Yıl 5. ayına girmiş son sürat ilerlerken, gerek ulusal gerekse uluslararası ekonomiye dair 2016 görünümü de azar azar netleşiyor. Bu doğrultuda gözlerin ayrılamadığı göstergelerin başında, hiç şüphesiz küresel talep ve paralelindeki dış ticaret verileri geliyor. Malumunuz ticaret, geçtiğimiz yıl dünya ekonomisinin ayaklarına dolanıp hızlanmasına müsaade etmeyen bir aktör olarak nam salmıştı. Global ticaretin, dolar bazında %13 gerileyip şok yaratmasından, elbette ki önemli ölçüde emtia fiyatları ile kurlar sorumluydu ancak hatırlamak gerekirse, talep anlamında da işler vasat gitmişti.
Bu bağlamda, 2015 dünya mal ticaretine fiyat ve kur etkilerine bir ayar çekip topluca bakacak olursak, ticaret hacminin 2014 senesindeki gelişim hızını taklit ettiğini görüyoruz: %2,8. Veri, görünürde durumun tekrarı gibi ancak içerikte bir farklılık olduğunu da belirtmek gerek. Nitekim incelediğimizde, mesela dikkat çekici bir gelişme olarak insanın gözünü, gelişen ülkelerin ithalat hacimlerindeki yavaşlama ısırıyor. Zira 2014 yılındaki %2,1 oranındaki artış, sonraki yıl %0,2'ye gerilemiş. Gelişmiş ekonomilerde ise bu hız, %3,5'ten %4,5'e yükselmiş. Dolayısıyla, oyuncular açısından, ortada bir kompozisyon değişimi söz konusu…
Durumu geriden alıp çok kısa özetlemiş olarak şimdi de 2016'ya bir göz atmak istersek, elimizde Ocak-Şubat dönemi için netlik kazanan Dünya Ticaret Örgütü (WTO) verileri var. Söz konusu ilk 2 aylık veriler dünya ihracatının değerinin dolar bazında önceki yılın aynı dönemine göre %9,5 gerilediğini, ithalattaki düşüşün ise %8,2 olduğunu gösteriyor. Son 12 ayı alırsak da, yıllık daralma hızları sırasıyla %11 ve %11,9. Dolayısıyla taze rakamların elinden gelen, ticarette ancak hafif bir toparlanmanın varlığına işaret edebilmek.
Aslında bu noktada, 2016 yılının ticaret hanesine ne yazılacağına dair merakları gidermek amacıyla, WTO'nun Nisan ayında bir açıklama yaptığını hatırlatmamda fayda var. Buna göre örgütün projeksiyonları, ticaret hacmindeki hızın bu sene de değişmeyeceği yönünde kayıtlara geçmiş durumda.
Ne demek? Şu hızlanamayan ortamda, dünya ticaretinde bu yıl da bir canlanma beklemiyoruz demek. Bununla beraber, projeksiyonun alt kırılımlarından da az buçuk haberdar edeyim: Gelişmiş ekonomilerin ihracatı, gelişmekte olanların ise ithalatı için kıpırdanma tahminleri var. Cümledeki ihracat ve ithalat kelimelerinin yerini değiştirirsek de, beklentiler yavaşlama yönünde…
BİZDEKİ VERİLER
Bu arada, bizim dış ticaret verileri de birbiri ardına açıklanmayı sürdürüyor. TÜİK geçen Cuma Mart'taki durumumuzu kafalarda netleştirirken, TİM de Pazar günü Antalya'dan Nisan ihracat haberlerini saldı. Dün ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (GTB), Nisan ihracat ve ithalatının hatlarını çizen geçici verileri sundu. Peki, bu yoğun veri trafiğinden çıkan ana mesajlar nedir? Kısaca özetleyeyim:- TİM verilerine göre, Nisan ayında ihracat %2,8 yıllık düşüş yaşadı. Gidişatı olumsuz etkileyen nedir diye baktığımızda, daha önce de değindiğim Irak ve Rusya etkilerinin hâkim olduğunu görüyoruz. Buna ek olarak Nisan'da BAE ve S. Arabistan da göze batarken, Hollanda, İtalya, İran, Almanya ve ABD ise ön sıralarda pozitif pozlar veriyor. Gerçi İran'daki artışın çift hanesinde, Irak menzilli trafik sapmaları da olabilir.
- Anlayacağınız, ihracat sert düşüşleri geride bıraksa da kendine gelmek için çabalamayı sürdürüyor diyerek bu satırları nihayetlendireceğim sırada GTB Nisan istatistikleri yayınlanınca ise, tablo biraz değişiyor. Nitekim işin içine yine altın burnunu sokuyor ve kıymetli taşlar metaller ihracatındaki öyle böyle olmayan daralma sayesinde, Nisan ihracatının %9,9 gerilediğini öğreniyoruz.
- Öte yandan, GTB verileri bu dönemde ithalatta da %11,6 oranında bir inişin habercisi oluyor. Bu düşüşün yaklaşık yarısı enerjiden gelirken, özellikle yatırım mallarındaki aşağı yönlü görüntü de dikkat çekiyor. Sonuçta Nisan verileri, dış ticaret açığının, 2. çeyreği yine daralmayla selamladığını ancak bunu pek de keyifli yapmadığını söylüyor.
- TÜİK'ten gelen Mart dış ticaret istatistikleri ise, bu dönemde ihracatın %2,3 artış, ithalatın %5,2 düşüş kaydettiğini gösterirken, ilk çeyreğe dair tabloyu da gözler önüne seriyor. Buna göre ilk anlaşılan, ihracatta Ocak ayındaki "altın yaldızlı" sert düşüşün, Şubat ve Mart aylarındaki yumuşak pozitif görünümü esir alarak dönemsel gelişimi bastırdığı yönünde... Dolar bazındaki TÜİK verileri, 1. çeyrekte ihracatın nominal yıllık % 6,2, ithalatın ise düşüş hızını yavaşlatıp %10,6 daralma kaydettiğini gösteriyor.
- Bu donelerin üzerine diğer ilgili mevcut verileri de eklediğimde, şahsen gözlemlediğim bir mühim görünüm ise, ilk çeyrek büyümesinde "net ihracattan" pek medet ummamamız yönünde. Zira 2015 biter ayak elimizden tutan net ihracatın o can veren etkisi, yeni yılın ilk aylarında solmuşa benziyor.
[Yeni Şafak, 3 Mayıs 2016].