ve Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Can E. Mutlu konuşmacı olarak katıldılar.
Ali Yaşar Sarıbay:
Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Ali Yaşar Sarıbay İslamafobinin yüzyılımıza özgü olarak algılanmasının yanlış olacağını belirtti. Bir hakaretin ne kadar fikir olarak değerlendirilebileceği sorusu üzerinde duran Sarıbay, nefretin bir zümreye yöneltildiğinde meşru olarak görülmesini Batının kendisini kandırması olarak niteledi. Sarıbay’a göre eşitliği esas alan özgürlüğün güvenlik bahanesiyle sınırlandırılması durumunda eşit olmayanların hınç yumağı içinde kalacağını düşünmeniz gerekmektedir dedi. Hıncı besleyen sebeplerden birisini de vatandaş muamelesinden daha çok nüfus muamelesi görülmelerinden kaynaklandığını söyledi.
Can E. Mutlu:
Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Can E. Mutlu sosyal kontrakt geleneğinde devletin her türlü mahremiyetimize ulaşabilme hakkının olmadığını belirten Mutlu, özgürlüğün çok zor elde edildiğinin herkes tarafından bilindiğinin altını çizdi. Içinde yaşadığımız dönemde en büyük problemimizin liberal demokrasilerin illiberal yöntemleri olduğu tespitinde bulunan Mutlu, küreselleşmeyle birlikte devletlerin küresel anlamda veri sağlayan özel sektörle birlikte bir kumpasa girdiğini belirtti. Mutlu, Algoritmaların çalışabilmesi için verilere ihtiyaç olduğunu ve devletin kontrol sağlama isteği adına bilgi toplama konumundaki özel sektörle kurduğu ilişkinin önemli olduğunu söyledi.
Moderatörlüğünü Yalçın Arı’nın yaptığı panelin ikinci bölümüne Maltepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve AB Bölümü Öğretim Üyesi Süleyman Seyfi Öğün, Araştırmacı-Yazar Süheyb Öğüt ve Insight Turkey Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Talip Küçükcan katıldı.
Süleyman Seyfi Öğün:
Maltepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve AB Bölümü Öğretim Üyesi Süleyman Seyfi Öğün tanımlamalara karşı mesafeli bir duruşunun olduğunu belirterek, adlandırdıklarımızla yaşadıklarımız arasında bir uçurumun meydana geldiğini belirtti. Öğün insanın tabiattan çıkışını temsil yeteneğine borçlu olduğunu aktarırken yaşadıklarımızı hikayeleştirmeyi abartılı bir hale getirdiğimiz kanaatinde. Öğün, kitabi kültürün kültürel seçkünler üzerinde garip bir kibir oluşturduğunu ve kitabın hayattan daha hakiki olarak görüldüğünün altını çizdi. Güvenliğin çok daha tarihsel derinliğe haiz bir kavram olduğunu belirten Öğün, devletlerinde bunu çok iyi bir şekilde kullandığını aktardı.
Süheyb Öğüt:
Araştırmacı-Yazar Süheyb Öğüt konuşmasına felsefecilerin müspet bir reçete ortaya koyamadıkları tespitiyle başladı. Öğüt, özgürlüğün felsefi bir söylem olarak hayatımızın içerisinde kurulmasına rağmen muhteviyatının belli olmadığını aktardı. Insanların aslında gündelik hayatta inanmış gibi göründüklerini hakikatin ise farklı olduğunu belirten Öğüt, Salman Rüşdi’yi savunanların hiçbirisinin ifade özgürlüğüne inanmadığını belirtti. Öğüt, Fransa’daki bir ilkokuldaki Charlie Hebdo anma gösterilerine katılmayan 8 yaşındaki bir çocuğun teröre destek verme suçlamasıyla mahkemede yargılanmasının ise Fransa’daki tabloyu ortaya koyması bakımından önemli olduğunu ifade etti.
Talip Küçükcan:
Insight Turkey Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Talip Küçükcan konuşmasına özgürlük-güvenlik kavramlarının nasıl araçsallaştırıldığı sorusunun önem arz ettiğini belirtti. 11 Eylül sonrasında Amerika’da devletin sunduğu bilgileri olduğu gibi yansıtan ana akım medyanın savaş çığırtkanlığını örnek gösteren Küçükcan, Irak savaşının ABD’nin güvenlik kavramını araçsallaştırasının bir tezhürü olarak ifade etti. Bu bağlamda Küçükcan, son dönemlerde Ak Parti ve Türkiye’yi şiddet ve terörle irtibatkandırma çabasını güvenlik meselesini araçsallaştıran küresel bir oyun bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.