Koronavirüsün küresel bir salgına dönüşmesi neticesinde bahar aylarında ekonomilere yönelik beklentiler oldukça karamsardı. Ekonomik gidişat yaz aylarında değişti. Şu anda bahara kıyasla hem reel veriler hem de ekonomik algı anlamında daha iyi bir noktadayız.
Ekonomiler beklenenden hızlı toparlanma kaydetti. Haliyle büyüme tahminlerinin revize edildiğini görmeye başladık. OECD küresel ekonomiye yönelik daralma tahmini yüzde 6'dan yüzde 4.5'e çekti. Türkiye'ye yönelik yüzde 4.8 olan daralma tahmini ise yüzde 2.9 olarak revize edildi. Türkiye, Çin ve Güney Kore'den sonra bu krizi görece daha hafif atlatması beklenen üçüncü ülke konumunda.
Büyüme tahmini yukarıya doğru en fazla çekilen 5 ülkeden biriyiz. Meksika, Arjantin, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika gibi gelişmekte olan ülkelerin büyüme tahminleri ise daha negatif tarafa doğru kaydırıldı.
İYİLEŞME SİNYALLERİ
Son veriler Türkiye'nin üçüncü çeyrekte güçlü bir büyüme rakamı yakalayacağına işaret ediyor. Sanayi üretimi, cirolar ve perakende satışlarda temmuzda aylık ve yıllık bazda oldukça yüksek artışlar yaşandı. Bütçe rakamları da iyileşmeyi teyit ediyor. Geçtiğimiz yıl ağustosta 576 milyon TL fazla veren kamu bütçesi bu yılın aynı döneminde 28.2 milyar fazla verdi.
Bütün bunlar, ekonomiyi canlı tutmak için atılan politika adımlarının işe yaradığını gösteriyor. Sağlık tarafında gösterdiğimiz başarılı performansın ekonomiye pozitif katkısının olduğunu da unutmayalım.
Salgının ikinci dalgasına yönelik endişelerin arttığı bu dönemde virüsle mücadeleyi aynı kararlılıkla sürdürmemiz kamu sağlığı ve ekonomi açısından oldukça hayati.
ABD NEOLİBERALİZMİN ALTINI OYUYOR
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), ABD'nin 2018'de bazı Çin ürünlerine yönelik verdiği gümrük tarifesi artış kararını küresel ticaret kurallarına aykırı bulduğunu açıkladı. Trump yönetimi Çin'in teknoloji transferi konusunda Amerikan şirketlerini zorladığı ve fikri mülkiyet haklarını korumadığı gerekçesi ile tarifeleri artırmıştı.
DTÖ bu gerekçeyi yeterli bulmadı. Bu kararın ABD'yi Çin'e karşı yürüttüğü ticaret ve teknoloji savaşından vazgeçirme ihtimali yok. ABD bir yola girdi. Politika araçları ve yöntem değişebilir; ancak ABD'nin Çin'i yavaşlatma çabaları devam edecektir.
DTÖ bu kararı, olay olduktan iki yıl sonra verebildi. ABD bu süre zarfında Çin'e karşı korumacı tutumunu sertleştirdi. Hatta Çin'i yeni bir ticaret anlaşması yapmaya zorladı. Bu durum uluslararası örgütlerin ve kuralların son yıllarda ne kadar güç kaybettiğinin bir göstergesi.
ZORAKİ EVLİLİK
Trump, Çinli sosyal medya şirketi Tik- Tok'un ABD'deki operasyonlarının Amerikalı bir şirkete devredilmesi için yoğun baskı uyguluyor. Hatta Tiktok'un bu pazardan itibaren ABD'de indirilmesine yasak gelebilir. Son gelinen noktada Oracle, Tiktok'un ABD'deki operasyonları için teknik bir ortaklık kurmaya hazırlanıyor. Oracle, Amerikalı bireylerin verilerinin ABD'de sınırları içerisinde kalması için bekçilik yapacak. ABD Hazine Bakanlığı Oracle- Tiktok ortaklık başvurusunu değerlendiriyor. Yakın bir zamanda durum netlik kazanır. Titktok, Oracle'a algoritmasını açacak mı? Bu ortaklık Amerikalıların verilerinin Çin'e aktarılmasına karşı tam bir koruma sağlayacak mı? Bu soruların cevabı halen muğlak. Net olan bir şey var ki o da ABD'nin korumacı politikaların dozunu sürekli arttırarak kendi kurduğu neoliberal ekonomik düzenin altını oyduğudur.
Artan korumacı eğilimin bir yansıması olarak yabancı şirketlere yönelik tutum kötüleşiyor. Son yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre, gelişmekte olan ülkelerdeki insanlar, yabancı şirketlerin yerli şirketleri satın almasının iyi bir şey olduğuna beş sene öncesine kıyasla daha az inanıyorlar. Tablodan da görüleceği üzere, yabancıların şirket satın almalarına artık çok sıcak bakılmıyor.
[Sabah, 20 Eylül 2020].