Bugüne kadar işgalci politikalarına her türlü desteği bulan Ermenistan’ın Başbakanı Nikol Paşinyan, Azerbaycan karşısında cephede tutunamayacağını görünce klasik “Viyana kapıları” söyleminden medet ummaya başladı. Ankara’nın Ermenistan işgaline karşı Azerbaycanlı kardeşlerine desteği Ermenistan başbakanını çok rahatsız ettiği için soluğu Avrupa’da alıp Türkiye’yi şikâyet etmiş.
Bir Fransız kanalına açıklamalarda bulunan Paşinyan, imparatorluk peşinde olduğunu iddia ettiği Türkiye’nin bu hedefinde başarılı olması durumunda Viyana kapılarına dayanacağı kehanetinde bulunurken Ermenistan’ın Türkiye’nin bu yayılmacı politikasının önündeki son engel olduğunu ileri sürdü.
Yapmaya çalıştığı şey çok açık.
Türkiye konusunda Batı’da uzun zamandır inşa edilen olumsuz algıyı biliyor ve bu algıyı arkasına alarak Ankara’nın Azerbaycan’a yönelik desteğini kesmek, kendi ülkesinin işgalci politikalarına bundan sonra da göz yumulmasını ve hatta destek olunmasını istiyor.
Hıristiyan dünyayı harekete geçirip işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarını elinde tutması için kendisine yardım edilmesini bekliyor.
ABD, Fransa ve diğer Batılı ülkelerdeki Ermeni lobisinin bu ülkeleri ikna edeceğine güveniyor.
Tıpkı Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi.
Onlar da bölgedeki maksimalist ve saldırgan politikalarını kamufle etmek için hep “Viyana kapıları” söylemini kullandılar.
Yunanistan, haksız bir şekilde elde ettiği Anadolu’nun uzantısı olan adaları bahane ederek Türkiye’yi dar bir deniz alanına hapsetme politikasına destek olması için Avrupa’ya hep Viyana kapılarını hatırlattı.
Kıbrıs Rumları da, 1963’teki saldırıları ve 1974’teki darbeyle adadaki barışı bozan ve Türkleri tahakküm altına almaya çalışan sanki kendileri değilmiş gibi, Türkiye’ye karşı destek istedikleri Avrupa’nın hep “Viyana kapıları” korkusuyla hareket edip kendilerine destek vermesini bekledi.
Ne Viyana kapısıymış!
Osmanlı, kuşattığı o Viyana kapılarından içeri giremedi ama Avrupalı güçler sonrasında İslam coğrafyasında talan etmedik yer bırakmadılar.
Hâlen bu talan ve işgaller sürüyor.
Irak, Afganistan, Suriye, Mali, Libya ve daha nice İslam beldesi Batılı ülkelerin askerlerinin postallarının altında.
İslam dünyası 200 yıl önce Batı’nın gücüne boyun eğdiğinden beri böyle maalesef.
Şimdi Türkiye, Azerbaycan, Filistin ve daha birkaç ülke çıkmış, bağımsız olmak istiyorlar, topraklarındaki işgalcileri ya da emperyalistleri kovmak istiyorlar ve bunun bedelini ödemeyi göze almışlar.
Peki, işgalcilerden biri olan Ermenistan’ın başbakanı ne yapıyor?
Eğer benim işgalime destek vermezseniz, eğer bunların başını kaldırmasına fırsat verirseniz soluğu Viyana kapılarında alırlar diye Avrupa’ya mesaj veriyor.
Sadece Avrupa’ya mesaj vermiyor, Rusya’yı da savaşa dâhil etmek istiyor.
Azerbaycan şehirlerine füzeler atıp sivilleri öldürerek Ermenistan topraklarına misilleme yapması için Bakü’yü provoke etmeye çalışıyor. Bu şekilde Moskova ile imzaladığı kolektif savunma anlaşmasının devreye gireceğini ve Rusya’nın kendi yanında savaşa gireceğini ümit ediyor.
Avrupa ve Rusya’dan beklentilerinde haksız da sayılmaz Paşinyan. Zira Avrupa medyası Ermenistan’ın Azerbaycan şehirlerinde sivilleri hedef alan saldırılarını görmüyor. Ermenistan’a karşı bir sempati var Avrupa’da.
Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmesini talep eden yok.
Aksine Batı medyası bu savaşı da Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik karalama kampanyaları için bir fırsata dönüştürmüş durumda. Azerbaycan’ın kendi topraklarını işgalden kurtarma hakkını görmek yerine bu savaşın arkasında da Erdoğan’ın olduğuna dair manşetler atıyorlar.
Onlara şöyle seslenmek gerek:
“Viyana kapıları” söylemiyle İslam dünyasına karşı düşmanlık oluşturmaktan vazgeçin. Kimsenin Viyana kapılarına geldiği yok. Aksine siz Bağdat’ın, Kudüs’ün, Trablus’un, Kabil’in, Bamako’nun kapılarından çekilip gidin ve Azerbaycan’ı, Türkiye’yi rahat bırakın.
[Türkiye, 7 Ekim 2020].