Başkan Obama nihayet eleştirilere dayanamayarak IŞİD ile savaş stratejisini geçen çarşamba günü açıkladı.
Konuşmanın tamamından anlaşılan IŞİD ile savaş uzun sürecek...
Bu savaş ABD liderliğinde geniş bir uluslararası koalisyon ile yürütülecek ve Amerikan muharip kara birlikleri kullanılmayacak.
Obama yönetiminin IŞİD'i zayıflatma ve ortadan kaldırma hedefinin iki ayağı var.
İlk ayak Irak'ta Sünnileri de kapsayan Abadi hükümetinin kurulmasıydı. Bu gerçekleştirildi. İkinci ayak ise uluslararası, geniş bir "çekirdek" koalisyon oluşturmak. İşte Obama, bu koalisyon ile yürütülecek dört parçalı bir stratejiyi tüm Amerikan halkına ve dünyaya ilan etti.
İlk parçası Irak ordusunun ilerleyişini mümkün kılmak için IŞID hedeflerine yönelik koordineli hava saldırıları düzenlenmesi. Bu halen devam ediyor, bugüne kadar 150'yi aşkın hava saldırısı düzenlendi. Daha koordineli ve sistematik olarak yürütülecek.
İkinci olarak Irak ordusuna ve Peşmerge'ye ABD'li uzmanlar kanalıyla eğitim, istihbarat ve malzeme desteği verilecek. Yine, Suriye'de de IŞİD mevzileri bombalanacak. Ancak bu, Esad rejimini güçlendirmeden ve Suriye'li muhalifleri destekleyerek yapılacak.
Üçüncü olarak koalisyon üyeleri ile birlikte IŞID'in finans kaynaklarının kurutulması ve yabancı savaşçı devşirmesinin önüne geçilmesi için çalışılacak. Bunun için Güvenlik Konseyinde toplantı yapılması planlandı.
Obama'nın stratejisinin dördüncü parçasını ise sivillere yapılan insani yardıma devam edilmesi oluşturuyor. Görünen o ki uzun bir süre hepimiz, 9 Eylül 2014 tarihli Obama konuşmasıyla başlayan yeni bir savaşın altına kimin elini koyduğunu tartışacağız. Obama konuşmasında terörizmle savaşta dünyanın ABD liderliğine olan ihtiyacına değinse de, IŞİD ile savaşta "Sünni" bölge ülkelerinin ve Iraklıların asıl yükü yüklenmesini bekliyor. Zira ABD'yi iki savaştan (Irak ve Afganistan) çıkarmayı kendine ilke edinen Obama, IŞİD ile mücadele yüzünden Ortadoğu'da uzun sürecek başka bir savaşa sürüklenmek istemiyor. Halbuki IŞİD tehdidinin de bölge ve dünya için taşınamaz hale gelmesinde asıl sorumluluk sahibi ABD...
Esad konusunda Türkiye'nin ısrarlı uyarılarına kulak tıkayan Obama yönetimi...
Hatırlayalım, Obama iki yıl önce Suriyeli muhalifleri silahlandırmayı silahların El Kaide bağlantılı aşırı örgütlerin eline geçmesi ihtimali nedeniyle reddetmişti.
Bugün gelinen noktada IŞİD, ABD'nin Irak ordusuna verdiği silahlara sahip. Ve şimdi IŞİD'in El Kaide'den daha tehlikeli olduğu tezi işleniyor ABD kamuoyunda.
Ancak büyümesine müsaade edilen IŞİD ile bu savaşta asıl beklenti bölge ülkelerinden. Bu aşamada S. Arabistan ve Türkiye dahil koalisyona katılacak bölge ülkeleri, hatta dışardan destek veren İran, IŞİD'in bertaraf edilmesinde anlaşmış durumda. İlerleyen aşamalarda ise ABD için İran, S. Arabistan ve Türkiye'nin menfaatlerini telif etmek zor olacak. Zira IŞİD ile savaşın Suriye ayağında Esad rejiminin güçlenmesi S. Arabistan ve Türkiye'yi rahatsız ederken İran'ı memnun edecektir.
IŞİD'in tasfiyesi Suriye'de ne olacağı konusunu daha da öne çıkaracaktır. Obama, Yemen ve Somali'deki terör örgütleri ile yaptığı mücadeleyi örnek verse de IŞİD ile savaş daha farklı sonuçlar üretebilir.
Öncelikle Abadi yönetiminin Sünni aşiretleri IŞİD'e destek vermekten caydıracak bir etkinliğe ulaşması gerekiyor. Asıl soru IŞİD yenildikten sonra ne olacağıdır. Yani ele geçirilen bölgelerde siyasi otorite kim tarafından ve nasıl kurulacak? Bu itibarla, Şii ağırlıklı Irak ordusunun ya da Şii milislerin intikam amaçlı olarak Sünnilere katliamı yapma tehlikesi de yönetilmesi gereken konulardan birisi. Elbette en kritik konu, savaşçılarını tüm dünyada savaşmak üzere bünyesine alan IŞID'in nasıl bir tepki vereceği. Suriye'de bitmeyen iç savaş sebebiyle, yenilse de IŞİD yeni versiyonlarıyla ve daha kanlı bir şekilde dönebilir.
Bir coğrafyayı ele geçirme hedefini terk ederek canlı bombalarla yeni bir mücadele stratejisine yönelebilir. Batılı pasaportlara sahip savaşçıların Avrupa ve ABD hedeflerine rahatlıkla saldırabileceği biliniyor. Obama yönetimi istemeyerek de olsa gerçekten, "kapsamlı ve uzun vadeli bir mücadeleye" soyunuyor. Filistin sorunu da dahil bölgenin sorunlarını çözecek yeni bir düzen kurulmadıkça bu mücadele çok uzun olacak gibi.
[Sabah, 12 Eylül 2014]