Genel olarak Batı'da özel olarak ABD'de Türkiye'ye yönelik anlayışsızlık öyle bir hal aldı ki, en aklı başında Türkiye okumalarında bile öfke ve hazımsızlık hissediliyor. Taraflar diplomatik ilişkiler çerçevesinde zaman zaman bu tür duygusal tepkilere kapılabilir.
Ama bu bir alışkanlık haline geliyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir. Karşıdakine duyduğunuz öfke kendi çıkarlarınızı değerlendirmenize engel olabilir. Sadece karşıdakine değil kendinize de zarar verirsiniz. Atalarımız ne güzel ifade etmiş. Öfkeyle kalkan zararla oturur. Öfkeyi alışkanlık haline getirmek ve sürekli Türkiye'ye ceza kesme çabasına düşmek sadece Türkiye'ye değil Amerika'ya da NATO ittifakına da Avrupa Birliği'ne de zarar verir.
Hadi diyelim ki Türkiye'ye duyduğunuz öfke aklınızı başınızdan aldı ve o halden kurtulamıyorsunuz, o zaman temel ilkelere döner ve o ilkeler üzerinden düşünmeye çalışırsınız. Mesela ABD için Türkiye'yi cezalandırmak mı daha önemli yoksa Rusya'yı dengelemek mi? Yok eğer bu soruya Türkiye'yi cezalandırmak daha önemli diye cevap verecekseniz zaten ortada daha fazla konuşacak bir mesele yok demektir. Islah olmaz bir haldir.
Ama mümkün olduğunca bu tür sorulardan kaçındıkları görülüyor. Takmışlar kafaya birkaç ezber, onları papağan gibi tekrar ediyorlar. Türkiye'ye ders vermek gerekiyormuş.
Bu analizi yaptığımızda birileri Türkiye'nin dünya siyasetindeki rolünü abartmaya çalıştığımızı düşünebilir. Pek tabii ki dünya Türkiye'nin etrafında dönmüyor. Ama gelin bunu Batılılara anlatın. Biz de tam bunu söylüyoruz. Bırakın bu işleri. Aklınızı başınıza alın. Batı ittifakı içinde şu an en aktif ve başarılı güvenlik ve dış politika aktörünü kendinizden daha da uzaklaştırmayın. Yapılması gereken basit. Türkiye'nin güvenlik önceliklerini kabul edin. Türkiye ile işbirliğinin sizin de faydanıza olduğunu, Türkiye ile kavga etmekle hiçbir şey elde edemeyeceğinizi görün.
Bu zamana kadar böylesi bir yaklaşım geliştirilememiş olmasının temel sebebi bence suçluluk ve beceriksizlik hissinden doğan bir öfke. Her neyi denedilerse bu zamana kadar Türkiye'yi kontrol altına alamadılar. Aksine Türkiye'yi her öldürmeyen darbe daha da güçlendirdi. Şimdi bir şamatayla bu hatanın üzerini örtmeye çalışıyorlar. Ne kadar tekrar edersek o kadar ikna edici olur sanıyorlar. Evet kendinizi Türkiye'nin saldırgan ve yayılmacı bir aktör olduğuna ikna edebilirsiniz. Türkiye'nin suçlu olduğuna inanmaya devam edebilirsiniz. Bu zamana kadar yaptıklarınızın yetersiz olduğunu ve baskıyı daha fazla artırdığınızda Türkiye'nin pes edeceğini düşünmeye devam edebilirsiniz. Böylece yanlışlarınızın üstünü yeni yanlışlarla örtmeye çalışabilirsiniz. Ama bilin ki, şimdiye kadar işe yaramadı bu saatten sonra hiç yaramaz.
Ayrıca bu tavrın size de faydası yok.
[Sabah, 8 Aralık 2020].