Libya'da meşru Serrac Hükümeti'ni deviremeyeceğini anlayanlar şimdi ateşkes istiyor. Ama bu talep bir barış arayışı değil. Nefesi kesilenler enerji toplama ve vakit kazanma peşinde. Bu nedenle yapılan çağrıların çözüm için bir anlamı yok.
Türkiye ise eli yükseltiyor. Hafter gayrimeşru bir darbeci olarak görüldüğünden diplomasi masasında yeri olmadığı söyleniyor artık. Bu da ateşkes isteyenlerin elini ayağını bağlamış durumda.
Henüz Türkiye'nin bu önşartını kabul edecek durumda değiller. Ancak Türkiye çıtayı ne kadar üstten tutturursa herhangi bir ateşkes öncesinde daha fazla adım atma şansı olduğunu biliyor. Hafter'in devre dışı bırakılması demek karşı cephede büyük bir yarık ve kayıp anlamına gelir. Bu nedenle bu talebin şimdilik gerçekleşme ihtimali zayıf.
Ancak Türkiye karşı tarafa "siyasi bir çözüm istiyorsanız şayet biz hazırız ancak Hafter gibi bir darbeciyle bu iş olmaz" demiş oldu. Eğer bunu kabul edecek ve şimdiden Serrac kontrolünde nihai bir çözüme razı olacaklarsa o zaman zaten ortada bir sorun kalmaz ve Türkiye'nin arzuladığı çözüm daha maliyetsiz bir biçimde elde edilmiş olur. Fakat şimdilik karşı taraf Hafter'i Libya'da tutunacakları en önemli dal olarak gördüklerinden feda etmek istemeyecektir. Belki Sirte ve sonrasında Hafter'siz bir çözüme mecbur kalabilirler. Ancak şimdilik bu mümkün görünmüyor.
Eğer Sirte Serrac güçleri tarafından ele geçirilmezse iç savaşın daha uzun ömürlü olma ihtimali yükselir. Önemli olan Hafter veya bir başka isim değil. Vekalet savaşlarında isimlerin sembolik değeri dışında pek bir anlamı yok.
Asıl mesele Hafter'i kullanan dış güçlerin kazanma iradesinin çökertilmesi. Libya zaten demokratik bir rejim değil. Maalesef Libya'nın kaderine Libyalılar karar vermeyecek. Vekalet savaşlarının hiçbirinde öyle olmuyor. Dahası Libya'da Libyalı bir kimlik de bulunmuyor. Libya hep söylendiği üzere bir aşiretler konfederasyonu olduğu için ortak bir Libya projesi etrafında toplanmaları çok zor. Bu da iç savaşın daha uzun süreceğinin başka bir göstergesi. Bu nedenle Hafter gitmiş başkası gelmiş çok önemli değil.
Meşru hükümet ayakta kaldığı müddetçe karşı taraf başka bir çözüm dayatamaz. Uzun vadede meşru hükümetin tüm Libya kaynaklarını kontrol altında tutacağı da düşünülecek olursa, Fransa, Rusya ve Mısır gibilerinin de bu mücadeleyi daha fazla sürdürmesinin çok kolay olmadığı ortaya çıkar. O zaman gerçekten bir barış arayışı olacaktır ama çoğunlukla Türkiye'nin koşulları etrafında olacaktır.
[Sabah, 23 Haziran 2020].