Ukrayna Savaşı ve Rusya'ya yaptırımlar gibi küresel ekonomiyi derinden etkileyen şok dalgalarına maruz kalınan yeni bir süreçteyiz. Savaş, küresel büyümenin gerilemesi, resesyon ve stagflasyon risklerinin artması gibi etkileri nedeniyle, gittikçe daha maliyetli bir hal de alacaktır. Dahası, 2008'in Küresel Finansal Krizi ve 2020'nin pandemi döneminden farklı olarak, 2022'nin bu yeni konjonktüründe, enflasyonist etki yaratmadan ekonomileri destekleme imkânı da kalmadı. Piyasa müdahaleleri sırasında, enflasyon ile büyüme arasında bir tercih arasında kalınmaktadır.
Ukrayna'daki savaş, yüksek emtia fiyatları nedeniyle, bugün, tüm dünya ekonomilerini olumsuz etkilemekte, enflasyonun da artmaya devam etmesi beklenmektedir. Savaşın derinleştirdiği enflasyon sorunu nedeniyle reel gelirlerin düşmesi, işgücünün ve çalışanların da olumsuz etkilenmesi beklenmektedir. Rusya'ya yaptırımlar, Ukrayna'nın ticaret rotaları üzerindeki kritik konumu ve Karadeniz arz yollarının işlevsiz kalması nedeniyle, uluslararası ticaretin de olumsuz etkilenmesi; finansal koşullar üzerindeki olumsuzlukların artması beklenebilir.
Küresel ölçekte, ABD'de (%8 ile) son 40 yılın, Avrupa'da (%6 ile) son 30 yılın, Türkiye'de de (%54 ile) son 20 yılın en yüksek enflasyon rakamları gözleniyor. Fed'in faizleri artırmasının beklendiği, küresel ölçekte emtia ve gıda fiyat artışları, yine tüm dünyayı saran enflasyon sorununun henüz tazeliğini koruduğu bir dönemde; Ukrayna savaşı, yeni bir şok dalgası olarak küresel ekonomiyi etkilemektedir.
Rusya ise, birçok alanda sıkıştırılıyor. Yaptırımlar artarak devam ediyor. Özel sektörde dahi, Goldman Sachs, J.P. Morgan, Shell, McDonald's, Coca-Cola ve Pizza Hut gibi kapitalizmin simge şirketleri adım adım Rusya pazarını terk ediyor.
Uluslararası yaptırımlar veya ulusal tek taraflı tepkiler ise, normal şartlar altında olağan tepkiler olmaktan ibaret kalırken; bu defa, Rusya örneğinde, kesin sonuç alma hedefi ve yıkıcı etkiler gösterme beklentisiyle ortaya konmaktadır. Nitekim, ABD, yaptırımların, daha şimdiden Rusya ekonomisini yıktığı iddiasındadır. Ancak, tam etkilerinin ortaya çıkması yine de biraz zaman alabilir.
Küresel Ekonomik Görünüm
Ukrayna Savaşı, temelde enerji ve gıda üzerinden enflasyonu artırıyor. Küresel ölçekte artan petrol ve doğalgaz fiyatları, buğday ve mısır gibi tahıl fiyatlarının tetiklediği gıda enflasyonu ve de yeniden hareketlenen kur hareketleri, fiyatları şişiriyor.
Gıda fiyatları, Ukrayna krizi öncesinde de son 10 yılın zirvesinde idi. Ukrayna krizi öncesi küresel enflasyon ise yüksek enerji ve emtia fiyatları ile birlikte tedarik zincirinde kırılmalar, üretim ve ara malı sıkıntıları, arz şokları, kamu harcamaları ve parasal genişlemenin talebi ve fiyatları yükseltmesi ile talebin çok hızlı toparlanması kaynaklı idi.
Küresel ekonominin kalbi ABD'de ise Şubat enflasyonu, 1982 sonrası en yüksek seviyede (yıllık %7,9). Adım adım çift haneli enflasyon beklenmektedir. Fed, yüksek enflasyon ile mücadele için, Mart 2021'de, faizleri 0,25-0,50 aralığına yükseltti. 2018 sonrası bu ilk faiz artırımını takiben yeni faiz artırımları da yolda.
Okyanusun bu tarafında, İngiltere de faizleri artırırken, AMB'de ise faizler şu an için sabit tutuluyor. Ancak, AMB de yaz döneminden itibaren QE programını bitirmeyi ve yıl-sonundan önce de faiz artırmayı planlıyor.
Türkiye ise, Ukrayna Savaş'ındaki yapıcı tutumu, her iki taraf ile sürdürdüğü iletişimi ve oturmaya başlayan makro-finansal parametreleri ile bu yakın risklere karşı en avantajlı ekonomilerinden biri konumundadır. 2021 yılında, bir önceki yıla göre %58 gerileyen cari açık, Güz 2021'e göre istikrar kazanan döviz kuru ve çift haneli büyüme oranları ile hızlı bir toparlanma süreci sürüyor. Fiyat istikrarı ise bir sonraki hedef.
TCMB ise Mart ayında da politika faizini değiştirmedi. Hem Ukrayna'daki kriz hem ABD ve Avrupa'daki normalleşme adımları, faiz indirim trendini şimdilik durdurmuş durumdadır. Türkiye'de, Şubat 2022 enflasyonu ise %54,4 olarak gerçekleşti. Son bir yılda, ulaştırma ve gıda ve gibi dar gelirlileri görece daha fazla etkileyen kalemlerdeki artışlar önemli. Ancak, fiyat artışlarının muhtemelen en önemli sebebi ise beklentiler, yani, fiyatların sürekli artacağı beklentisi.
Rusya ve Ukrayna'nın Durumu
Rusya'nın, Mart ortasında ödemesi gereken tahvil faizlerinin dolar cinsinden ödenmesi ile ilgili sıkıntılara tepki olarak, Rusya Maliye Bakanı, "borçları ruble ile ödemek" zorunda kalabileceklerini ilan etmişti. Rusya, nihayetinde bu haftanın faizlerini ödeyebildi, ancak ilerleyen dönemler için, para transferleri ile ilgili şüpheler devam etmektedir. Bu yüzden de Rusya'nın 1998'den sonra, tekrar temerrüde düşme olasılığı bugün hiç olmadığı kadar yüksek.
Özellikle de SWIFT yaptırımları, Rusya'nın tüm dış iktisadi, ticari ve finansal ilişkilerini etkilemektedir. Rusya ile iş yapan tüm şirketleri ve finansal kuruluşları doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Rusya ile iş yapan şirketlere para girişlerinin durması, ödemelerin aksaması, teminat ve akreditiflerde sorunlar yaşanması gibi uluslararası ticarete darbe vuracak gelişmeler kaçınılmaz olarak yaşanacaktır.
Ancak, daha önemlisi; bu defa, Sovyetler Birliği'nin yıkılışının getirdiği karmaşa sonrası Rusya'nın 1998'de kaçınılmaz olarak içine girdiği krizde, yardımına koşan (biraz da kendi LCM''lerini kurtarmaya çalışan) bir Batı olmayacak artık. Rus rublesinde, 1998 krizi sonrası en büyük çöküş beklentileri ise şimdiden fiyatlanmaktadır.
Diğer yandan, Moskova borsası, 28 Şubat'tan bu yana, 2 haftadır açılamıyor; açılırsa, çökme riskinden endişe ediliyor. Öte yandan, son yaptırımlar sonrası, Rusya'nın (tıpkı Kuzey Kore ve Küba gibi) uluslararası kuruluşlarla bağlantısı, IMF veya Dünya Bankası'ndan kredi almasının önü de tamamen kesildi.
Son dönemde, artış eğilimi gösteren uzlaşıya dair bir kısım olumlu haberler ve emtia fiyatlarındaki rekor seviyelerden satışlarla, petrol ve altın fiyatları gerileme eğilimine girse de savaşın uzun sürebileceği ile ilgili beklentiler ve gelecekte tekrar edebilecek olumsuzluklar; risk algısını yine olumsuz etkileyebilir.
[Sabah, 19 Mart 2022].