Donald Trump’ın Amerika Birleşik Devletleri’nde başkanlık seçimini kazanması ve Birleşik Krallık’ta Brexit yanlılarının halk oylamasından galibiyetle çıkması sağ popülizmin Avrupa’da bir “domino etkisi”ne sebep olabileceğine dair yorumları gündeme taşıdı. 2017’de Fransa, Almanya ve Avusturya’da sağ popülist partilerin seçimlerde başarılı bir grafik çizmesi, merkezsol geleneğin hükümette bulunduğu İtalya’da da benzer sonuçların alınabileceğini gösteriyordu. Nitekim 4 Mart 2018’de gerçekleşen parlamento ve senato seçimleri domino etkisi savunucularını haklı çıkaracak sonuçları beraberinde getirmiştir. Aşırı sağcı ve zaman zaman ırkçı söylemleriyle öne çıkan Kuzey Ligi’nin (Lega Nord) başarısına sisteme yönelttiği sert eleştirilerle popülarite kazanan Beş Yıldız Hareketi’nin (Movimento Cinque Stelle) beklenmedik seviyede gerçekleşen yükselişi eşlik ettiğinde, İtalya’daki siyasi dinamiklerin “geri döndürülemez ölçüde” değişime uğrayacağı anlaşılmıştır. İtalya’da Demokrat Parti (Partito Democratico) çevresinde var olan güçlü sol geleneğin seçimlerde adeta erimiş olması da göz önüne alındığında “sistem karşıtlığıyla sağ popülizmin birlikte var olabileceği bir koalisyon zemininde İtalyan siyasetinin yeniden şekilleneceği” ortaya çıkmıştır. Bu perspektif 4 Mart İtalya genel seçimlerinin ardından oluşan tabloyu incelemekte, koalisyon senaryolarının neler olduğu ve müstakbel hükümetin politik ajandasına hangi dinamiklerin yön vereceği sorularının cevabını aramaktadır..
Perspektif: Genel Seçimlerin Ardından Koalisyon İtalya’ya Neler Getirecek?
4 Mart’ta gerçekleşen genel seçimlerin ardından İtalya’da nasıl bir siyasi tablo oluştu? Koalisyon senaryoları neler? Bu koalisyon senaryolarında politikaları hangi faktörler şekillendirecek?
Etiketler »
İlgili Yazılar