Sürdürülebilirliğin küresel boyutta çevresel ve sosyal bağlamda ele alınmasının üzerinden yaklaşık yarım yüzyıl geçmesine rağmen sürdürülebilir kalkınmanın önündeki sosyoekonomik ve çevresel kısıtlar aşılabilmiş değildir. Çok değil bundan dört-beş yıl öncesinde küresel risk görünümünde finansal krizler, fiyat şokları yer alırken bugün ilk on risk arasında iklim krizi ve doğal afetler gibi çevresel, su krizi ve salgın hastalık gibi de sosyal riskler yer almaktadır. Bu risklerin gerçekleşme sıklığının ve etkisinin artması sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin ve Paris İklim Antlaşması’nın giderek önem kazanmasına neden olmuştur. Ancak mevcut paradigma olan konvansiyonel finansın sürdürülebilir kalkınma için gerekli olan finansmanı karşılamada yetersiz ve eksik kalması finansta yeni paradigma olarak adlandırılan sürdürülebilir finans tartışmalarına hız kazandırmıştır.
Sürdürülebilir finans ekonomik, çevresel ve sosyal getirileri yeni bir finansal modele dönüştürmektedir. Finansın toplum mimarisi özelliğinden hareketle sürdürülebilir finans toplumdaki bütün paydaşları kapsayan, çevresel ve sosyal kısıtların içselleştirildiği, uzun vadede “iyi toplum”a ulaşmayı hedefleyen finansal hizmet biçimidir. Çeşitli kesimlerce yeni paradigma olarak adlandıran sürdürülebilir finansın analizinin gerçekleştirildiği bu analiz öncelikle sürdürülebilir kalkınmanın önündeki engellere değinmektedir. Ayrıca sürdürülebilir finansı tanımlamakta ve başlıca sürdürülebilir finans enstrümanlarına ve standardizasyonlarına yer vermektedir...
Çalışmayı incelemek için burayı tıklayın..