SETA > Haber |
quot Türkiye-IMF İlişkileri' SETA'da Tartışıldı

"Türkiye-IMF İlişkileri' SETA'da Tartışıldı

SETA tarafından hazırlanan "Türkiye-IMF İlişkilerinde Yeni Dönem" başlıklı analiz, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın konuşmacı olarak katıldığı bir panelle kamuoyuna tanıtıldı.

SETA Ekonomi Direktörü Erdal Tanas Karagöl ve Araştırma Asistanı Ahmet Semih Bingöl tarafından hazırlanan "Türkiye-IMF İlişkilerinde Yeni Dönem" başlıklı analiz, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ve THK Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Murat Yülek’in katıldığı bir panelle kamuoyuna tanıtıldı.

“TÜRKİYE-IMF İLİŞKİLERİ 32 YILLIK KOCA BİR HÜSRAN”

Panelde konuşan Çağlayan, Türkiye’nin IMF ile ilişkilerinin tarihi bir konu olduğunu belirterek, "Ben IMF'ye karşı bir adam değilim. Yıllarca IMF'ye karşı çok ağır söylemlerim oldu. Ama ben geçmişte Türkiye'yi IMF'ye muhtaç hale getirenlere kızmıştım" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin 1961 yılından bu yana IMF ile 19 stand-by anlaşması imzaladığını hatırlatan Çağlayan, IMF'nin son 52 yılının 32’sinin Türkiye'nin stand-by anlaşmalarının olduğu yıllardan oluştuğunu belirterek, bu 32 yıllık sürecin sonunda ülkenin koca bir hüsranla karşı karşıya kaldığının altını çizdi.

Çağlayan, “IMF niye size gelip polislik yapar? Yüzsüz hükümetlere, siyasi ve ekonomik karar almakta zorlanan hükümetlere ‘sen bu işi yapamazsın’ der. Hükümetler de, ‘gel, ben bu işi yapamam sopayla, dikteyle bir şekilde yaptır.’ der. IMF-Türkiye ilişkisi hep bu anlamda olmuştur” sözleriyle AK Parti öncesi hükümetlere eleştirilerde bulunarak, Türkiye'nin, AK Parti hükümetleri döneminde IMF'ye ihtiyaç duyulmaksızın küresel krizde başarılı olduğunu kaydetti.

“BÜYÜME RAKAMLARINI IMF KARŞISINDAKİ TUTUMUMUZA BORÇLUYUZ”

Konuşmasında son ekonomik gelişmelere de değinen Çağlayan, “Gerek Mart ayı gerekse ilk çeyrek cari açık rakamları endişe edenlerin, korkanların ve korkutanların düşüncesinin tam tersi olarak gerçekleşti.” dedi.

Türkiye'nin IMF'nin karşısındaki tutumunun değişmesinin altında ihracatın ve Türkiye ekonomisinin son yıllardaki büyüme rakamlarının yattığını ifade eden Çağlayan, “Türkiye'nin daha fazla büyümesi, ihracatını daha fazla artırması gereken bir dönemdeyiz. Böyle bir ortamda Türkiye'nin artık iç piyasasını ciddi canlandırması lazım. Faiz konusunda Merkez Bankası'nın geç de olsa aldığı kararların Türkiye ekonomisine nasıl doğru yansıdığını gördük. Şimdi Merkez Bankası ürkekliği bir kenara bırakmalı, gideceği daha çok yol var. Türkiye'nin gelmiş olduğu faiz seviyesi ülkenin gerçeklerini yansıtmıyor. Para Politikası Kurulu'nun faiz indiriminin Türkiye'ye sağlamış olduğu kazançları görmesi gerekir.” yorumunda bulundu.

Panelle ilgili ayrıntılı bilgilere ve panelin video kaydına etkinlik sayfasından ulaşabilirsiniz.