1980’lerden beri devam eden sermaye yatırımları ve reform planları, Çin’in dünyanın ikinci en büyük ekonomisi olmasını sağlamıştır. Dünya ticaret hacmindeki artış ile siyasi ve ekonomik gelişmeler Çin’in bölgedeki konumunu güçlendirmiştir. Çin bölgedeki etkinliğini korumak ve sürdürmek için BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü, Asya Altyapı Yatırım Bankası (AAYB) gibi örgütlerin kurulmasına öncülük etmiştir.

Bu örgütlerin yanı sıra Çin, Afrika ve Latin Amerika gibi diğer bölgelerle de doğrudan ilişki kurmaktadır. Ancak Çin’in Afrika’ya yönelik gerçekleştirdiği yatırımlar ve faaliyetler ABD. tarafından hoş karşılanmamaktadır. Bu bölgede üstünlük oluşturmak isteyen bu iki ülke arasında siyasi gerilim oluştu. Çin ve ABD arasındaki ilişkileri daha iyi anlamak için Rusya da önemli bir faktördür. Trump’ın başkanlığıyla, Çin ve Rusya, ABD’yi bir tehdit olarak algılamakta ve bu tehdidin üstesinden gelebilmek için de stratejik ortaklık yapmaları gerekmektedir.

Çin-Türkiye ilişkilerinin genelde sakin bir seyir izlediği görülmektedir. Çin, genellikle Türkiye’nin dahil olduğu olaylarda tarafsız kalmayı tercih etmiştir. Fakat Kıbrıs meselesinde Çin, Güney Kıbrıs’ın tarafında tavır takınmaktadır. Buna rağmen Türkiye, Çin’e karşı siyasi ve ekonomik gücünü kullanmamayı seçmiştir.

Insight Turkey dergisi, “Çin’in Israrcı Yükselişi: Küresel Zorluklar ve Bölgesel Dinamikler” başlıklı Çin özel sayısının yayımlanmasının ardından yazılarıyla sayıya katkıda bulunan konuşmacıların katılımıyla, “Dünya siyasetinde Çin Etkisi”nin tartışılacağı bir panel düzenlemektedir.

Konuya ilgi duyanların panele teşriflerini bekleriz.

Not: Panel sırasında Türkçe ve İngilizce simültane çeviri hizmeti sunulacaktır.