https://www.youtube.com/watch?v=HKsCysxF6eU
15 Temmuz sonrasında çok sayıda çalışmayla darbe girişimini gündemde tutmaya devam eden SETA’nın Ankara’da düzenlenen “Avukatlar Gözüyle Darbe Yargılamaları Paneli”nde 15 Temmuz 2016’dan bugüne gerçekleştirilen yargılamalar davaları bizzat takip eden avukatlar tarafından farklı açılardan ele alındı. Moderatörlüğünü SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmaları Direktörü Cem Duran Uzun’un yaptığı panelde sırasıyla Başbakanlık Avukatı İskender Minar, İçişleri Bakanlığı Avukatı Uğur Kızılca, AK Parti Avukatı Muammer Cemaloğlu ile şehit yakını ve bir kısım gazi avukatı Eyüphan Korkmaz konuşma yaptı.
Yargı ihraçlara rağmen başarılı bir sınav verdi
2 Ağustos 2017’de Akıncı Üssü’nde başlayan ve Sincan’da devam eden davayı hafta içi her gün takip ettiğini söylerek söze başlayan İskender Minar, Akıncı Üssü ve Genelkurmay Çatı davalarına dair genel bir profil çizdi. 15 Temmuz’da devlete sahip çıkan halkın devleti salt bir anayasal organizasyon olarak değil derin bir tarih bilinci ve sosyal bir perspektifle sahiplendiğini, toplumun tüm kesimleri tarafından devletin bir bütün olarak değerlendirildiğini söyledi.
Sadece Akıncı iddianamesi neredeyse 700 klasöre ulaştığı halde yargı üyelerinin sayısında FETÖ üyelerinin ihraç edilmesinin bir zaafiyete yol açmadığını, zaten örgüt üyelerinden kamuda işgal ettikleri pozisyonları kamu performansını artırmaya yönelik olarak kullanmalarının beklenemeyeceğini ifade eden Minar FETÖ mensuplarının tasfiyesiyle yargılamada kalitenin de arttığını söyledi.
Duruşmalarda sanıkların resmin bütününü ortaya koyacak argümanlardan kaçındıklarını, kendileri dışındaki kişilerin durumundan bahsetmediklerini ve Gülen’in ismini hiç kullanmadıklarını belirten İskender Minar, FETÖ’cü sanık profiline ilişkin analizini dinleyicilerle paylaştı.
Minar FETÖ üyelerinin örgüt talimatı dışında hiçbir değer tanımadığını, farklı hiçbir aidiyet tanımamaları dolayısıyla aile, toplum ve devlet gibi kurumlara karşı gerçekleştirdikleri eylemlerin kendilerinde pişmanlık ya da vicdan azabı oluşturmadığını söyledi.
Sanıkların savunmaları inkar politikasına dayanıyor
Panelin ikinci konuşmacısı Uğur Kızılca Ankara ve İstanbul’daki temel davalardan yola çıkarak iddianame sistematiği, deliller ve sanıkların savunmalarından yola çıkan bir konuşma yaptı. Yargı üyelerinin önemli bir kısmının ihraç edilmesine rağmen son derece nitelikli bir iddianame hazırlandığını ifade eden Kızılca, sanıkların açık deliller karşısında inkar politikasıyla hareket ettiklerini, bazısının kimlik bilgilerini bile inkar ettiğini söyledi. Uğur Kızılca sanıkların çocukluklarından başlayarak bazen günlerce süren savunmalar yaptıklarını ancak davanın esas konusu olan 15 Temmuz gecesine ilişkin ifadelerini birkaç cümleyle tamamladıklarını belirtti.
Yargılamalarda görülmedik bir hassasiyet söz konusu
Panelin konuşmacılarından Muammer Cemaloğlu en önemli darbe davalarının Akıncı ve Çatı davaları olduğunu söyledi. Cemaloğlu bu davaların tüm sanıklarının AİHM sürecine hazırlandıklarını, konuşmalarına kendilerine işkence yapıldığı iddiasıyla başladıklarını, ancak bu ifadelerinin yalan olduğunun bile bir taraftan kendilerini ve örgütü korumaya yönelik gösterdikleri özen dolayısıyla açığa çıktığını ifade etti. Muammer Cemaloğlu Türkiye’nin adil yargılama ilkelerine ilişkin herhangi bir özensizliği sınırsız şekilde kullanacak bir yapıyla karşı karşıya olunduğunu belirtti.
Akıncı davasında mahkeme heyetinin tarafsızlığına dair bir usuli tartışma bile açamadıklarını, yapılan bütün tahriklere rağmen heyetin hiçbir taviz vermediğini ifade eden Cemaloğlu hakimin etkin şekilde dinleme yaptığını ve bu dinlemeler sonunda çeşitli tahliye kararlarının da beklemeksizin verildiğini söyledi.
Şehit yakını ve gaziler yalnız bırakılmadı
Şehit yakını ve gazi avukatları adına konuşan Eyüphan Korkmaz, kronolojik süreci, medya faktörünü ve gelinen durumu açıkladı. FETÖ sanıklarının gerçekleri inkar ve yalan stratejisi geliştirdiklerini ifade eden Korkmaz, özellikle sivil imamların yaklaşımını “akılla alay etmek” olarak değerlendirdi. Müştekilerin kasıtlı tahriklerden başlarda çok etkilendiklerini, avukatların sanıkların bu tutumu bir taktik olarak kullandıklarını açıklamaları üzerine bu tavra karşılık vermeyi bıraktıklarını ifade eden Eyüphan Korkmaz devletin davaları sahiplendiğini, şehit yakını ve gazilerin de yalnız bırakılmadığını söyledi..