Petrol, dünya geneline benzer şekilde Türkiye’nin de en fazla tükettiği enerji kaynağıdır. Türkiye’nin toplam enerji arzının yüzde 30’una yakın bir kısmını oluşturan petrol büyük ölçüde ithalat ile karşılanmaktadır. Ağırlıklı olarak ulaşım sektöründe kullanılan petrol talebinin yerli üretimle karşılanması ise dışa bağımlılığın azaltılması ve enerji ithalat faturasının düşürülmesi için kritik bir öneme sahiptir. Türkiye’nin ulusal petrol şirketi Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) kara ve deniz yetki alanlarında son yıllarda gerçekleştirdiği sismik araştırma ve sondaj faaliyetleri ve keşfedilen rezervler bu bakımdan büyük önem taşımaktadır. Sürmekte olan aramalar yeni rezervlerin açığa çıkarılabileceğine dair bulgular ortaya çıkarırken yerli petrol üretiminin artarak devam edeceği öngörülmektedir.
Türkiye’nin Petrol Üretimine Genel Bakış
Türkiye’de petrol arama çalışmaları erken dönemde kısıtlı bir şekilde yürütülmüştür. 1934’te başlatılan arama ve keşif çalışmaları ile 1955’e dek toplam 95 petrol kuyusu açılmıştır. 1954’te TPAO’nun kurulmasının ardından özel sektörde faaliyet gösteren şirketlerin yanı sıra ulusal petrol şirketi aracılığıyla da hidrokarbonlar alanında çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu doğrultuda 1954-2004 arasında 2 ve 3 boyutlu sismik araştırma çalışmaları sonucunda 3 bin 140 kuyu açılırken 1.344 kuyuda üretim yapılmıştır. 2004’te Türkiye sınırları içerisindeki toplam ham petrol üretimi yaklaşık 45,7 bin varil/gün iken bahse konu üretimin 29 bin varil/günlük kısmı (yaklaşık yüzde 63,5) TPAO tarafından gerçekleştirilmiştir. 2014’te 49,3 bin varil/güne ulaşan yurt içi üretiminin 34 bin varil/gününü (yaklaşık yüzde 69) yine TPAO karşılamıştır. Üretilen petrolün yurt içindeki dağılımı incelendiğinde Batman (yüzde 73) başı çekerken ardından Adıyaman (yüzde 26) ve Trakya bölgesinin (yüzde 1) geldiği görülmektedir. 2017’de ilan edilen Milli Enerji ve Maden Politikası (MEMP) Türkiye’nin hidrokarbon üretiminde yeni bir dönemin başlangıcını müjdelemiştir. Enerjide dışa bağımlılığı azaltma, yerli ve milli enerji ve maden kaynaklarından üretimi artırma hedefleriyle oluşturulan politika ile Türkiye’nin kara ve deniz alanlarında hidrokarbon arama ve sondaj faaliyetlerinde yeni bir aşamaya geçilmiştir.
MEMP Sonrası Yeni Keşifler: Sakarya Gaz Sahası ve Gabar Petrol Sahası
Türkiye MEMP ile uzunca bir süredir milli enerji şirketi olan TPAO aracılığıyla kara alanlarında sürdürdüğü petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerini kendi imkanlarıyla denizlere taşıma iradesi sergilemiştir. Üç tarafını çevreleyen derin denizlerde arama ve sondaj yapmak üzere kendi filosunu oluşturma kararı alan Türkiye 2017’de ilk gemisini TPAO envanterine katmıştır. Fatih adı verilen derin deniz sondaj gemisine 2019’da Yavuz, 2020’de Kanuni ve son olarak 2022’de Abdülhamid Han derin deniz sondaj gemileri katılmıştır. 2020’de Sakarya Gaz Sahası adı verilen ve Karadeniz’de gerçekleştirilen en büyük keşif olan doğal gaz rezervi de bu politikanın en somut çıktısıdır. Rezerv, keşfedildiği yıl dünya genelinde denizlerde keşfedilen en büyük doğal gaz rezervi olması nedeniyle de ayrıca önemlidir. Keşfin gerçekleştirildiği 2020’de Türkiye’nin toplam doğal gaz üretimi 441 milyon metreküp iken bu sahanın üretime alınmasının ardından Nisan 2024’te yalnızca Sakarya Gaz Sahası’ndan günde 4,5 milyon metreküp doğal gaz üretilmiştir. Denizlerdeki arama ve sondaj faaliyetlerini karada devam ettirilen çalışmaların izlemesi önemli petrol keşiflerini beraberinde getirmiştir. Adana’nın Ceyhan ilçesinde gerçekleştirilen sondaj faaliyetleri neticesinde 2022’de Çukurova 1 ve Çukurova 2 isimli kuyularda yüksek kalitede ve üretilebilir rezerv miktarı yaklaşık 8 milyon varil olan petrol rezervi keşfedilmiştir. Halihazırda petrol üretilen bölgede daha fazla keşif yapılabileceğine dair de bulgular mevcuttur. Koronavirüs (Covid-19) salgını döneminde dahi sürdürülen arama ve sondaj çalışmalarının bir diğer önemli sonucu ise Şırnak ilindeki Gabar Dağı’nda keşfedilen petrol rezervidir. 2021’de gerçekleştirilen keşif yüksek kalitesi ve yaklaşık 150 milyon varillik büyüklüğü ile aynı yıl dünya genelinde karalarda keşfedilen en büyük on petrol rezervi arasında yer almıştır. Bu keşfin ardından Şehit Esma Çevik sahasında 26 kuyu, Şehit Aybike Yalçın sahasında 5 kuyu ve Teğmen Akdeniz sahasında 2 kuyu olmak üzere toplam 33 ayrı kuyuda üretim yapılmaktadır. Keşfin gerçekleştirildiği yıl Türkiye’de ortalama 69,3 bin varil/gün ham petrol üretilirken ve bunun 55,6 bin varil/günlük kısmı TPAO tarafından karşılanırken Nisan 2024’te TPAO’nun yalnızca Gabar’da ürettiği ham petrol miktarı 40 bin varil/gündür. Gabar Dağı’nda keşfedilen rezerv yetmiş yıllık TPAO tarihinin en büyük petrol keşfi olma özelliğini taşımaktadır. 2024 içerisinde üretim yapılan kuyu sayısının 33’ten 95’e çıkarılması hedeflenirken üretimin de yılın ilk yarısında 50 bin varil/güne ve yıl sonunda 100 bin varil/güne çıkarılması planlanmaktadır. Yalnızca Gabar’da gerçekleştirilecek bu üretime TPAO’nun diğer sahalarındaki üretimin ve özel sektörün gerçekleştirdiği ham petrol üretiminin de eklenmesiyle toplam üretimin 200 bin varil/güne ulaşması öngörülmektedir. Türkiye’nin petrol tüketiminin yaklaşık 1 milyon varil/gün olduğu göz önünde bulundurulduğunda bahsedilen hedeflere ulaşıldığında yalnızca Gabar petrolünün tüketimin yüzde 10’unu, toplam petrol üretiminin de tüketimin yüzde 20’sini karşılayabileceği düşünülmektedir.
Grafik 1. Türkiye’nin Ham Petrol Üretimi (2004-2022, Bin Varil/Gün)
Devam Eden Arama ve Sondaj Çalışmaları
Halihazırda Hakkari ve Van’da petrol çalışmaları sürmektedir. Yapılan çalışmalar Gabar’daki petrol sahasına benzer yapıda sahalar olabileceğine işaret ederken 2024’te Türkiye genelinde toplam 140 arama amaçlı petrol kuyusunun açılması planlanmaktadır. Yerli üretimin artırılması ve dışa bağımlılığın azaltılabilmesi için üretim devam ederken yeni keşiflerle üretimin sürdürülebilirliğinin desteklenmesi gerektiğinden petrol ve doğal gaz arama çalışmalarına da devam edilmektedir. Ocak’ta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü TPAO’ya on dört ilde petrol aranması için ruhsat vermiştir. Buna göre TPAO beş yıl süreyle Antalya, Bartın, Çanakkale, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Gaziantep, Hakkari, Kahramanmaraş, Karabük, Kastamonu, Kilis, Şanlıurfa ve Zonguldak’ta 18 sahada petrol arama çalışmaları yürütecektir. Karadeniz’de de devam eden sismik araştırmalar neticesinde doğal gazın ardından petrol rezervi olabileceğine dair bulgular elde edilmiştir. 2024’ün ikinci yarısında arama ve sondaj çalışmalarının yoğunlaşması ile birlikte Doğu Karadeniz’de petrol rezervi keşfedilmesi beklenmektedir.
Yurt Dışında Petrol Üretimi ve Uluslararası İş Birlikleri
Türkiye, TPAO aracılığıyla kendi topraklarında petrol ve gaz arama ve üretim çalışmalarına yoğunlaşmasının yanı sıra yurt dışında bilhassa yakın coğrafyasındaki ülkelerde de faaliyet göstermektedir. Rusya, Irak, Afganistan, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde on farklı projede yer alan TPAO hem petrol hem de doğal gaz alanlarında çalışmalar yürütmektedir. 2022’de TPAO bu beş ülkedeki sahalardan toplam 35,47 milyon varil petrol eş değeri hidrokarbon üretmiştir. Bahse konu beş ülkeye yakın zamanda Libya’nın da eklenmesi planlanmakta ve bu konudaki görüşmelerin devam ettiği bilinmektedir. 2019’da iki ülke arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Antlaşması sonrasında 2022’de TPAO’nun Libya’nın açık denizlerinde faaliyet göstermesi için hidrokarbon alanında iş birliği anlaşması imzalanmıştır. Son olarak Türkiye yalnızca 2024’ün ilk dört ayında İran, Venezuela, Türkmenistan, Somali ve Moğolistan gibi ülkelerle petrol ve doğal gaz alanlarında iş birliği anlaşmaları imzalamıştır. Bu ülkelerden bilhassa Somali’nin henüz keşfedilmemiş çok sayıda deniz alanlarında ciddi bir petrol varlığı olduğu düşünülmektedir. 2024 bitmeden Somali’nin deniz yetki alanlarındaki bir sahada 3 boyutlu sismik araştırmalar yapılması ve gelecek neticeler sonrasında da 2025’te sondaj çalışmalarının gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.