SETA > Etkinlikler |
Ekonomi Toplum ve Siyaset alanlarında AK Parti'nin On Yılı

Ekonomi, Toplum ve Siyaset alanlarında AK Parti'nin On Yılı

Insight Turkey tarafından düzenlenen “Ekonomi, Toplum ve Siyaset Alanlarında AK Parti’nin On Yılı” başlıklı panelde, Türkiye’nin AK Partili yılları Anayasa, demokratikleşme, ekonomi ve eğitim başlıkları altında masaya yatırıldı.

 

Ekonomi, Toplum ve Siyaset Alanlarında AK Parti’nin On Yılı

Panel | 19 ARALIK 2013
 

TARİH: 19 ARALIK 2013 SAAT: 14:00 - 16:00 YER: SETA, ANKARA

LCV ve DETAYLI BİLGİ İÇİN:  [email protected] | 0312 551 21 03

 MODERATÖR  Talip Küçükcan, Insight Turkey Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
KONUŞMACILAR

Vahap Coşkun, Dicle Üniversitesi

Erdal Tanas Karagöl, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

Zafer Çelik, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

SETA tarafından yayımlanan 3 aylık İngilizce hakemli dergi Insight Turkey’nin düzenlediği “Ekonomi, Toplum ve Siyaset Alanlarında AK Parti’nin On Yılı” başlıklı panel, SETA Ankara salonunda gerçekleştirildi.

Insight Turkey Genel Yayın Yönetmeni Talip Küçükcan moderatörlüğünde düzenlenen panelde "AK Parti Dönemi Anayasa Değişiklikleri ", "AK Parti Dönemi Türkiye Ekonomisi", "AK Parti Dönemi’nde Türkiye’nin Eğitim Politikaları (2002-2013)" konuları masaya yatırıldı. Panelin konuşmacıları arasında Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Vahap Çoşkun, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Ekonomi Direktörü Erdal Tanas Karagöl ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Eğitim Uzmanı Zafer Çelik yer aldı.

Panelde ilk olarak söz alan Talip Küçükcan, paneli düzenleyen Insight Turkey’nin Türkiye’nin birikimini dış dünyaya yansıtan, Türk dış politikasını ve bölgeye yansımalarını inceleyen, bünyesinde analitik makaleleri bulunduran bir dergi olduğunu belirterek, gelecek sayının inceleme konusunun ise Türk dış politikasıyla bağlantılı olacağını belirtti. Küçükcan’ın Insight Turkey’ye dair kısa değerlendirmesinin ardından sırasıyla konuşmacılar söz aldı.

ÇOŞKUN: HUKUK DEVLETİ OLMA YOLUNDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATILDI

Panelde sunum için ilk söz alan panelist olan Vahap Çoşkun, Türkiye’nin AK Partili son 10 yılına dair değerlendirmesinde, Anayasa tartışmaları ve çalışmaları bağlamında değerlendirmelerde bulundu. 1982 Anayasası’nda modern Anayasa paradigmasının bulunmadığını belirten Coşkun, bu nedenle, mevcut Anayasa’nın uzun süre değişmeden varlığını devam ettiremediği ve 21 kez değişikliğe uğramak zorunda kaldığını belirtti. 1982 Anayasası’nın değişmesini gerektiren üç temel sebebin olduğunu belirten Çoşkun, bu sebeplerin sivil siyaset üzerindeki baskının hafiflemesi, dünyadaki küresel taleplerin yansıması ve Türkiye’nin Gümrük Birliği ve Avrupa Birliği ile ilişkileri olduğunu ifade etti.

AK Parti’nin yeni bir Anayasa talebini kuruluşundan bu yana dile getirmesine rağmen 11 yıl içinde gerçekleştirememesine değinen Coşkun, bunda, Ak Parti’nin gerçek bir iktidar gücüne sahip olmamasının ve Parlamento’da partiler arası uzlaşı bulunmamasının etkili olduğunu belirtti. Bu sebeple, AK Parti’nin kendisi için aslolan bazı konularda Demokratikleşme Paketi gibi reformlarla kısmi değişiklere gittiğini belirtti.

10 yıllık Ak Parti iktidarı boyunca Anayasa konusunda 2004, 2007 ve 2010 yıllarında olmak üzere 3 kez önemli değişikliğe gidildiğini ifade eden Coşkun, Anayasa savaşlarının yaşandığı 2007 yılında askeri muhtıraya karşı AK Parti hükümetinin de sessiz kalmayarak karşı muhtıra verdiğini ve böylelikle askere halka karşı sorumlu olduğunun hatırlatıldığını belirtti. 2010 yılında gerçekleşen Anayasa Referandumunun kabulüyle yapılan değişiklerle ise özgürlüklere anayasal güvence verildiğini ve hukuk devleti olma yolunda önemli adımlar atıldığını aktardı.

Coşkun sözlerini Anayasa fetişimizden kurtulmak, iktidar ve muhalefet arasında toplumsal uzlaşı sağlanması gerektiğine ve Anayasa’ya gerek olmadan da birtakım reformlar yapılabileceğine dikkat çekerek tamamladı.

KARAGÖL: TÜRKİYE IMF’SİZ KENDİ POLİTİKALARINI BELİRLEDİ

Coşkun’un ardından söz alan Erdal Tanas Karagöl, son 10 yılda Türkiye ekonomisinin yaşadığı değişime dair değerlendirmelerde bulundu. Karagöl, 2002-2007 yılları arasında 1950’lerden beri Türkiye’nin ekonomik büyüme göstergelerinin en yüksek düzeye ulaştığını aktaran Karagöl, 2002-2007 arasında Türkiye’nin ilk 15 ekonomi arasında yer aldığını belirtti. On yıllık süreçte kişi başı gelirde ciddi artışlar kaydedildiğini belirten Karagöl, 2016-2027 yıllarında Türkiye ekonomisinin orta gelirli ülke sınırlamasından çıkarak yüksek gelirli ülkeler seviyesine geleceğini ifade etti.

2008 Küresel Ekonomik Krizi’nden tüm dünyanın etkilendiğini ancak Türkiye’nin etkilenmediğini belirten Karagöl, krize rağmen ekonomik büyüme performansını gerçekleştirdiğinin altını çizdi. Karagöl, kriz içerisinde bulunan Avrupa ülkelerinden ayrı olarak diğer bölge ülkelerine ihracat yapılmasının Türkiye’ye esneklik kazandırdığını ve yeni manevra olanakları sağladığını belirterek, bu sayede Türkiye’nin yatırım yapılabilecek seviyede notlandırıldığını ifade etti. Karagöl, on yıllık süreçte ekonomik anlamda birçok ilklerin ve gelişmelerin yaşandığına değinerek, öneri olarak ekonominin daha da iyi seviyelere çıkabilmesi için enerji ve ARGE konularında ciddi adımlar atılması gerektiğinin altını çizdi.

ÇELİK: ERİŞİM, KALİTE, FİNANS, YÖNETİM, DEMOKRATİKLEŞME

Panelde son olarak söz alan Zafer Çelik ise son on yılda gerçekleşen AK Parti’nin eğitim politikalarına değinerek, bu politikaların erişim, kalite, finans, yönetim ve demokratikleşme olarak beş temel kategori üzerinden değerlendirilebileceğini belirtti.

Geride kalan on yıllık süreç içerisinde eğitimde vaat edilen hedeflerin gerçekleştirildiğini aktaran Çelik, 58. Hükümet’in eğitim politikaları açısından çok reformcu bir yapıya sahip olduğunu belirterek, eğitimde erişim, kalite, finans, yönetim ve demokratikleşmeye dair detaylı değerlendirmelerde bulundu.

Ak Parti hükümetinin eğitim alanında en başarılı olduğu konunun “erişim” olduğuna dikkat çeken Çelik, okullaşma ve okullaşma sürecine katılımdaki cinsiyet eşitsizliği sorunlarının büyük ölçüde çözüldüğünü, ancak ülke genelinde batıdan doğuya doğru gidildiğinde kızların okula gitme oranının halen düşüş gösterdiğini belirtti. düştüğünü söyledi.

Konuşmasında, eğitimde “kalite” konusuna on yıllık süreç içerisinde iki farklı şekilde bakılabileceğini ifade eden Çelik, tarihsel kesit içerisinde Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD’nin gerisinde kalındığının söylenebileceğini ancak meseleye Türkiye’nin kendi geçmişi noktasından bakıldığında önemli ilerlemeler sağlandığının görülebileceğini kaydetti. Son on yılda eğitimde kalite artırılması konusunda önemli ilerlemeler sağlandığına değinen Çelik, Türkiye’nin dünya sıralamasında 40 puanlık bir artış sergilediğini ifade etti.

Eğitime dair değerlendirmelerini “yönetim” başlığı altında sürdüren Çelik, bu konuya ilişkin olarak adem-i merkeziyetçilik hususunda belirgin bir ilerleme olmadığını ve Yükseköğretim reformlarına ilişkin somut adımlar atılamadığını aktardı.

Eğitim’de “finans” başlığıyla konuşmasını sürdüren Çelik, bu alanda yüzde 100’e yakın bir artış görüldüğünü, yüzde 2’den yüzde 4’lere çıkan bir kaynak artırımının yapıldığını belirterek, Avrupa Birliği ülkelerine kıyasla yüzde 6’nın düşük bir rakam olduğunu ve eğitime daha fazla kaynak ayrılması gerektiğine dikkat çekti.

Çelik son olarak eğitimde “demokratikleşme” konusuna dair değerlendirmelerde bulunarak, 30 Eylül 2013 tarihli Demokratikleşme Paketi neticesinde bu alanda yeni adımlar atıldığını, demokratikleşme kapsamında yükseköğretimde katsayı ve başörtüsü sorunlarının çözüldüğünü, Andımız’ın kaldırıldığını, anadilde eğitime ilişkin düzenlemelerin gerçekleştirildiğini belirtti.

 
//

Ekonomi, Toplum ve Siyaset alanlarında AK PartiEkonomi, Toplum ve Siyaset alanlarında AK PartiEkonomi, Toplum ve Siyaset alanlarında AK PartiEkonomi, Toplum ve Siyaset alanlarında AK PartiEkonomi, Toplum ve Siyaset alanlarında AK PartiEkonomi, Toplum ve Siyaset alanlarında AK PartiEkonomi, Toplum ve Siyaset alanlarında AK PartiEkonomi, Toplum ve Siyaset alanlarında AK PartiEkonomi, Toplum ve Siyaset alanlarında AK Parti