Gülen Grubu’nun sihirli terkibi ‘iddia edildi’. Neredeyse bu terkip olmadan cümle kuramıyorlar. En azından medya dilini son altı yıldır bu terkip oluÅŸturuyor. ‘Ä°ddia edildi’ terkibi Gülen Grubu’na sadece ucuz bir hukuki uyanıklıkla koruma saÄŸladığı için dillerine pelesenk olmuÅŸ deÄŸil. Ä°ddia makamında konumlanmak, Gülen Grubu’nun bütün politik teolojisine tam anlamıyla uyumlu bir durum.
Gülen Grubu iÅŸtiraklerinde doÄŸrudan çalışan binlerce kiÅŸi, kariyer planlamasını paralel devletin açtığı alanlarda muadillerine göre oldukça zahmetsiz bir ÅŸekilde yapan binlerce memur ve Gülen zincirinde dolaylı olarak var olan iÅŸ adamı, esnaf vb. unsurların oluÅŸturduÄŸu bir dünya var. SosyalleÅŸmesinden siyasallaÅŸmasına, günlük meta tüketiminden dini düÅŸünceye neredeyse nevi ÅŸahsına münhasır bir yapı oluÅŸmuÅŸ durumda. Ä°nÅŸa ettikleri komün ekonomi-politik dünyada, kullandıkları siyasi dilin ve kendisini tarifin ana eksenini ‘ötekini itham’ oluÅŸturuyor. Ä°stihbarat ve yargı odaklarından, ithamlarının altını doldurduklarını düÅŸündükleri yeterince malzeme de servis edilince, oldukça konforlu bir sahada hareket kabiliyetine kavuÅŸuyorlar.
Bu aslında ismi konulmamış bir seküler tanrıcılık sorunsalına da tekabül ediyor. Muhatabının mahremini bilmenin saÄŸladığı özgüvenle hemen herkes hakkında ve hemen her konuda oldukça keskin kanaatleri var. Bu kanaatler bir ahlaki ve düÅŸünsel zemine yaslandığından deÄŸil, mahreme hakim olmanın cüretinden beslenmektedir. Dolayısıyla ‘iddia edildi’ terkibi içerisinden konuÅŸmak, Gülen Grubu’na sadece hukuki bir zırh saÄŸlamıyor; aynı zamanda tabii bir müfettiÅŸ ruh haline bürünmelerini saÄŸlıyor. Bütün geçiÅŸlerin temelinde ise Gülen’in ÅŸahsı manevisinde zuhur eden kurtarılmışlık ve seçilmiÅŸlik hali bulunuyor. Mülkiyetin, ferdin, iradenin, nefsin, sorumluluÄŸun, zamanın ve fıkhın içerisinde eridiÄŸi bir hiçlik olan ‘ÅŸahsı manevi’, sorgulanamaz bir yakaza alemi inÅŸa etmiÅŸ durumda.
Bu yönüyle Grubu ve politik teolojisini eleÅŸtirdiÄŸini düÅŸünenler aslında müÅŸahhas bir muhataba konuÅŸma imkanı bulamıyorlar. Aynı ÅŸekilde kendisini grubun yakaza aleminin içerisine bırakan müntesipleri de hiçbir eleÅŸtiriyi üzerlerine alma ihtiyacı hissetmiyorlar. Gülen Grubu’nun kendine özgü inÅŸa ettiÄŸi din dilinin oluÅŸturduÄŸu gizemli eksende, istihbarat kaynaklı gizli bilgilerin iÅŸlenmesiyle meydana çıkan bir anlam haritası var. Bu durum, grubun dışındaki aktörleri, hangi siyasi ve dini kimlikten olursa olsun, bu haritayı okuyacak bilgi ve usulle mücehhez olmasını büyük ölçüde imkansız hale getiriyor. Dolayısıyla tam anlamıyla bir sağırlar diyaloÄŸu ortaya çıkıyor.
‘Ä°ddia edildi’ dünyası aynı anda çok saldırgan ve efeminen, cesur ve korkak, ahlakçı ve hilekar, fundamentalist ve oportünist bir çoklu kimliÄŸin ortaya çıkmasını saÄŸlıyor. Bu durum ise fıkhın temelini oluÅŸturan en önemli baÄŸlamlardan birisi olan ‘niyet-amel’ iliÅŸkisinin, bu çoklu kimliÄŸin, ilk kurbanlarından olmasına yol açmaktadır. Niyet-amel baÄŸlamında yaÅŸanan kriz kendisini hayatın her alanında göstermekte ve ortaya derin bir inandırıcılık travması çıkarmaktadır. Bu travma ile baÅŸ etmenin en pratik ve etkili yoludur ‘iddia edildi’ terkibi. Grubun dışındaki dünya için oldukça sorunlu olan bu yaklaşım, sorunsuz bir ÅŸekilde ‘gerçeklikle yüzleÅŸme’ krizlerine deva olmaktadır.
17 Aralık’tan bu yana yeni ve yapısal kırılmaya yol açan bir durum yaÅŸanmaktadır. ‘Ä°ddia edildi’