SETA > Yorum |
Enflasyondan Sevimsiz Veda

Enflasyondan Sevimsiz Veda

Aralık ayında “aylık” enflasyon, beklentilerin üzerinde bir gerçekleşmeyle %1,64 oranında geldi. Hal böyle olunca da, “yıllık” enflasyonun %8,53 oranına tırmandığını gördük.

Salı günkü yazımda 2016 ekonomisinin iyi kötü öne çıkan unsurları çerçevesinde, geride bıraksak da miras aldığımız tabloya bir bakış atmıştık. Aynı gün hemen üzerine gelen enflasyon verisi de, yılı sevimsiz bir düzeyde kapatarak bu nahoş resmin bir parçası olduğunu kanıtladı. Nitekim Kasım ayının %7'lik seviyesini hızla sollayarak %8,53 oranında kaydedilen Aralık yıllık tüketici enflasyonu, 2016 yılında da fiyat istikrarı bağlamındaki hedeflerimizin ötesinde bir yere vardığımızı gösterdi.

Şimdi detaylar…

Öncelikle Aralık ayında “aylık” enflasyon, beklentilerin üzerinde bir gerçekleşmeyle %1,64 oranında geldi. Hal böyle olunca da, “yıllık” enflasyonun %8,53 oranına tırmandığını gördük.

Peki, Kasım'dan Aralık'a “yıllık” enflasyonun 1,53 puan sıçramasından kimler sorumlu diye bakacak olursak, veriler çok net gösteriyor: 1 numarada “gıda ve alkolsüz içecekler” 0,5 puan civarı bir “ek katkıyla” Aralık verisini tetiklerken, ona “alkollü içecekler ve tütün” yetişmeye çalışıyor. Hemen arkasından ise, yine etkileyici bir katkıyla “ulaştırma” fiyatları geliyor.

Kasım'dan Aralık'a 1,53 puan genişleyen hikâyenin çok büyük açıklaması bu 3 unsurdan gelirken, yılın son ayındaki enflasyonun öz bileşenleri de benzer mesaj veriyor:

2015 Aralık'tan 2016 Aralık'a uzanan dönemde tüketicinin sırtına %8,53 oranında binen yıllık enflasyonun başlıca müsebbipleri, sırasıyla ulaştırma, alkollü içecekler ve tütün ile gıda ve alkolsüz içecekler oluyor.

ZAMLAR, ENERJİ VE KUR

Durumu en basit şekilde tercüme edecek olursak, gerek Aralık ayına gerekse önümüzdeki döneme ait hususlar tane tane dökülüyor.

Bunlardan biri, gıda... 2016'da önceki seneye göre zayıflayan bir enflasyonist baskı yaratan ve hatta mesela Nisan ve Mayıs dönemlerinde bu bağlamdaki görüntüsüyle tadından yenmeyen gıda, Aralık ayında yine bir kıpırdanma yaşamış görünüyor. Özellikle işlenmemiş gıda fiyatlarındaki hareketten önemli ölçüde beslendiğini bildiğimiz gıda grubunu, mercek altında tutma ve bu konuda aksiyon alma ihtiyacı devam ediyor.

Bir diğer meselemiz ise, son dönemde yaşamakta olduğumuz ayarlamalar… Alkollü içecekler ve tütün grubundan coşarak gelen enflasyon katkısı da, bu gelişmelerin bir yansıması. Diğer bazı harcama gruplarında da rastladığımız son zamlar, 2017'de de ek tesirler yapmaya devam edeceğe benziyor.

Gelelim bir diğer mevzuya: Enerji fiyatları… Zaten son dönemlerde eski güzelliğini kaybettiğini konuştuğumuz ilgili fiyat gelişmeleri, petrolün cesaretlenmesi ve buna ilişkin yukarı yönlü beklentilerle birlikte izlenmesi gereken bir enflasyon unsuru olmaya devam edecek. Ve tabii tam bu noktada, ithalat fiyatı tırmanışının üzerine bir de kur baskısı eklenince yaşanan çifte derdi hiç sevmediğimizi hatırlayalım.

Demişken, kurdaki tırmanışın Aralık enflasyonunda kendini gösterdiğini eklemek gerek. Bu bağlamda, çekirdek enflasyona dair göstergelerde de yılı bitirirken belirgin bir yükseliş gördük.

MEKTUP ZAMANI

Şimdi bu durumda ne oluyor? TCMB'nin hükümete mektup yazma vakti bir kez daha geliyor. Nitekim tüketici enflasyonu, 2016 sonunda da %8,53 ile hedeflere buruk bakıyor. Tabii 2016 gerçekleşmesine ana unsurlar çerçevesinde baktığımızda, maliyet baskısının göze çarptığı bir enflasyondan söz ediyoruz ki bu yeni yıldaki gidişatın da önemli bir ayağını teşkil edecek.

Bu bağlamda, gıda meselesinde en temel çözümün Gıda Komitesi'nden beklendiği ortada… Zaten geçen hafta da Komite'nin son toplantısında alınan kararların duyurulduğunu hatırlayacağız. O halde mekanizmanın bir an evvel daha etkili bir şekilde çalışmasını umuyoruz.

Öte yandan petrol derseniz, oturup izleyeceğiz. Acaba OPEC ve dışındaki petrol üreticileri verilen sözleri ne kadar tutacaklar ve dengeler nereye evirilecek? ABD bu oyunun içinde nasıl bir etkiye sahip olacak? Fiyatlarda “çılgın” yükselişler olmasa dahi, önümüzdeki aylarda petrolün enflasyonumuza baskı yapacağı ortada…

KUR ÖNEMLİ

Peki, TCMB'ye düşen ne dersek, burada kur faktörünün altını bir kez daha özellikle çizmek gerekiyor. Elbette kurun gidişatını etkilemiş çok çeşitli faktörlerin farkındayız ancak TL önümüzdeki dönem de Trump'tan Fitch'e, terörden jeopolitik gelişmelere kadar birçok iç ve dış dikenin üzerinde durmaya çalışacak. Bu minvalde malumunuz, 2017 tam bir belirsizlik yılı olarak başladı bile.

Kur konusunun risklerine bakacak olursak da, enflasyonun yanı sıra firma borçluluklarını ve dolayısıyla iktisadi performansı huzursuz eden bir kritik unsur olduğunu yeniden vurgulamak gerekiyor. Ortalıktaki güven de, bu pakete doğrudan dâhil. Buradan hareketle, aslında en temelde TCMB için enflasyona dair beklentileri iyi yönetme meselesinin de altını çizmek mühim. Nitekim aksi takdirde, katılıklar eşliğinde sarmaldan çıkmak zorlaşıyor.

Sözün özü; 2017 yılı hem fiyat istikrarı hem de finansal istikrar anlamında TCMB için zorlu bir yıl olacak. Ve tabii tüm ekonomi yönetimi için de… Dikkat kesilmek ve özen göstermek gerekecek.

[Yeni Şafak, 6 Ocak 2017].