Yazının başlığı, Polis Akademisi’ne bağlı Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi’nin bu yıl Antalya’da ikincisini düzenlediği Uluslararası Güvenlik Sempozyumunun başlığı ile aynı. Perşembe günü başlayan ve ilk gününü benim de izlediğim sempozyum üç gün boyunca FETÖ’yü çeşitli açılardan ele alacak.
Sempozyumda, başlıktan da anlaşılabileceği gibi, FETÖ’nün Kafkasya, Rusya, Balkanlar, Asya ve Orta Doğu, Avrupa ve ABD’deki mevcut durumu ele alınıyor. Bu bölgelerde hangi ülkelerin FETÖ ile mücadelede Türkiye ile iş birliği yaptığı ve hangilerinin FETÖ’yü koruduğu gibi hususlar masaya yatırılıyor. Ayrıca bundan sonraki süreçte FETÖ’nün uluslararası alanda Türkiye’ye yönelik tehdit kapasitesi tartışılıyor. Bu anlamda, FETÖ’nün yurt dışındaki mevcut yapılanmasının bir röntgeni de çekiliyor.
Sempozyumun ilk gününde “yeni nesil bir terör örgütü” olarak FETÖ’nün analizini içeren raporun sunumu da yapıldı. Rapor, “yeni nesil bir terör örgütü” olarak FETÖ’nün güvenlik bürokrasisi başta olmak üzere devletin farklı organlarında nasıl yapılandığını ele alıyor ve bu yapılanmada dinin, psikolojik bir kontrol mekanizması olarak örgüt üzerinde nasıl kullanıldığına örnekler veriyor. Ayrıca FETÖ ile hukuki, siyasi ve idari mücadelenin nasıl devam etmesi gerektiğine yönelik dikkat edilmesi gereken hususlarda öneriler içeriyor rapor.
Söz konusu bu öneriler arasında FETÖ ile mücadelede koordinasyonu organize edecek bir üst kurulun kurulması ve uzun dönemli planlanmış mücadele mimarisinin oluşturulması, mücadele için ihtisaslaşmış kolluk kuvveti ihtiyacı için bazı adımların atılması, yargılama ve tutuklama süreçlerinde örgütün üst yönetiminin öncelenerek aşağıya doğru inilmesi, etkin pişmanlığı teşvik etmesi açısından şüphelilerin sorgulamalarının tek tek yapılması, gizli tanıklık müessesesinin manipülasyona açık olduğu göz önünde bulundurularak gizli tanık itiraflarının başka delillerle desteklenmesi gerektiği gibi hususlar bulunuyor.
Sempozyumun açılış konuşmasında ABD Başkanı Trump’ın siyasi kampanya danışmanlığını yapan Theodore Roosevelt Malloch’un, ABD’nin FETÖ’nün iadesi konusunda Türkiye’nin makul talebini yerine getirmediğini hatırlatması ve Türkiye’nin haklılığını vurgulamak için “ABD’nin seçilmiş başkanını devirmek isteyen bir kişiye herhangi bir ülkenin ev sahipliği yapması durumunda biz onun kellesini isterdik” açıklamasını yapması önemliydi.
***
FETÖ’nün Türkiye için uluslararası tehdit boyutu, farklı açılardan ele alınması gerekiyor. Özellikle üniversitelerin sempozyumlar, konferanslar ve çeşitli çalışmalarla FETÖ konusuna odaklanması şart. Şimdiye kadar, SETA ve başka birkaç kurum dışında bu konularla çalışma yapan yok denecek kadar az. Yani bu alanda çok büyük eksiklik var.
FETÖ’nün Türkiye içindeki tehdit kapasitesi, mücadelenin bu kararlılıkla sürdürülmesi durumunda yok edilecektir. Fakat devam eden Reza Zarrab davasında da görüldüğü gibi, örgüt artık tüm dünyada temel motivasyonunu Türkiye’ye verebileceği zararlara odakladı.
Örgütün hedefinde sadece mevcut iktidar değil, devlet, toplum ve tüm Türkiye bulunmakta. Örgüt elebaşı başta olmak üzere önde gelen FETÖ’cülerin Türk toplumunun 15 Temmuz gecesi gösterdiği destansı direniş ve kahramanlıktan öfke ve nefretle bahsetmeleri bunun en açık göstergesi.
Örgütün son dönem kendi aralarındaki sosyal medya mesajlarından da kolayca anlaşılabileceği gibi, bulunduğu ülkede Türkiye karşıtı olarak etkin mücadele etmeyen elemanlar, üstleri tarafından ihanetle suçlanmakta.
Yine örgüt üyeleri, son günlerde, kendi oluşturdukları blog sitelerinde yayımladıkları yazılarda, Türkiye’de geçmişten bugüne uyguladıkları örgütlenme modelinin ve yöntemlerin aynısını bulundukları ülkelerde uygulamanın avantajlarını ve dezavantajlarını tartışıyorlar.
Bu da gösteriyor ki FETÖ, bulunduğu ülkelerin stratejik kurumlarına da sızarak Türkiye’yle o ülkenin arasını bozmak için özel bir çaba harcayacak. Türkiye’deki kirli yöntemlerinin aynısını kullanmaya devam edecek.
Dolayısıyla yurt dışında bulunan FETÖ’cülerin tehdit kapasitesini her anlamda iyi analiz eden çalışmalara ihtiyaç var.
[Türkiye, 25 Kasım 2017]