Türkiye 7 Haziran 2015’te sandık başına gidecek. MHP, seçime katılan partiler içinde özgül bir ağırlığa sahip. Bu ağırlık hem geniş toplumsal kesimleri, özellikle gençleri mobilize etme gücünden, hem de 1990’ların ortalarından itibaren önemli bir oy potansiyeline sahip olmasından kaynaklanıyor. MHP’yi önceki iki seçimde baraj üstünde tutmaya yarayan bu potansiyel, önümüzdeki genel seçimde de devam edecek gibi görünüyor.
MHP, baraj sorunu yaşamayan birkaç parti arasındaki yerini sağlamlaştırma çabası gösteriyor. Buna karşılık, uzun tarihi içinde tek başına iktidar şansı verilen partiler arasında hiç yer alamadığını da hatırda tutmak gerekir. MHP seçmen nazarında en fazla “en iyi ikinci seçenek” rolü oynamakla vazifelendirilen ya da ödüllendirilen bir parti olagelmiştir. Bundan daha fazlasına layık görülmemiştir. Bu çalışmada, yürütülen tartışmalardan hareketle, MHP’nin reaksiyonerliğinin seçmeni ikna edecek alternatif politikalar üretmesine engel teşkil eden esas unsur olduğunun altı çizilmektedir.
Bu noktada seçmenin zor zamanlar için MHP’yi bir kenarda beklettiği yorumu önem kazanmaktadır. MHP tarihinde 1999 genel seçiminde olduğu gibi partiye şans verilen örnekler de bulunmaktadır. Fakat, bu şansı iyi değerlendirememiş olmanın seçmenin hafızasında yer tutması; kadroları, programı ve vaatleri ile yeterince ikna edici olamaması ve seçmenin gönlünü çelen daha cazip seçenekler karşısındaki çaresizliği, MHP’nin beklentilerine karşılık bulamamasına sebep olmuştur. 7 Haziran seçimi, iyiden iyiye yapısal bir nitelik arz etmeye başlayan bu algıyı, MHP’nin adayları, beyannamesi ve kampanya stratejisi ile ne oranda değiştirebileceğini ortaya koyacak olması açısından çok önemlidir. Bu çalışma, genel seçim öncesinde, MHP’nin söz konusu algıyı değiştirme potansiyeli ya da ihtimalinin dinamiklerini merkeze alarak, 7 Haziran seçimine yönelik MHP siyasetini analiz etmeyi amaçlamaktadır.