SETA > Yorum |
Yeni Dönemde Merkez Bankası

Yeni Dönemde Merkez Bankası

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın nasıl bir para ve kur politikası benimseyeceği, Türkiye'nin ekonomi gündeminin önemli başlıklarından biri.

2008 küresel ekonomik kriz sonrasında ciddi anlamda bir ayrışma dönemine giren, temel politikalarını ve amaçlarını gözden geçirme ihtiyacı hisseden merkez bankaları, FED'in faiz artırma hamlesine karşı yeni araçlar geliştiriyor. Örneğin AB Merkez Bankası, genişleyici bir para politikası izleyerek piyasadaki likiditeyi artırıyor.

Merkez bankalarının ellerindeki araçlarla, ekonomideki birçok göstergeyi etkilemesinden dolayı tüm karar alıcıları merkez bankalarının ne yapacağına odaklanmış durumda. Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın nasıl bir para ve kur politikası benimseyeceği de, Türkiye'nin ekonomi gündeminin önemli başlıklarından biri.

Çünkü, TCMB'nin atacağı adımlar, Türkiye ekonomisindeki büyüme, yatırım, istihdam gibi diğer değişkenleri önemli ölçüde etkiliyor. Dolayısıyla, TCMB'nin çizeceği ekonomik resim, 2016 yılı için yol gösterici olacak.

PARA VE KUR POLİTİKASINDA DEĞİŞME VAR MI?

Merkez Bankası dün, FED'in alacağı olası faiz artırım kararı öncesi, “2016 Yılı Para ve Kur Politikası” konusunda öngörülerini açıkladı. Buna göre para politikasındaki, enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde ise dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici uygulamalar 2016 yılında da devam edecek.

Raporda, Merkez Bankası'nın bundan sonraki süreçte izleyeceği yol haritasının FED'in atacağı adımlara göre belirleneceği izlenimi var. Ancak, bu dönemde piyasalar için yeni diyebileceğimiz çok net bir mesaj yok.

Diğer taraftan Merkez Bankası, FED'in faiz artırması durumunda, sadece yabancı para cinsinden zorunlu karşılıkları arttıracağını açıkladı. FED faiz artırırsa, bu önlem tek başına yeterli olur mu? Bu durum, piyasa açısından önemli bir soru işareti.
Başka bir soru ise, FED faiz artışı adımını atarsa, Merkez Bankası geçmiş dönemde uygulanan yüksek faiz politikalarına tekrar döner mi?

Merkez Bankası da, geçmiş dönemlerde olduğu gibi faiz artışını benimseyerek aynı politikayı mı uygulayacak?

GERÇEK ENFLASYON, HEDEFLENEN RAKAMIN ÇOK UZAĞINDA

Merkez bankalarının asıl görevinin fiyat istikrarı olduğuna dair ortak bir kabul var. Fiyat istikrarının sağlanması için kullanılan metodoloji ise, enflasyon hedeflemesi. Ancak, enflasyon hedefiyle, gerçekleşen enflasyon arasında büyük sapmalar olması, 2016 ve sonrası için hedeflenen yüzde 5 enflasyon rakamının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda soru işaretlerine yol açıyor.

2015 yılı için hedef, enflasyonun yüzde 5 olması. Ancak, Kasım ayı itibariyle enflasyon yüzde 8,1. Bu rakam, 2015 yılındaki hedeften çok uzak olduğumuzu göstermek için yeterli. 2011 yılı sonrasında ekonomik büyümeden feragat edilerek enflasyonun ve cari açığın öncelenmesine rağmen, hedef enflasyon ve gerçek enflasyon arasındaki büyük sapma devam ediyor.

PEKİ EKONOMİK BÜYÜME?

Küresel ekonomide zaten bir daralma mevcut. FED'in faiz artırması durumunda, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden para çıkışının başlaması bekleniyor. Bu çıkışı engellemek için kullanılan politika araçlarının, ekonomik büyümeyi olumsuz etkilememesi gerekir.

Türkiye ekonomisi potansiyelinin altında büyürken, yüksek büyüme oranlarını yakalayabilme sürecine Merkez Bankası nasıl bir katkı verecek?

Bu dönemde, Merkez Bankası'nın bu “ikili” arasında, yani ekonomik büyüme ve enflasyon arasında tercih yapmaması elzem.
Ancak raporda, 2011 sonrası dönemde tartışma konusu olan ekonomik büyüme konusunda Merkez Bankası'nın ekonomik büyümeyi merkeze almayan bakış açısının devam ettiği görülüyor. Bu raporda, ekonomik büyümeyle ilgili detaylı bir açıklama görmedim. Sadece iki defa dolaylı olarak “dengeli büyüme” den bahsediliyor.

Oysa ki, Merkez Bankası'nın yeni dönemde elinde, FED'in faiz artışı olasılığına rağmen güçlü araçlar var. Petrol fiyatlarının düşmesiyle cari açıktaki düzelme ve buna bağlı olarak meydana gelebilecek kırılganlığın azalması, bu araçların başında geliyor. Dolayısıyla, ekonomik büyüme Merkez Bankası'nın tali hedeflerinden değil, ana hedeflerinden biri haline gelmelidir.

[Yeni Şafak, 10 Aralık 2015]