GeçtiÄŸimiz hafta kıymetli iÅŸadamımız Ä°brahim Bodur'u, bir süredir yaÅŸadığı rahatsızlık sonucu kaybetmenin üzüntüsünü yaÅŸadık. Emek ve azim ektiÄŸi o dopdolu ömürden biçtikleri, fani vedasında ona en güzel karşılıklarla eÅŸlik etti ve edecek.
Memleket için sarf ettiÄŸi samimi çabalarına nesillerin ÅŸahit olduÄŸu merhum Bodur, Türkiye'nin sanayi gücünü keÅŸfetmesinde rol almış önder müteÅŸebbislerden biri olarak, henüz hayattayken adını tarihe kazıtmıştı. Pamuk ipliÄŸine baÄŸlayarak baÅŸlattığı sanayi serüvenini, ülkenin ilk seramik karo fabrikasını kurarak güçlendiren Bodur, benimsediÄŸi “Anadolu'yu kalkındırma” vizyonuyla, açıkçası özel bir yere sahipti.
Bugün yapı kimyasallarından savunma sanayine uzanan geniÅŸ bir yelpazede ülke ekonomisine yüksek katma deÄŸer yaratan KALE'nin mimarı Ä°brahim Bey'i; asla eskimeyen “Sanayi sadece kiÅŸi ve kiÅŸileri deÄŸil, bütün toplumu kalkındırır” sözüyle hatırlayacağız. Ve pek tabii, hayırsever ve sanatçı kiÅŸiliÄŸiyle de…
Mekânı Cennet olsun, Türk sanayinin başı saÄŸ olsun.
SANAYÄ° SIÇRAMASI
Sanayi, rahmetli Bodur'un ifade ettiği gibi, temel bir kalkınma unsuru olmaya durmaksızın devam ediyor ve edecek.
Üstelik kendisinin de upuzun sanayi hayatında çeÅŸitli sektörlerde tecrübe ettiÄŸi üzere, her devirde farklı bir evreyle…
BildiÄŸiniz gibi; bilgisayarı, interneti, otomasyonu dünyanın üretim hayatına sokan 3. Sanayi Devrimi'nin ardından, ÅŸimdilerde de 4. dalgayı konuÅŸuyoruz. Nitekim Almanya'nın 2011'de ortaya attığı ve sonrasında enikonu sahiplendiÄŸi “Industrie 4.0” son dönemlerde geliÅŸmiÅŸ ekonomilerin adeta favori umudu oldu.
Durumu en basit ifadeyle tanımlayacak olursak, sanayinin dijital teknoloji ile bütüncül bir entegrasyona girerek dönüÅŸmesinden bahsediyoruz. DeÄŸer zincirlerini yeniden tanımlayan bu dalga, ismi ister Endüstri 4.0, ister Akıllı Sanayi, ister baÅŸka bir kalıp olsun, Avrupa'dan Amerika'ya birçok yüksek gelirli ülkenin mevcut politikalarında belirgin bir yer almaya baÅŸladı bile… Üretim süreçlerinde hızı, kaliteyi ve verimliliÄŸi artırması planlanan yeni sanayi hareketinin, söz konusu ekonomileri saplandıkları yavaÅŸ büyümeden çıkarması bekleniyor.
Ä°ÅŸte “Fabrika 4.0” kapsamında bu ülkeler, yakın geçmiÅŸte yakındıkları ve sebebini kısmen Çin gibi son on yılların yükselenlerine yükledikleri “de-industrialization” denen sanayi gücünü yitirme gidiÅŸatını ÅŸimdi tersine çevirmeyi umut ediyor. ÖrneÄŸin, bir araÅŸtırmaya göre Almanya; ismini verdiÄŸi bu devrimi gerçekleÅŸtirirken, 10 sene boyunca gelirine yıllık %1 katkı saÄŸlayıp yüzbinlerce yeni istihdam yaratabilecek.
MiC2025
GeliÅŸmiÅŸ ülkeler Fransa'daki “Factory of the Future”, Ä°ngiltere'deki “Catapult Centres” gibi giriÅŸimler aracılığıyla devrimi palazlandırıp sanayiyi sıçratmak için formüller belirlerken, öte tarafta geliÅŸmekte olan bir kısım dünya da armut toplamıyor. Bu baÄŸlamda geçen yıl bu zamanlar Çin hükümeti, Made in China 2025 (MiC2025) isimli kapsamlı bir sanayi planı yayınlamıştı. Üretimi desteklemek adına Çin'de yapılmış “ilk” 10 yıllık eylem planı olan MiC2025, ülkenin emek yoÄŸun üretimden sofistike sektörlere geçiÅŸini hızlandırmayı amaçlarken, temel gaye ise 4. sanayi dalgasında boÄŸulmamak denilebilir.
Bu kapsamda üretim yapılandırılmasından teknolojik entegrasyona kadar kendine 9 görev biçen Çin yönetiminin, gerek geleneksel gerekse çiçeÄŸi burnunda hi-tech 10 öncelikli sektöre yoÄŸunlaÅŸacağını anlıyoruz. Bunun yanı sıra Çin bu atağını, “Internet Plus” teÅŸebbüsüyle de bütünleÅŸtireceÄŸe benziyor. Üretim ve Internet koordinasyonunu güçlendirmeye adanan programın gözü, dijitalleÅŸmenin varacağı son noktada.
DİJİTAL İŞBİRLİĞİ
Sanayi sofistikasyonu anlamında yeni dalganın mucitlerinden henüz gerilerde olan Çin'in, planlarında ne derece baÅŸarılı olacağına dair soru bulutçukları havada uçuÅŸurken, geçtiÄŸimiz hafta Pekin dolaylarındaki gündem maddelerinden biri de buydu. Ağırladığı Hindistan ile stratejik iÅŸbirliÄŸi olasılıklarını konuÅŸan Xi, yeni süreçte Hint projesi “Digital India” ile el sıkışmayı düÅŸünebilecek.
Bu noktada, Çin'in, Cumhuriyetin 100. seneidevriyesi olan 2049 yılında, MiC2025 ile “dünyanın üretici gücü” olmak gibi bir hedef edindiÄŸini not düÅŸerek yazımı bitireyim.
Hâsıl-ı çaÄŸrışım ise, nettir diye düÅŸünüyorum.
[Yeni Şafak, 31 Mayıs 2016]
