KKTC’nin Uluslararası Hakları
Moderatör |
Selman Öğüt, SETA |
Konuşmacılar |
|
SETA İstanbul’un düzenlediği ‘’KKTC’nin Uluslararası Hakları’’ başlığını taşıyan panelde, KKTC’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları masaya yatırıldı.
2014 Şubat ayında BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim tarafından okunan 7 maddelik ‘’ortak açıklama metni’’nin sağladığı olumlu havanın devam ettiği bugünlerde, T.C. Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da adaya gitmesi KKTC konusunu tekrardan gündeme taşıdı. SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmacısı Selman ÖĞÜT’ün moderatörlüğünü yaptığı panele, İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Enver BOZKURT, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Ali SATAN ve KKTC Cumhurbaşkanı danışmanı Prof.Dr. Mehmet HASGÜLER katıldı.
‘’BAŞLIK NEDENİ İLE SETA’YI TEBRİK EDİYORUM’’
İlk konuşmacı olan Ali SATAN, ‘’Her şeyden önce bu paneli düzenleyen SETA Vakfını panele verdiği addan dolayı tebrik ediyorum. KKTC Türkiye’nin haklı davasıdır. Maalesef uluslararası camia bugün konuşacağımız bu konuya Kıbrıs meselesi adını takmıştır. Burada bir meseleden ziyade KKTC’nin gasp edilen hakları söz konusudur.’’ dedi. Tarih uzmanı olan Ali SATAN; adanın Osmanlı elinden nasıl çıktığını, İngiltere tarafından Osmanlı toprağı olan adanın uluslararası hukuka aykırı şekilde nasıl ilhak edildiğini vurgulayarak başladığı konuşmasında, Lozan Antlaşması’nın 16. maddesinin KKTC’nin haklı davasının hukuki mesnedlerinden biri olduğunu dile getirdi. 12 adanın Yunanistan’a verilmesinin Yunanistan’ı Enosis ideali açısından cesaretlendirdiğini belirten Ali SATAN, daha sonraki dönemlerde Türk dış politikasının KKTC’nin haklı davasına hizmet eden kişilerce de yönlendirildiğini belirtti.
Ali SATAN, Fatil Rüştü ZORLU’nun KKTC ile ilgili çabasına ve adadaki haklı davaya hizmetlerine işaret ettikten sonra, ZORLU’nun adada heykelinin dikilmesi gerektiğini dile getirdi. Tarihi gelişim açısından 1959 Londra ve Zürih Antlaşmalarına dikkat çeken Ali SATAN, 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti tarafından yapılan çıkarmanın hukuka uygunluğunu ortaya koydu.
‘’BM’İN KKTC’Yİ TANIMAMA KARARI ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRIDIR’’
Uluslararası Hukuk uzmanı olan Enver BOZKURT, mevzunun uluslararası hukuk açısından değerlendirmesini özet şekilde aktardı. Enver BOZKURT ‘’KKTC devlet olmanın bütün şartlarını haizdir. KKTC bir devlettir. BM’in KKTC’yi tanımama yönünde verdiği karar uluslararası hukuka uygun değildir. Çünkü devletin iradesini devletin kendisinden başka hiçbir kişi ya da kurum sınırlayamaz. Ayrıca bir devletin bazı devletlerce tanınmıyor olması onun uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanmayacağı anlamına gelmez. KKTC’nin kıta sahanlığı ve karasuları hiçbir devlet tarafından yok sayılamaz.’’ dedi.
Kıbrıs adası çevresinde gerçekleştirilen parselasyonun Türkiye’nin ve KKTC’nin de dikkate alınarak yapılması gerektiğini belirten Enver BOZKURT, uluslararası hukuka aykırı yapılan parselasyonun uluslararası barış ve güvenlik açısından olumsuz sonuçlar doğurmasının kuvvetle muhtemel olduğunu dile getirdi. Kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge ve karasuları gibi teknik kavramları açıklayan Enver BOZKURT, bu kavramların Türkiye ve KKTC açısından kazandırdığı haklara dikkat çekti.
‘’TÜRKİYE’NİN ADADA YUMUŞAK GÜÇ KULLANMASI LAZIM’’
Bakanlık seviyesinde ziyaret gerçekleştirilen adadan panele katılmak için gelmiş olan Mehmet HASGÜLER, özellikle son 10 yıl içerisinde adadaki dengelerin Türkler lehine değişmeye başladığını ve bu bağlamda Türkiye’nin son 10 yıl içerisindeki adaya yönelik dış politikasının başarılı olduğunu ifade etti. Mehmet HASGÜLER ‘’Kıbrıs konusu, sadece bölgesel bir mesele olarak görülmemelidir. Kıbrıs meselesine daha global bir mesele olarak bakılmalı, hatta bu mesele Müslüman ve Hıristiyan arasındaki bir sorun olarak değerlendirilmelidir. Ancak bu kesinlikle saldırgan bir tutum takınılmasını gerektirmez. Bu tespiti meseleyi daha iyi anlamamız için yapıyorum. Türkiye’nin politikası daha kuşatıcı olabilir. Bu bağlamda Türkiye’nin adada yumuşak güç kullanması gerektiğini düşünüyorum. Mesela adanın Rum kesiminin gençlerine yönelik eğitim bursu ya da iş imkanı verme gibi cezbedici ve kapsayıcı vasıtalar kullanılabilir.’’ dedi.
GKRY’nin uluslararası hukuka aykırı şekilde AB’ye tüm adanın mümessili olarak üye olmasını ve AB’nin söz vermesine rağmen KKTC Türklerine yönelik izolasyonun devam etmesini eleştiren Mehmet HASGÜLER, ‘’adadaki sorunun çözülmesi 186 nolu BM Güvenlik Konseyi kararının iptali ile sağlanabilir. Çünkü söz konusu karar uluslararası hukuka uygun değildir. Meşru temsilci tarafından çağrılmamış bir BM Gücü’nün meşruluğu söz konusu olamaz.’’ dedikten sonra, adada iki kesim arasında devam eden görüşmeler açısından SETA Vakfının zamanlamasının harika olduğunu ifade etti.