1. Mısır'da 3 Temmuz darbecileri tarafından gerçekleştirilen 14 Ağustos 2013 Rabia Katliamı'nın birinci yıldönümünde ülke genelinde düzenlenen gösteri ve protestolardaki atmosfer nasıldı?
Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, Rabia ve Nahda meydanlarının güvenlik güçleri tarafından boşaltılması esnasında yaşananlar, özelde Mısır genelde ise dünyada gündemi oluşturmaya devam etti. Mısır’da geçen bir yıl boyunca neredeyse her Cuma günü eylemler düzenlendi. İlk aylara göre bu eylemlere katılım devamlı bir şekilde düşse de devam etti. Özellikle de Kahire ve İskenderiye şehirlerinde gözlenen protestolar, genelde ara sokaklarda ve mahallelerde gerçekleşti. Çünkü güvenlik güçleri Tahrir, Ramses ve Rabia gibi meydanlarda gösterilere izin vermedi, anında sert bir şekilde müdahale etti. Rabia ve Nahda meydanlarının boşaltılmasının birinci yıldönümünde, ülkenin farklı şehirlerinde eylemler yapıldı. Olası şiddet eylemlerine karşı Mısır güvenlik güçleri Kahire'nin bütün girişlerinde sıradışı önlemler aldı. O gün araçlar Kahire’ye kontrollü bir şekilde alındı. Kahire'nin yanı sıra Nil Nehri'nin batısında yer alan Giza ve Kalyubiyye şehirleri girişleri de yine aynı şekilde Müslüman Kardeşler üyelerinin bu şehirlerdeki eylemlere katılmasını engellemek için polis ve askerler tarafından sıkı bir şekilde kontrol edildi. Ülkenin önemli cadde ve meydanlarında olağandışı güvenlik önlemleri alındı. Eylemlere Kahire ve İskenderiye gibi büyük şehirler başta olmak üzere güvenlik güçleri müdahale etti. El Cezire televizyonu sabah saatlerinden itibaren 2 eylemcinin öldürüldüğünü duyurmuştu. Akşam saatlerinde sayı 7’ye yükseldi.
2. Bu protestolara bakıldığında, ülkede Arap Baharı’nın yeniden alevlenmesinin, kitlelerin demokratik taleplerini ifade edebilecekleri zeminin oluşabilmesi ihtimali nedir?
Mısır halkını ancak fakirlik ve ekonomik darboğaz harekete geçirebilir. Enver Sedat döneminde yapılan zamların ardından böyle bir kriz yaşanmış ve halk ayaklanmıştı. Bu nedenle Mübarek yönetimi, 30 yıl boyunca Sedat zamanında yaşananların tekrar etmemesi için ülkede neredeyse kayda değer bir zam yapmadı ve sübvansiyonları tercih etti. Mısırlılar, İslami siyasi hareketi denediklerini söylemekte ve bu hareketlerin ülkeyi yönetemeyeceklerine ikna olmuş gibi bir algı ortaya koymaktadır. Müslüman Kardeşler ve ülkedeki diğer İslami siyasi hareketlerin –kısa vadede- Mısır halkını harekete geçirme veya yönetime karşı tetikleme gibi bir gücü kalmamış görünüyor. Yüzde 30’u okuma yazma dahi bilmeyen sıradan Mısırlılar, bu hareketlerin ülkeye zararlı olduğuna medya tarafından ikna edildi. 80 yıldır hep yönetimlere muhalif olma gibi bir siyaset anlayışı içinde olan İhvan, kendini geliştirememiş ve gelişmeleri iyi okuyamamış görüntüsü veriyor. İhvan eğer Mısır’ı yönetmek istiyorsa cesaret, risk, güç, zafer, sınırları olan bir vatan ve devlet gibi yeni prensipler geliştirerek yoluna devam etmek durumda.
3. Ülkede dört aydır Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Sisi, ülkeyi düzlüğe çıkartabilecek siyasi, hukuki ve ekonomik gündemler oluşturabildi mi?
Abdulfettah el Sisi göreve gelmeden önce gerekli hazırlıklar yapılmış ve ülke değişime hazır hale getirilmişti. Sisi’nin göreve gelmesinin ardından memur maaşlarına yüzde 10 civarında bir zam yapıldı. Bu, ilk etapta olumlu bir gelişme olarak