Zeytin Dalı Harekâtı onuncu gününü geride bıraktı ve oldukça başarılı bir şekilde devam ediyor. Stratejik noktalar ele geçirilmiş durumda. Bir efsaneye dönüştürülmeye çalışılan PKK/PYD gittikçe alan ve güç kaybediyor. İnşa ettikleri betonarme kuleler, tüneller, mevziler birer birer yok ediliyor.
Çıkar bekçiliğini üstlendikleri ülkelerden aldıkları ve biriktirdikleri silah depoları havaya uçuruldu.
Şehrin etrafı önemli ölçüde kuşatıldı. TSK ve ÖSO'nun Afrin'in içine ne zaman ve nasıl gireceği konuşulmaya başlandı.
Şehir savaşları elbette daha çetrefil olacak. Doğası itibariyle bu böyledir. Türkiye'nin sivil kayıp yaşanmaması için gösterdiği hassasiyet de hesaba katıldığında şehir çatışmalarına bir süre biçmek daha da zorlaşıyor.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan "Sahip olduğumuz askerî gücü hoyratça kullanmaya kalksak bu operasyon birkaç günlük iştir" derken bu duruma işaret etmişti.
Tam da bu noktada ABD'nin Irak ve Afganistan'da gerçekleştirdiği katliamları hatırlayalım. Yüz binlerce can kaybı, milyonlarca göçe rağmen bölge bir ateş çemberine döndü.
Daha yakın bir zamanda gerçekleşen Rakka operasyonuna baktığımızda da aynı trajik manzara çıkıyor karşımıza. İki bin metrekarelik bir alanda yer alan şehrin büyük bir kısmı harap edildi. İki bine yakın sivil kayıp olduğu raporlara yansıdı. Şehrin altyapısı da üst yapısı da kullanılamaz halde.
Türkiye ise terörden temizlediği bölgelerde kendi güvenliği kadar hayatın yeniden tanzimi için de olağanüstü çaba sarf ediyor. Fırat Kalkanı bölgesi buna iyi bir örnek.
Afrin operasyonunda da temizlenen bölgelerde hem gıda yardımı sağlanıyor hem de sağlık hizmetleri ulaştırılıyor.
Buna rağmen PYD sahte fotoğraf ve yalan haberlerle kara propagandaya devam ediyor. TSK ve ÖSO'nun ilerleyişi devam ettikçe bu propagandanın dozu da artacak.
Dahası oldukça kirli araçları devreye sokmaktan geri durmayacaklardır.
Sivillerin canlı kalkana dönüştürülmesi, henüz reşit olmayan gençlerin birer canlı bomba olarak kullanılması gibi vandalca yöntemlere başvurmaktan geri durmayacaklar. Köşeye sıkıştıkça DEAŞ'ın yeniden hortlaması ve Türkiye ve ÖSO'ya saldırması bile uzak bir ihtimal değil.
Öte yandan fırsat buldukça sınır boyundaki yerleşim birimlerine saldırmak ve sınırdan içeri sızarak Türkiye içinde eylem yapmak da deneyecekleri bir başka yöntem.
Fakat bütün bu zorluklar karşısında Türkiye'nin güvenlik kurumları önemli bir tecrübeye sahip. Sur, Cizre, Nusaybin gibi bölgelerde PKK şehir savaşına giren PKK bozguna uğratıldı. Dahası buradan önemli bir tecrübe elde edildi. Bu tecrübe ile Fırat Kalkanı Harekâtı daha kolay gerçekleşti.
Zeytin Dalı ise bütün bu süreçten elde edilen birikimin üzerine inşa ediliyor.
Karşı karşıya kalınacak birçok zorluk bu birikim sayesinde aşılacak. ABD ve İsrail'in vermediği İHA'lar yerli üretimlerle ikame edildi. Sıcak savaşın içinde olduğumuz bugün, Almanya'nın askıya aldığı tank modernizasyonu yerli savunma sanayi ile telafi edilecek.
Terörün kirli propagandası ve araçları da bu birikimle bertaraf edilecek.
[Fikriyat, 30 Ocak 2018].