Medyada Terörün Temsili
Moderatör |
İsmail Çağlar |
Konuşmacılar |
|
Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen terör saldırılarının medyada yer alış biçimi terörün medyada temsili konusunu tekrar gündeme getirdi. Uzun yıllar terör deneyimi yaşamış olan Türkiye’de, medyanın terörün temsili konusunda yeterli hassasiyeti göstermediğine dair eleştiriler yapıldı. Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte bu konu farklı bir boyut kazandı. Son günlerin tartışmalı konusu “Medyada Terörün Temsili” 4 Nisan Cumartesi saat 12:00’da SETA İstanbul’da ele alındı.
SETA Medya ve İletişim Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, konuşmasında son yaşanan olay ile birlikte haberciliğin terör olayları ile ilişkisinin tekrar gündeme geldiği ve bu konunun tartışmaya açıldığının altını çizdi. Sahadan gazetecilerin fikirleri ile bugün bu tartışmaya katkı sunulacağını dile getirdi.
“MEDYA, TERÖRÜN VARLIK NEDENİ HALİNE GELEBİLİR”
Konuşmasını gazetecilik etiği çerçevesinde gerçekleştiren Sabah Gazetesi Okur Temsilcisi İbrahim Altay, gazetecinin haber yaparken onun sonuçları üzerine düşünmek zorunda olup olmadığı üzerinde durdu. Gazetecinin her zaman böyle bir görevi olmadığı ancak bazı durumlarda sorumlu habercilik yapmak gereği olduğunu belirtti. Bu istisnaların başında; intihar, kadına şiddet, çocuk istismarı, rehine olayları gibi haberler geldiğine dikkat çekti. Medyanın yayınları ile terörün varlık nedenlerinden biri haline gelebileceğini ve bunun terör haberleri ile gerçekleştirdiğini vurguladı. Terör olaylarında haberciliğin çok önemli bir rol oynadığını örnekleri ile inceledi.
“MARJİNALİTE BİLİNÇLİ OLARAK DESTEKLENİYOR”
Star Gazetesi Yazarı Ardan Zentürk, terör olaylarında yapılması gereken gazeteciliğin uzmanlık gerektirdiğine dikkat çekerek son olayla Türkiye’de bunun gerçekleşmediğini vurguladı. 70’li yıllarda Türkiye’de gazetecilerin sağ-sol olarak konum belirleyerek habercilik yaptığına ve bunun sonuçlarının da son derece olumsuz bir şekilde ortaya çıktığına değinen Zentürk, 90’lı yıllardaki terör ortamında gazetecilerin daha dikkatli oldukları ancak bugüne gelindiğinde o günkü tecrübenin aksi yönünde hareket edildiğini ifade etti. Son olayda marjinalitenin desteklendiği ve bu yapılan hatalı haberciliğin, şaşkınlık, unutkanlık, haberin şehvetine kapılmakla ilgili olmadığı aksine bilerek yapıldığını ifade etti. "Benim teröristim iyidir" yaklaşımı, sonrasında desteklemeyeceğiniz terör dalgasını getireceğine, gazetecinin devlet aklını dikkate alarak haber yapması gerektiğine dikkat çekti. Gazetecilerin son dönemde çok fazla siyasetçilerin alanına girdiğine ve artık bu alandan çekilmenin zamanı geldiğine vurgu yaparak konuşmasını sonlandırdı.
“TOPLUMU İNFİALE GÖTÜRECEK OLAYLARDA YAYIN YASAĞI HAKLI”
Sosyal medyanın gazeteciler tarafından marjinalleştirilmesini ve gazetecilerin sosyal medya üzerinden siyasi pozisyon almasını değerlendiren Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Sernur Yassıkaya, hem gazetecilerin hem de medya organlarının sosyal medya paylaşımlarından örnekler ile durumu ortaya koydu. Son olayda paylaşımların önemli bir kısmında adeta teröristleri destekler paylaşımlar yapılmasının olumsuz sonuçlar doğurduğuna dikkat çekti. Bir kısım yayın organlarının sürecin devamında yayınlarını düzenlediğini ancak bir kısmının da bu propogandaya alet olmaya devam ettiğini, paylaşılan kötü örneklerin de bu anlayıştaki medya organlarından seçildiğini anlattı. Son olayda getirilen yayın yasağını desteklediğini, medyanın toplumsal infiale götüren tavrı karşısında haklı bir karar olduğunu dile getirdi.