Türkiye, Ortadoğu ve Balkanlarda etkin bir güç olarak yükselerek kendi dış politika yapım süreçlerinde bağımsız kararlar alırken, Doğu Akdeniz ve Suriye'de yaşanan gelişmelerde görüldüğü üzere kendi ulusal çıkarları söz konusu olduğunda geri adım atmadığını ortaya koymaktadır. ABD-İsrail ekseninin BAE merkezli Körfez bloku üzerinden bölgeyi askeri oligarşi üzerinden dizayn etme çabaları karşısında Türkiye de bölgede istikrarlı ve toplumsal taleplere karşılık veren bir siyasi düzen istemektedir.
Türkiye ayrıca savunma sanayiinde ciddi adımlar atmakta, TSK ve MİT teknik ve operasyonel kabiliyetlerini her geçen gün artırmaktadır. Türkiye ayrıca terörle mücadelede pro-aktif bir yöntem benimseyerek örgütü hareketsizleştirme ve çaresizleştirme stratejisini benimsemektedir. Bir diğer ifadeyle Türkiye kendisine yönelik doğrudan tehditlere karşı pro-aktif bir strateji benimserken bölgede güvenlik krizleri ve istikrarsızlığa neden olan doğal olmayan dış müdahalelerden rahatsızlığını belli etmektedir. Bu durum hem terör örgütlerini hem de bölgeyi dışarıdan dizayn etmek isteyenleri rahatsız etmektedir.
Hal böyle olunca, Irak'ın Erbil kentinde 17 Temmuz'da, bir Türk diplomatın şehit edilmesi sonrası Ankara ve Irak'taki yetkili makamlar teyakkuza geçmiştir. Saldırının Erbil'de gerçekleştiği bölge güvenlik tedbirlerinin üst düzeyde olduğu bir bölge, özellikle her yerde güvenlik kameraları var, bu nedenle saldırganların eşkalinin teşhis edildiği kaydedilmiştir. Çok kısa bir zamanda failler tespit edilerek gerekli adımlar atılacaktır.
PKK terör örgütü saldırıyı üstlenmese dahi, bütün oklar saldırının faili olarak onu gösteriyor. Zira TSK'nın Kuzey Irak'taki terör kamplarına karşı yürüttüğü 27 Mayıs'ta başlayan Pençe Harekatı'na bakıldığında teknik imkanlarını çok ilerlettiği ve PKK'ya dağda ciddi kayıplar verdirdiği görülüyor. Geçtiğimiz günlerde TSK-MİT ortak operasyonuyla PKK'nın sözde yönetim kadrosundaki isimlerden Rıza Altun'un etkisiz hale getirilmesi örgütün yönetici kadrosunda ciddi panik yaratmıştır. TSK ve MİT'in operasyonları neticesinde, PKK'nın dağda ve kırsalda harekat kabiliyetini kaybetmeye başladığı da sözde örgüt yetkililerinin açıklamalarından anlaşılıyor.
Ayrıca Berham Salih'in Irak cumhurbaşkanı olmasının ardından Ankara-Süleymaniye hattında ilişkilerin gelişmesi ve Neçirvan Barzani'nin IKBY başkanı olmasının ardından Ankara-Erbil ilişkilerinde ivme yaşanması da PKK'nın Kuzey Irak'taki alanını daraltmıştır. Bir diğer ifadeyle örgüt Kuzey Irak'ta havadan bombalanan Kandil'e sıkışmıştır. Bu nedenle Erbil'de bir Türk diplomatı şehit etmesi terör örgütünün alternatif eylemlere yöneleceğinin sinyalini veriyor.
Diğer yandan son zamanlara kadar Erbil yönetiminden çekindiği için Erbil'de eylem yapmaktan imtina eden örgüt bu sıkışmışlığın nedenlerinden biri olarak gördüğü yönetimi de zora sokacak eylemlerden kaçınmayacağının da sinyalini vermiştir. Aslında sözde yöneticilerinin ölümünün ardından Erbil'e de tehditler savurmuş ve bu eylem tehditlerini hayata geçirebileceğini göstermiştir.
Bir diğer ifadeyle Kandil'de sıkışan örgüt Irak'ın en güvenli kentlerinden olan Erbil'i istikrarsızlaştırarak Erbil yönetimini zora sokmaktan kaçınmayacağı mesajını vermiştir.
Türkiye ile S-400 hava savunma sistemleri nedeniyle kriz yaşayan ve Türkiye'nin Suriye politikaları konusuna anlaşmazlık yaşadığı ABD'nin, PKK'nın Türkiye'ye kayıp verdirmeyi hedefleyen eylemlerinden rahatsız olmayacağını okumak güç değil. ABD Suriye'de PKK'nın Suriye uzantısı PYD/YPG ile olan angajmanını sürdürdükçe terör örgütünün her türlü eylemlerinden dolaylı da olsa sorumlu olacaktır.
Türkiye, Erbil saldırısının üzerine giderek gerekli adımları atacaktır. Bu eylem Ankara-Erbil hattında güvenlik iş birliğini güçlendirir ve Türkiye'nin Kuzey Irak'taki etkinliğini artırır. TSK ve MİT'in terör örgütüne yönelik nokta atışı operasyonlarını artırarak sürdürür. Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde PKK'nın uzantılarına ilişkin kararlı adımlarını devam ettirecektir. Yani menfur eylem Türkiye'nin bölgedeki etkinliğini artırmasına, PKK'nın ve uzantılarının zayıflamasına neden olacak süreci hızlandıracaktır.
[Sabah, 20 Temmuz 2019].