2014 yılı, başta Ukrayna ve Ortadoğu coğrafyasında yaşanan gelişmeler olmak üzere bölgesel belirsizliklerin küresel ekonomiyi şekillendirdiği bir yıl olmuştur. Küresel ekonomide oluşan belirsizlik ortamı finans piyasalarındaki istikrara tehdit oluştururken, Amerika Merkez Bankası’nın (FED) 2013 yılı Aralık ayında aldığı varlık alımını azaltma kararını 2014’te uygulamaya başlaması ve ilerleyen dönemlerde faizleri arttıracağı beklentisini oluşturması özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerini negatif yönde etkilemiştir. Küresel ekonomide oluşan bu tablo yıl boyunca Türkiye ekonomisini etkileyen unsurların başında gelirken 2013 yılının son günlerinde gerçekleştirilen “17-25 Aralık” darbe girişiminin ekonomiye olan yansımaları başta döviz kurlarında görülen dalgalanmalar olmak üzere 2014 yılında da devam etmiştir. Döviz kurlarında görülen bu dalgalanmalar sonucunda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faizleri sert bir şekilde arttırma yoluna gitmek zorunda kalmıştır. Yaşanan bu gelişmelerin yanı sıra 2014 yılında “30 Mart Yerel Seçimi” ve “10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Seçimi” gerçekleşmiştir.
İç ve dış piyasalarda yaşanan şoklara rağmen Türkiye ekonomisi 2014 yılında da büyüme trendini sürdürmüştür. TÜİK verilerine göre, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2014 yılının ilk üç çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre sırasıyla yüzde 4,9, 2,3 ve 1,9 oranında artmıştır. İlk üç çeyrek büyümesi incelendiğinde ilk çeyrekteki yüksek büyümenin kaynağı ihracatta meydana gelen yüzde 8,9’luk artış ve seçimler sonrası sağlanan istikrar ortamı olurken, ikinci ve üçüncü çeyrekte yaşanan bölgesel belirsizliklerin ortaya çıkardığı dış talepteki daralma bu çeyreklerde ekonomik büyümenin daha düşük kalmasına neden olmuştur. Dış talepteki daralmaya rağmen varil fiyatı 100 dolar seviyesinde seyreden petrol fiyatlarının 50 dolar seviyesine inmesi ve ikinci çeyrekten itibaren ithalatta meydana gelen düşüş bu iki çeyrekte de ekonomik büyümenin devam etmesinde etkili olmuştur. 2014 yılında ekonomide oluşan tabloya genel olarak bakıldığında ihracat performansı ve petrol fiyatlarındaki düşüş ekonomiye pozitif etki eden faktörlerin başında gelirken, yüksek faizin neden olduğu düşük yatırımlar ve iç talepte meydana gelen daralma ekonomiyi negatif yönde etkilemiştir..