-
Suriye’de Koronavirüs görüldü mü?
Resmi olarak Suriye’nin tamamında şimdiye kadar Koronavirüs hastalığı (COVID-19) tespit edildiğine yönelik bir açıklama yapılmamıştır. Esed rejiminin Sağlık Bakanlığı, YPG’nin sözde federal hükümeti ve Suriyeli muhaliflerle beraber çalışan insani yardım örgütlerine göre Koronavirüse rastlanmamıştır. Ancak muhalif kaynaklarına göre İranlı milisler rejim bölgelerinde Koronavirüsün yayılmasına sebep olmuş ve buna bağlı olarak birçok vaka söz konusu olmuştur. Benzer bir şekilde rejim kaynakları da muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde hastalığın bulunduğunu iddia etmektedir. Aynı söylem YPG’nin kontrol ettiği bölgeler için de geçerlidir. Suriyeli muhalifler ve rejim kaynakları YPG bölgelerinde hastalığın olduğunu iddia etmektedir. Rejim bölgesinde yaşayan doktorlar ve siviller bölgede hastalığın çok yaygın olduğunu ve Esed rejiminin haberlerin duyulmasını engellediğini ifade etmektedir. An itibarıyla Suriye içerisindeki bölgeler arasındaki geçiş noktaları tamamen kapatılmıştır. Muhalif bölgelerden rejim ve YPG bölgelerine, rejim bölgesinden muhalif ve YPG bölgelerine, YPG bölgesinden de muhalif ve rejim bölgelerine sivil ve ticari geçiş noktaları kapalı tutulmaktadır. Ancak uluslararası kaynaklara bakıldığında Suriye’de Koronavirüsün olduğu bu ülkeden Pakistan’a giden sekiz kişide hastalığın tespit edilmesiyle teyit edilmiştir.
Koronavirüs, hayvanlarda yaygın olarak görülen bir virüs türü. Virüsün 4 alt türü var. Ender olarak hayvanlardan insanlara bulaşabiliyor. Hayvanlardan insanlara bulaştığında oluşan hastalığa “zoonoz” deniyor. Koronavirüsün insandan insana bulaşabilen türünün ilk örnekleri 2003 yılında ortaya çıkan SARS ve 2012 yılında Suudi Arabistan’da ortaya çıkan MERS salgınlarında görüldü. Şu anda gündemde olan tür ise SARS ve MERS salgınlarındaki türden farklı, daha önce tanımlanmamış yeni bir tür. Yeni ortaya çıkan bu koronavirüs türüne verilen isim “2019-nCoV”. Hastalardan elde edilen numunelerdeki virüsün elektron mikroskobu ile çekilen ilk fotoğraf görüntüsü Çin Hastalıkları Kontrol ve Önleme Kurumu (CCDC) tarafından 27 Ocak 2020'de yayınladı. Fotoğrafta da görüldüğü üzere virüsün yüzeyinde onu kaplayan bir halka görülüyor. Bu kısım “taç” anlamına gelen “korona” kelimesi ile ifade ediliyor. (AA)
-
Muhaliflerin kontrol ettiği bölgede Koronavirüs salgını ne durumda?
Suriyeli muhaliflerin kontrol ettiği bölgelerin temel sorunu nüfus yoğunluğu ve çatışma ortamıdır. Koronavirüsün yayılmasını engelleyecek temel unsur olan “sosyal uzaklaşma” nüfusun yarısından fazlasının kamplarda yaşadığı bir ortamda mümkün görünmemektedir. İlaveten Suriyeli muhaliflerin kontrol ettiği bölgelerdeki nüfus yoğunluğunun savaş öncesindeki nüfus yoğunluğunun dört katına çıktığı da göz önünde bulundurulduğunda Suriyeli muhaliflerin bölgesine virüsün bulaşması halinde hastalığın yayılması son derece hızlı gerçekleşebilir. Bunun yanında özellikle kamplarda, bölgedeki yetersiz altyapı, elektriğin jeneratörle kısıtlı kullanıldığı, kanalizasyonun imkanlarının zayıf olduğu, temiz su bulmada zorluk yaşandığı ve genel olarak hijyen açısından büyük zorluklar çekildiği dikkate alınırsa riskin büyük olduğunun altının çizilmesi gerekir. Ayrıca Rusya, İran ve Esed rejiminin İdlib’e saldırısından dolayı yerlerinden edilmiş olan 1 milyonluk nüfusun hala hareket halinde olması ve birçok kampın kapasitesini aşması da bu bağlamda hastalığa karşı önlem alınmasını zorlaştıran unsurlar arasında yer almaktadır. Bu bölgelerde hastalığa karşı alınan önlemler arasında Suriye Geçici Hükümetinin okulları tatil etmesi bulunmaktadır.
-
Türkiye bu konuda bölgeye nasıl yardım ediyor?
Suriyeli muhaliflerin yer aldığı bölgede hastalığa karşı ülkenin geri kalanına kıyasla en avantajlı durumu Türkiye’nin bölgeye yapmış olduğu sağlık yatırımları oluşturmaktadır. Türkiye Sağlık Bakanlığının özellikle Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları bölgelerinde kurmuş olduğu hastaneler Suriye’deki en iyi ve en donanımlı hastaneler arasında yer almaktadır. Hatta Halep şehir merkezinden rejim bölgesini terk ederek Türkiye’nin kurduğu hastanelerde tedavi olmaya gelenler de mevcuttur. Muhaliflerin kontrol ettiği bölgelere giden tüm insani ve tıbbi yardımlar ya Türkiye tarafından sağlanmakta veya Türkiye üzerinden bölgeye aktarılmaktadır. Buna ilaveten Suriye Geçici Hükümeti, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin desteğiyle üç karantina merkezini hazır halde bekletmektedir. Ayrıca muhaliflerin hakim olduğu bölgelerde Koronavirüs salgınına karşı testleri yapacak sağlık personelleri de Türkiye’de eğitilmektedir.
-
Dünya Sağlık Örgütü Suriye’de Koronavirüs salgınıyla ilgili ne tür hazırlıklar yapıyor?
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Suriye’de Koronavirüse rastlanılmadığını ancak ülkenin yüksek riskli kategorisinde yer aldığını ifade etmektedir. Özellikle Şam ve çevresinin birincil tehlikeli bölge olduğunu değerlendirmektedir. DSÖ Suriye’de genellikle Esed rejimi tarafından kontrol edilen bölgelerde faaliyet göstermektedir. Şam, Halep, Humus, Hama ve Lazkiye ve Suveyda eyaletlerinde halkı ve sağlık personellerini bilinçlendirmek için eğitimler düzenlemektedir. Ayrıca rejim bölgelerinde ve YPG tarafından da kontrol edilen Kamışlı’da maske ve dezenfektan gibi tıbbi malzeme yardımı yapmaktadır. DSÖ rejim bölgelerinde günlük 200 test yapmaya başlamıştır. DSÖ, Esed rejiminin kontrol ettiği sınır kapılarında ve uluslararası uçuşların gerçekleştiği havalimanlarında rejim ile koordineli bir şekilde yolcuları taramaktadır. YPG tarafından kontrol edilen Semelka Sınır Kapısı’nda benzer faaliyetler sınır kapısının YPG tarafından kapatılmasına kadar devam etmiştir. Suriyeli muhaliflerin Türkiye ile olan sınır kapılarına yönelik DSÖ’nün faaliyeti bulunmamaktadır. Ancak DSÖ yaptığı son açıklamada muhalif bölgelerde de testler yapacağını ifade etmiştir ancak bu testlerin boyutunun ne olacağı henüz bilinmemektedir.
-
Suriye’de Koronavirüs salgınının ne tür etkileri olur?
Özellikle İran’dan Suriye’ye düzenli olarak uçuşların ve insan akınının gerçekleşiyor olmasının –genel manada yurt dışına kapalı olan– ülkeye hastalığı bulaştırdığı değerlendirilmektedir. Suriye’de hastalığın yayılmasını engelleyecek ve hastalığa kapılan insanların tedavisini sağlayacak altyapı bulunmamaktadır. Koronavirüsün Suriye’de yaygınlaşmasının an meselesi olduğu değerlendirilmektedir. Hastalığa karşı önlemlerin kısıtlı olduğu ülkede çok sayıda ölüm gerçekleşebilir ancak Suriye’deki savaş ortamı sebebiyle hastalıktan ölenlerin sayılarının tam olarak belirlenmesi dahi oldukça güç olacaktır. Diğer bir sorun ise yurt dışından gelen insani yardımlar konusudur. Suriye’de nüfusun çok büyük bir kısmı hayatlarını insani yardımlarla idame ettirmektedir. Hastalığın salgın haline gelmesi durumunda insani yardım kuruluşlarının faaliyetleri bundan olumsuz anlamda etkilenecektir. Bu bağlamda Suriye’de hastalığa karşı en kritik konumda olan kesim Suriyeli muhaliflerin yaşadığı bölgedeki insanlar olabilir. Öte yandan salgının genişlemesi ve kontrol altına alınamaması Suriye krizini daha da derinleştirebilir ve aşırıcı grupların yeniden güçlenmesine zemin oluşturabilir.