21. yüzyılda stratejik bir kaynak haline gelen doğalgaz, ülkelere sağladığı avantajların yanı sıra taşıdığı riskler ve oluşturduğu bağımlılık açısından en çok tartışılan ve güncelliğini koruyan konulardan birisidir. Bu anlamda en önemli enerji kaynaklarından olan doğalgazın AB ülkelerindeki artan ithalat miktarı, artan doğalgaz maliyetleri ve Rusya’ya olan doğalgaz bağımlılığının Rusya lehine bir koza dönüşmesi, enerji kaynağı ve pazarı çeşitliliği konusunu Avrupa’nın gündemine taşımıştır. Öte yandan Ukrayna-Rusya arasında yaşananlar ve Rusya’nın bir anlaşma sağlanmadığı takdirde Ukrayna’ya verilen gazın kesileceği tehdidi AB ülkelerini doğalgazda Rusya bağımlılığından kurtarmak için yeni arayışlara itmiştir.
Kaynak çeşitliliğine yönelen AB ve yeni pazarlarda etkin bir rol almak isteyen Türkiye için Güney Gaz Koridoru (GGK) projesi önemini gün geçtikçe artırmakta¬dır. Hazar Bölgesi’ndeki Azerbaycan doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasına yönelik olarak hazırlanan TANAP ve TAP’ın faaliyete geçmesi hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın arz güvenliği için önem arz etmektedir. Türkiye’nin enerjide transit ülke olması, Doğu ile Batı’yı birleştirmesi, enerji ticaretinin üssü olması ve Türkiye’nin enerjide bölgesel bir aktör haline gelmesi adına bu ve benzeri projelerde yer alması gerekmektedir.
Bu analiz çalışması enerji arz güvenliği kavramı ve enerji arz güvenliğini sağ-lamak adına geliştirilen GGK projesinin fonksiyonu ve özellikleriyle birlikte projeyi desteklemesi düşünülen Türkmenistan, İran, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IKBY) ve Doğu Akdeniz örneklerini ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra çalışmada GGK projesinin AB ülkeleri ve Türkiye açısından siyasal ve ekonomik sonuçları analiz edilip, konuya ilişkin öneriler sunulacaktır.