Sudan’da siyasi krizin tarafları ve sorunun temel sebepleri oldukça karmaşık ve çeşitlidir. 2019’da ülkede özellikle ekonomik kriz, yolsuzluk ve sosyal adaletsizlik gibi sorunlar artarak devam etti. Bu nedenlerden kaynaklı Aralık 2018’de başlayan protestolar sonucunda ise 11 Nisan 2019’da ülkenin uzun süredir iktidarda olan Cumhurbaşkanı Ömer Beşir devrildi. Devrim sonrası ülke içerisindeki siyasi kutuplaşma devam ederken askeri yönetim altında geçici bir hükümet kuruldu. 2021’de yapılan anayasa değişikliği ile birlikte sivil yönetim oluşturulsa da halen askeri güçler etkili şekilde ülke yönetiminde yer almayı sürdürmektedir. Bu durum ise siyasi istikrarsızlığın ve protestoların devam etmesine neden olmaktadır.
Sudan’da siyasi krizin tarafları arasında sivil hükümet, askeri yönetim, siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri yer alıyor. Ülkede yaşanan sorunun temel sebepleri arasında ise ekonomik kriz, yolsuzluk, sosyal adaletsizlik, demokratikleşme sürecindeki aksamalar, etnik ve dini çatışmalar gibi faktörler başı çekiyor.
Sudan’da yaşanan gelişmeleri anlamak için mevcut tarafları ve dengeleri anlamak gerekmektedir. Bu bağlamda ülkede 2019’da gerçekleşen devrimin ardından kurulan geçici hükümetin lideri Abdülfettah Burhan, Sudan Egemenlik Konseyi başkanı ve ordu komutanı olarak görev yapmaktadır. Öte yandan askeri bir geçmişi bulunmayan General Mohamed Hamdan Dagalo (Hemedti) ise Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri lideri olarak görev yapmaktadır. Sudan’ın eski lideri Beşir döneminde önemli bir rol oynayan Hemedti, ülkedeki siyasi krizler esnasında hükümetin en güçlü isimlerinden biri olarak görülüyordu. Bununla birlikte Sudan’ın batısında Rizeigat kabilesine mensup olan ve Beşir döneminde olduğu gibi sonrası dönemde de Sudan siyasetinde önemli pozisyonunu koruyan Hemedti, siyasi öneminin yanı sıra askeri figür olarak da Sudan’da önemli bir konuma gelmiştir.
Sudan’daki Son Gelişmeler
Sudan’da yaşanan çatışmalar ülkedeki siyasi krizin artarak devam ettiğini gösteriyor. Nitekim 14 Nisan 2023’te Sudan ordusu, Hızlı Kuvvetler Karargahına baskın düzenledi. Halihazırda Sudan Cumhuriyeti’nin ordusunun yanı sıra Hemedti’ye bağlı birliklerin farklı iki askeri yapı oluşturduğu görüşü hakim. Burhan şu an Hemedti’nin birliklerini zayıflatmaya çalışıyor ancak artık bunun için çok geç kalınmış görünüyor. Yaşanan çekişme Sudan’daki siyasi krizi daha da ağırlaştırabilme ve ülkede istikrarsızlığa yol açma potansiyeline sahip. Özellikle Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri lideri Hemedti, Sudan’da güçlü bir askeri varlığı olan bir isimdi. Bu nedenle Hemedti’nin Burhan ile arasındaki gerilim askeri bir çatışmaya dönüşerek ülkeyi iç savaşa sürükleyebilir. Bunun yanı sıra mevcut gerilim Sudan’daki siyasi sürece de olumsuz etki ederek ülkedeki siyasi krizi daha da derinleştirebilir.
Bunlara ilaveten ülkenin jeopolitik konumu, başta Sudan’a komşu ülkeler olmak üzere bölgedeki diğer ülkelerin de Sudan’da yaşanan siyasi krize müdahil olmasına neden olabilir. Böylesi bir burum da Sudan’daki krizi derinleştirerek ülkeyi ve bölgeyi daha da karmaşık hal içerisine sokabilir. Nitekim ilk olarak Mısır, hem Nil Nehri üzerindeki Sudan’ın kaynaklarının yönetimi konusunda endişelerini gidermek için hem de ülkede yaşanan siyasi istikrarsızlığın kendi güvenliğini etkileyebilme potansiyeline sahip olması nedeniyle soruna müdahil olabilir. Zira Sudan, Nil Nehri üzerine Roseires, Sennar ve Merowe gibi barajlar inşa etmiştir. Dolayısıyla Sudan’ın hidroelektrik enerji üretiminde önemli bir rol oynayan ve tarım sektörü için sulama imkanı sağlayan bu barajlar, ülkenin su kaynaklarının yönetimi açısından büyük öneme sahiptir. İkinci olarak Sudan’ın kuzeydoğusunda bulunan Etiyopya’nın Tigray bölgesindeki çatışmalar nedeniyle iki ülke halihazırda çıkar çatışması yaşamaktadır. Üçüncü olarak, Sudan ve Güney Sudan arasında halen devam eden birçok anlaşmazlık söz konusudur. Sudan’da yaşanan siyasi kriz, bu anlaşmazlıkların çözümünü olumsuz etkileyebilme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle Güney Sudan da Sudan’da yaşanan krize müdahil olabilir.
Bölge dışı güçler açısından ise Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın, Sudan’da bazı gruplarla yakın ilişkileri bulunduğu ifade edilmektedir. Bu nedenle ülkede yaşanan kriz, söz konusu iki ülkenin de çıkarlarını etkileyebilir ve bu ülkelerin Sudan’daki krize daha fazla müdahil olmasına neden olabilir. Bu ülkelerin yanı sıra Afrika Birliği (AfB), Arap Devletleri Ligi (AL) ve diğer bölgesel örgütlerin de Sudan’daki krizi çözmek için müdahil olmalı muhtemeldir. Ancak tüm müdahalelerin ülkenin egemenliğine saygı gösteren ve Sudan halkının yararına olan barışçıl bir şekilde yapılması oldukça elzem. Bu nedenle Sudan’daki yönetim içerisindeki gerilimin çözümü için tarafların diyalog ve uzlaşma yoluyla iş birliği yapması, ülkede istikrarı sağlamak adına hayati önem taşımakta.
Bununla birlikte Sudan’ın tüm kesimlerini kapsayan bir siyasi sürecin başlatılması ve bunun sürdürülebilir bir çözüm için desteklenmesi gerekiyor. Sudan’da yaşanan çatışmaların ülkenin istikrarını tehdit ettiği açık. Ancak bu krizin çözüme kavuşturulması için ciddi bir siyasi irade ve müzakere süreci gerekli. Aksi takdirde Sudan, Libya gibi kaosun içine sürüklenebilir.
Sudan; Mısır, Güney Sudan ve Etiyopya gibi komşularıyla da sorunlar yaşıyor. Bölgede artan gerilim ülkenin geleceği açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Uluslararası toplumun Sudan’a destek vermesi ve çatışmaların sonlandırılması için çaba göstermesi gerekiyor. Tüm bunlarla birlikte Sudan’ın içinde bulunduğu ekonomik kriz de göz ardı edilmemeli. Bu kriz ülkedeki siyasi krizi daha da derinleştirmekte ve çözüm sürecini zorlaştırmakta. Sudan’ın geleceği için umutlu olmak zor olsa da barışçıl bir çözüm için umut beslemekten de vazgeçmemek gerekli..