SETA’da düzenlenen ve moderatörlüğünü SETA araştırmacısı Ufuk Ulutaş’ın yaptığı “Zorlu Bir Çıkmaz: Suriye Krizi’nin Üstesinden Gelmek” başlıklı panelin konuşmacıları, ABD Barış Enstitüsü (USIP) Ortadoğu uzmanı Steven Heydemann ve Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğretim üyesi Muhittin Ataman oldu.
Panelin ilk konuşmacısı Steven Heydemann, ABD’nin Suriye siyaseti konusunda tespit ve değerlendirmelerde bulundu. Heydemann, ABD içerisinde Suriye krizine nasıl yaklaşılacağı konusunda bölünmelerin olduğunu ve ABD’nin Suriye krizinde dahli olan Türkiye gibi diğer ülkelerin de kabul edeceği çözüm önerileri üzerinde durduğunu belirtti. Obama yönetiminin Suriye konusundaki hedeflerine değinen Heydemann, ABD’nin başlıca amaçlarından birinin Esed rejiminden mümkün mertebe Yemen modeline uygun bir şekilde meşru bir rejime geçilmesi olduğunu ifade etti. Bunun haricinde Suriye yönetimini içeriden düşürmek maksadıyla Obama yönetiminin Suriye içindeki muhalifleri desteklediğini belirten USIP uzmanı, bu minvalde rejime eleştirel bakmayan, özellikle azınlık mensupları ve tüccarların ikna edilmesi yönünde bir strateji uygulandığını söyledi. Heydemann ayrıca, Türkiye’nin, Suriye’nin Türkiye sınırındaki aktiviteleri dolayısıyla, bir NATO müdahalesi çağrısında bulunmasının sorunun çözümünde önemli bir uluslararası seçenek olduğunu ifade etti.
Panelin diğer konuşmacısı Prof. Dr. Muhittin Ataman ise, bölgesel ve küresel açıdan değerlendirdiği Suriye krizine ilişkin, meselenin diğer Arap ülkelerindeki ayaklanmaların aksine yalnızca ulusal değil aynı zamanda bölgesel ve küresel etkisinin de olduğuna vurgu yaptı. Ulusal düzeyde diğer etkilerinin yanısıra sekteryanizmin tetiklendiğini ifade eden Ataman, bu meselenin özellikle İran ve Suudi Arabistan gibi bölgesel güçler tarafından da körüklendiğini ifade etti. Bölgesel düzeyde Suriye krizinin İran ve Türkiye gibi bölge ülkelerinin ilişkilerini olumsuz etkilediğini belirten Ataman, küresel düzeyde ise Çin ve Rusya gibi ülkelerin Suriye’ye BMGK’da vetoları ile destek çıkmalarının meseleyi bu ülkeler ile Batı ülkeleri arasında ciddi bir anlaşmazlığa sevk ettiğini söyledi. İran, Suudi Arabistan ve İsrail gibi bölgesel güçlerin çatışmacı bir söylem kullandıklarını belirten Ataman, bu söylemin tamamen bu ülkelerin kendi çıkarları eksenli düşünmesinden kaynaklandığı belirtti. Özellikle Türkiye gibi ülkelerinse işbirliğine yönelik bir söylem içerisinde olduğunu, bu tip söylemin çıkarlardan ziyade değerler ekseninde şekillendiğini söyledi.